🎶 Lil Peep & XXXTENTACION - Falling Down
~Sevgilim, senin aşkın çivili bir yatakta yürümek gibi
Ve ben mücadeleye devam edemem~Yanıma geldiğinde sevimli yüzüne bakıp sıcacık bir şekilde gülümseyerek "Bir sorun yok değil mi?" diye sormuştum.
"Çıkabiliriz artık diyecektim. İlaçlarımı içtim," nazikçe onu onayladığımda gülümseyerek yere eğilip ayakkabılarını ayağına geçirmişti.
"Onlar da kim?" diye sordu doğrulurken, sanırım dışarıyı gördüğü için merak etmişti. Başımı çevirip bahçe kapısından çıkmak üzere olan gençlere baktım. Erkek olan kızı kollarıyla sıkıca sarmış ona bir şeyler söylüyordu. İstemsizce kaşlarım çattım çünkü neden bu hâlde olduklarını anlayamamıştım.
"Sanırım Aras'ımın arkadaşları... Ben de onları ilk kez görüyorum," başını sallamıştı ve hızlıca düşüncelerimden sıyrılıp onunla geçireceğimiz güne odaklanmıştım.
"Çıkalım mı artık?" dedim kolumu ona doğru uzatarak ve "Tabii ki," deyip utansa bile beni geri geçirmeyerek koluma girdi.
Güneş'ten
Sabah öğle saatlerinde evden çıkmıştık geri geldiğimizde ise saat neredeyse sekizdi. Yorgundum, hatta kolumu kaldıramayacak kadar bitkin hissediyordum ama bunlar sadece bedenim için geçerliydi. İçimde olanlarsa bambaşkaydı. Mutluydum çünkü gün boyunca kendimi annesiyle vakit geçiren küçük bir kız çocuğu gibi hissetmiştim ve yorgun olmama rağmen hâlâ öyle hissediyordum. Ayla teyze bir anne, bir arkadaş gibi yaklaşmış yavaş yavaş içime işlemişti. Hiç sıkılmamıştım. Birkaç kez rahatsızlandığım için dinlenmek zorunda kalmıştık ama o zamanlar bile güzel geçmişti. Ayla teyze bir orduyu doyuracak kadar yiyecek almıştı. Ve aynı şekilde dünyalarca kıyafet. Ne kadar itiraz etsem de bana bile bir şeyler almıştı. En çok şoföre acımıştım. Adamın resmen canı çıkmıştı poşetleri taşımaktan; hatta bir ara beni bile taşıdı. Her neyse alışverişten sonra birlikte kahve dünyasına gidip kahve içmiştik.
Ayla teyze tahmin edilemeyecek kadar çok konuşuyordu ancak buna rağmen kurduğu her cümle mantıklıydı. Yaşı büyük olduğu halde ruhen sanki aynı yaşta gibiydik. Görüntü olarak da yaşını göstermiyordu zaten. Bakımlı sapsarı saçları, büyük mavi gözleri, yaşına rağmen oldukça sıkı duran cildi vardı ve fiziği oldukça yerindeydi. Onu çok sevmiştim ve geçirdiğimiz ilk günden kalbimde önemli bir yer edinmişti.
"Aras gelmemiş. Acaba bir şey mi oldu?" diye sordum huzursuz bir sesle. Sonuçta saat sekiz olmuştu ve hâlâ evde değildi.
"Gelir birazdan tatlım. Sen onu merak etme," yanına otururken başımla onu onaylamıştım ancak Aras'ın yokluğu çoktan aklımı deli gibi meşgul etmeye başlamıştı. Ayla teyze koltuğa iyice kendini yerleştirince televizyonu açıp izlemeye koyuldu. Gelecektir dedim içimden. Gençti o sonuçta, arkadaşlarıyla birliktedir.
Aras'tan
"Sevdin mi?" diye dudağını ısırarak sordu Royem ve kafamı sallayıp bardağımdaki viskiyi dikledim. Alkolden anlıyordu, hatta en iyi olduğu konunun alkol olduğunu bile söyleyebilirdim. Bu hoşuma gitmiyordu ama sesimi de çıkaramıyordum. Tuhaf bir şeydi aşk. Royem neredeyse sevmediğim her şeyi yapıyordu ama sesimi bile çıkarmadan kabulleniyordum. Düşünceli halimle başımı kaldırıp ona baktığımda kalbim anlık bir değişim yaşamıştı. Öyle hızlı atmıştı ki içime derin bir nefes çekmek zorunda kalmıştım. Sanki sadece birkaç salise Royem'in yüzü Güneş'in yüzüne çalmıştı. Kısa, sarı saçları uzayarak Güneş'in uzun, sarı saçları gibi görünmüştü. Başımı iki yana sallayıp elimdeki bardağa baktım ve sertçe yutkundum. Tabii bu elini yanağıma koyup tenimi okşamaya başlayana kadar sürmüştü sonra tekrar ona bakmak zorunda kaldım. Neyseki bu sefer kendisi gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌞 GERİZELLAM🌙
Novela JuvenilGerizellasın çünkü: 1. Sinir sistemimim bozulmasının en büyük sebebisin, 2. Israrla her hatanda özür dilemekten çekinmemene rağmen beni sevdiğini söylemekten çocuk gibi korkuyorsun, 3. Kendinden başka kimseye yeterince değer vermiyor ve dünyayı ken...