Umay Eva Alkan:
Sakin bir pazar günü bitiyordu. Erdem Bey'e iyi olduğumuzu söyleyip iyi geceler diledikten sonra Balım saatlerce surat astı. Adamı neden teşekkür için eve çağırmadığımı sorup duruyor. Ne yaptı ki teşekkür edeceğiz?
Salıncağa yayılan Balım'a döndüm. "Küs mü uyuyacağız?"
"Mısır patlatırsan barışabiliriz." Gülümseyip mutfağa gittim ve mısırları çıkardım. Ocağı açıp tencereye attım. Onlar patlarken telefonumu alıp Erdem Bey'in hesabına girdim. Hazırsak 27 tane şaheser inceleyeceğiz.
27 fotoğraftan on beş on altı tanesi 'gezgin' temalı fotoğraflardı. Dört tane Ali Barlas Beyle fotoğrafı vardı ve hepsi kalpsizi aşık edecek türdendi. Bir tane ameliyat önlüğüyle fotoğrafı vardı. O kadar inceledim ki sanki haftada bilmem kaç kez adam aynı önlüklerle yanımda durmuyor...
Geri kalanlar da tarihi yerlerdi.
Ayrıca eminim ki Balım bu adamı kapardı.Mısırları alıp terasa geçtim. Balım hikaye atmaya çalışıyordu. "Telefonunla ışık tutsana bana çok karanlık oldu."
"Sabah atarsın ya."
"En son sabah koşarken hikaye atmışım. Ne zaman günde bir kez hikaye attım ben?" Sabır dile, yeni barıştınız. Telefonumun flaşını Balıma tuttum "Öyle tutma. Işık ordan vurunca burnum yarım ay gibi çıkıyor." Güldüm "Karadenizlileri öyle bilir ya herkes, ne olmuş?"
"Vik vik vik vik." Göz devirerek karşılık verdim. Onlarca fotoğraf çekilip içinden bir tane bile seçemedi. Beni yandan süzdüğünü fark ettim. Balım ve yandan süzmeleri... Kolumu tuttuğu gibi içeri sürükledi. Piyanonun çaprazındaki boy aynasına yönelince amacını anladım. Aynayı oraya koymuştuk çünkü Balım orda kombinlerini paylaşıyordu. Aynada kendinize bakınca yani fotoğraf çekerken kenardan çiçekler ve piyano gözüküyor. Hoş bi kare oluşuyor yani.
Üstümdeki pijamaya daha sonra da Balım'a baktım. "Dalga geçiyorsun heralde."
"Nolcak be Umay? Alt üstü 1 milyon takipçi..." göz kırptı. Dil çıkartıp terasa yönelince durdurdu. "1 hafta 'sızlanmadan' bulaşıkları toplarım?""Kabul. Üstüme uzun bir tişört giyip geliyorum."
"Kabul."
Ben pijamamı kapatacak uzunlukta -ki zor değil- bir tişört giyerken Balım da odasına gidip bir sabahlıkla geldi. Önünü bağladı "Şimdi gel yanımda belime sarıl. Sol elime mısır kovasını alacağım. Kocaman güleceğiz çok mutlu gibi tamam mı?""Değil miyiz?" Korku dolu gözlerle bana baktı "Tabii mutluyuz canım onu mu demek istedim, ha ha, ilahi sen."
Bu sefer bir iki denemede fotoğrafı seçti. Tam dediği şekilde durup ağız dolusu gülümsedik. "Aaa Umay ne tatlı oldu, hadi sen de hikayene ekle." Bu gecenin en masum isteği olduğu için kırmadım ve ekledim. Terasa geri dönüp sohbete devam ettik.
Saat 12 ye geliyordu. "Artık yatalım mı Balım? Yarın erken çıkacağım."
"Olur yatalım." Telefonumu elime aldığımda ortak arkadaşımız Alkım'ın hikayeye yanıt olarak kalpler attığını gördüm. Konuşmaya girip ben de kalpler yolladım ve hikayeyi kimlerin izlediğine baktım.
Erdem Soral.
Beynimde şimşekler çaktı, Balım Hanım plansız bir şey ister miydi? Bir şey demedim, dememi beklediğine eminim ama demedim.
"Bu akşam birlikte uyuyalım mı nar kafa?"
Sırıttım "Gel uyuyalım."• • •
Hastanede güne sakin başlamış sakin devam etmiştik. Gün bitmek üzereyken nerdeyse hiç 'acil' vaka gelmemişti. Bugün görev yerim yatışı yapılmış hastalar oldu. Sabah Erdem Bey ile vizite çıkmış, birkaç hastaya taburcu kararı vermiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
- İÇLER DIŞLAR - ||tamamlandı||
Romance"Planımız basit ve etkili. Sen cumartesi gece olacak yemeğe geliyorsun, bu kadar." Gözlerimi Balım'a diktim "Basit kısmını görebildim, etkili kısmı nerde?" "Etkili kısmı sensin Umay." "Benim yemeğe gelmemin Barlas Bey ve sana ne katkısı var?" "Hiç...