47. BÖLÜM

1.8K 119 43
                                    

Herkese selam, nasılsınız 😻
Umarım iyisinizdir, her şey yolundadır.

Sanki daha dün Balım'ın Erdem'i eve atma çabalarını yazarken şimdi kına gecesinden bahsetmek beni biraz duygulandırdı. Hepsi büyümüş gibi...

Hanım hanım, bunlar benim yavrularım diyerek sizi bölüme uğurluyorum 👻

"Bir Allah'ın kulu da şu pencere kollarının altındaki lastiği silmedi değil mi?" Umay elindeki bezi bir hışımla yere fırlatıp bağırmaya başladı "Nereyi kastettiğini bile anlamıyoruz, ne yapmamızı bekliyorsunuz?" Annem ve annesi elleri belinde salonun kapısında belirince attığı bezi aldı.
"Hangi pencere tam olarak?"
O pencerelere koşarken bana döndüler.

"Benim bir şikayetim yok, uslu uslu siliyorum."

"Bastırarak sil."

"Allah aşkına Balım, kalk hazırlan sen ben de geliyorum. Bu böyle bitmeyecek, utanmasalar parkeyi kaldırıp altını sildirecekler."

"Ha, onu Alkım yapıyor."

"Ne?"

"Yok yok, parkeyi kaldırmıyor. Viledayla siliyor evi onu demek istedim." Elimdeki bezi yere bıraktım "Ben hazırlanıyorum o zaman. Gelin siz de bir saate, yetişemeyeceğiz."

"Tamam tamam, çık hadi."

Durumlar nasıl karışık görüyorsunuz. Telaş dört bir yanı sarınca sinir de peşinizi bırakmıyor. Şimdi büyük evdeyiz, kimseyi otelde kaldırmayacakları için buraya geçmeye karar verdik. Yarın akşam kına gecemiz var. Şimdi de tuzlu kahve töreni. Her şeyden önce hızlıca bir duş alıp saçlarıma işlemiş temizlik malzemeleri kokusundan kurtulmalıyım.

Alkım ve Umay'la kaldığımız odaya girip havlu aldım. Çıkıp banyoya geçecektim ki telefon çaldı.

[Mantar arıyor]

"Efendim?"

"Hayatım napıyorsun?"

"Yaşamaya çalışıyorum Erdem, sen?"

"Neden adımla seslendin şimdi?" Adımla seslendi nasıl ağrıma gitti... "Bir şey mi oldu?"

"Ne alakası var canım, sen de bana adımla sesleniyorsun?"

"Senin adın 'Bal' benimki dümdüz 'Erdem'. Benim sana adınla seslenmemle senin bana adımla seslenmen bir mi sence?" Evlilik güncellemesi erken geldi bize sanırım. Canım sen böyle her şeye takılacak mısın?

"Tamam birtanem, özür dilerim. Sana bir daha adını kullanarak seslenmem. Siz ne yaptınız?"

"Yemek yiyeceğiz şimdi. İki üç saate sizdeyiz."

"Bunu annemler duymasın."

"İki üç saate sizde olduğumuzu mu?"

"Evet. Ben annemlere beni bugün isteyeceğinizi söyleyemedim."

"O ne demek Balım? Nasıl söyl... Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"

"E heralde dalga geçiyorum Erdem, yemek yediğinizi söylemeyin vallahi çok alınırlar. Aman aman yani, Elif Hanım'la Esin Hanım'a da söyle çok doymasınlar. Menü onların 'severim' diye bahsettiği yemeklerden ibaret." Bir şeyler diyecekti ki devam ettim "Kapat artık hazırlanacağım, yeter!"

Hızlı bir duştan sonra odadaki aynanın önüne sandalye çekip oturdum. Elbisem pudra pembesi, omuzları düşük, boyu bileklerimden biraz yukarda tülden bir elbise. Boyun ve omuz kısmım açık olduğundan saçımı tamamen toplamak istemiyorum ama açık olsun da istemiyorum. Bu yüzden şekillendirip sadece önüme düşebilecek kısımları arkada tokalayacağım. Tabii bunun için acilen birinin bana yardıma gelmesi lazım.

- İÇLER  DIŞLAR -                                    ||tamamlandı||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin