- İÇLER DIŞLAR - ||tamamlandı||

36. BÖLÜM 1/2

   

      Herkese selam 😻 Size bölüm getirdim. 36.  bölüm adı altında iki bölüm yayınlayacağım size. İki bölüm aynı mekan ve olaylar olduğu için bölmek istemedim ama bir bölüm için de çok uzun oluyordu.

   İkinci  kısım muhtemelen normal zamanında gelir,  on on beş gün arası bir süre. Bu sürenin uzun oluşundan dolayı affınıza sığınıyorum 🌸  Elimdeki bölümler bitti ve yeni bölümü hızlı yazmak maalesef çok zor.

Uzatmadan sizi bölüme uğurluyorum  💫

Haftanın son günü... Ne zor gelir değil mi? Gelince de hemen biter. Şimdi de bu canım haftanın son gününde canım haberleri sunacağız işte. Hazırlıklar erken başladı. Önümüzdeki beş gün izinliyim. Planlardaki ufak bir değişiklikle cumartesi akşam Trabzon'a gidiyoruz. Sevgiyle karşılanıyoruz... Pazar akşamı Barlas ve Erdem geliyor. Onlar da yoğun bir sevgiyle karşılanıyor... Özellikle Sarper. Kaç gündür arıyor   'Kesin geliyorlar değil mi?'  diyor. Gelecekler, diyoruz. Gülmeye başlıyor. Mutluluktan. Tabii tabii, mutluluktan. Yerseniz ısıtıp vereyim?

Bu gerginlikle benim baş ağrılarım Umay'ın dudak yaraları artıyor. Geceleri acıdan uyuyamıyoruz... Göz altlarımda pazar poşetleri var. Botoks düşünüyorum, bazen de estetik. Sonra bu güzelliği karşılayabilecek bir estetiği hangi doktor yapabilir ki diyerek vazgeçiyorum.

İşte o güzel akşamdan sonraki halimiz böyle. Şimdi dediğim gibi yayına hazırlanıyorum. Pek keyifli. Seval gözlerimi toparlamak için koli bandı arıyor içerde. Alttan çekip alnıma yapıştıracağız.

Şaka şaka, kahve getirecekti bize onu bekliyorum. İsterseniz size önümüzdeki birkaç günden bahsedeyim. Hadi hadi biliyorum merak ettiniz.

Yarın kınası var Burcu'nun. Öğleden sonra iki ve beş arası eğlenecekler. Umay yarın yedi gibi çıkacak ve havaalanına geçeceğiz. Biz ordayken herkes çoktan eve gelmiş olacak yani.

Pazar akşamı Erdem ve Barlas gelecek. Yoğun bir sevgi selinden sonra  -birilerinin göz yaşı dökeceğini hissediyoruz-   o günü de bitirmiş oluyoruz. Pazartesi akşamı düğün var. En çok o günden umutsuzum çünkü tahmin edersiniz ki akraba terörü diye bir şey var. Sevgiliyi kuzen düğününe getirmek ciddi bir adım. Bunu aynı anda ikimizin de yapması ve adaylar arasındaki kan bağı durumu daha da gergin bir hale getiriyor. Bizim açımızdan tabii. Beyler şimdilik rahat.

Düğün 7'den  11'e kadar sürecek,  ruh hastaları dört saat ne yapacaksak,  Barlas 10'daki uçağına yetişmek için 9'da aramızdan ayrılacak. Erdem de salı günü sabah dönecek İstanbul'a.  Biz de çarşamba akşamı döneceğiz. Çok hareketli bir program bizi bekliyor.

Ayrıca Miray da bizimle gelip gidiyor. Alkım da pazartesi sabah gelip aynı akşam dönecek. Annem ve yengem bu duruma bir hayli kızgın. Alkım kalsın diye bir sinsilik düşünüldüğüne eminim, sadece gidip havaalanında uçağı kaldırmamaları karşılığında rüşvet vermemeleri için çabalayacağım.

"Balım, seçtin mi kıyafetlerini?"

"Seçtim. Gel içelim kahvemizi hazırlanırız."

"İçelim, içelim de sen bana bi baştan anlat bakalım."   Ay Seval'ciğim az önce anlattım daha... Yoruyorsun beni. Neyse size anlattıklarımı ona da hızlı bir özet geçtim.

"Ee, beya ciddisiniz o zaman."

"Ne için ciddiyiz?"

"Evlenirsiniz yani diyorum, tanışmalar oluyor baksana."   İşaret parmağımı dudağının yanına dokundurdum  "Seval'ciğim bal damladı onu sil, öyle devam edelim."   Attığı büyük kahkahayla kahvesinden bir yudum aldı   "Çok beğendim sizi. Aferin ama gizli tut böyle."   elini göğsüne vurdu  "Bir nazar değer, bir nazar değer... Şok olursun Balım!"  Bana yaklaşınca ben de iri gözlerle ona yaklaştım  "Duvara vur, kıçını kaşı!"