Herkese selam! Bölüm başlarında çok konuşmuyorum aslında biliyorsunuz... Ama bugün bir şeyler söylemem gerekiyor.Öncelikle okumaya devam eden -hayalet şeklinde de olsa- herkese teşekkür ederim 😻 Yavaş yavaş büyümeyi izlemek çok güzel. İkinci ayımızda hala yavaş yavaş ilerlesek de bilmem kaç kez dediğim gibi sayılar pek umrumuzda değil. Gelen güzel yorumlar hepsinden değerli.
Asıl önemli konumuz; bölümler.
Sevgili çilekeş yazarınız bu sene ÖSYM'nin maaşsız işçisi olduğu için köpek gibi çalışıyor. Neyse ki elimde 30. bölüme kadar tamamlanmış bir hikaye var... Fakat gerisini yavaş yavaş yazacağım mecburen.
Zaten bölüm sayısı arttıkça kelime sayısı da arttı, bölümler uzadı. Dolayısıyla yazması eskiye oranla uzun sürüyor.
Yani demek istediğim bölümler daha yavaş gelmeye başlayabilir :') Ama hepsi birbirinden güzel -arada üzüleceğimiz- on beş bölüm şimdiden hazır.
Fazla uzattım. Artık bölüme geçebiliriz 💫
"Mete, kapıda."
Bela 'geliyorum' demiyordu, değil mi?
"Yapcak bir şey yok, aç bakalım kapıyı." Balım kapıya dönerken Ali'ye baktım "Artık haftaya falan tanışmaya gelirsin. Bir dahaki ay isteme yaparız, nasıl?" Önce bi irkilse de hızlı toparladı "Hafta sonu tanışalım, hafta içi isteriz, nasıl?" Göz kırparak sorduğu soruyla sendeleyen ben oldum. Baya evlilik meraklısı çıktın, bunu aklımda tutacağım."Naber güzelim?" Erdem bana şaşkınlıkla bakıyordu. Mete'nin insanda bıraktığı yan etkilerden biri dert etmeyin. Balım Mete'nin kolunun altında, salona girdiler. Büyük ihtimalle bana laf atmak için açılan ağzı yavaşça kapandı. Erdem'i süzdü, sonra Ali'yi. Ali'ninki biraz zaman aldı, neden bilmiyorum. İki Bey diklenmiş, sanki üçüncü Bey'in tepkisine göre kendilerini yönlendirmeyi bekliyorlardı. Gülümseyerek Mete'ye baktım. "Hoş geldin." Yanıma gelip bana eğildi, ellerini yanaklarıma koyup ikisinden de kocaman öptü. Gerçekten kocaman!
"Hoş buldum. Misafir olacağını bilmiyordum." Misafir demeyelim Mete'cim daha samimi bir şeyler bulalım biz onlara.
"Bu bi soruydu Umay." Kalkık kaşla Mete'ye baktım "Ben bi soru işareti göremedim?" Balım, Ali ve Erdem'in arasına oturmuş adeta çekirdek arıyordu."Göstereyim. Misafir olacağını, bilmiyordum, soru işareti." İşaret parmağıyla havada küçük bir soru işareti çizdi. Sanırım Mete'nin üstüne atlayacağımı hisseden Balım söze girdi.
"Ali ve Erdem, arkadaşlarımız." Mete berjere oturup Balım'ın çok kısa süren gösterisini izledi.
"Memnun oldum, Umay ve Balım'ın, arkadaşları." Garip bir şekilde Erdem daha sıcak bir gülümseme verdi "Biz de öyle." Ali Erdem'e 'memnun olurken bana sordun mu' alt yazılı bir bakış attı. Beklenilenin aksine Ali, Mete'ye cevap vermemişti."Bir şeyler yedin mi?" Mete Balım'ın sorusuna karşılık Ali'ye döndü.
"Seni, bir yerden tanıdığıma eminim." Ali gülümsemiyordu bile "İşin garibi, ben de eminim." Bu diyalog beni o kadar gerdi ki, en son organ nakli sırasında Bilge Hanım'ın elinden böbreği alırken, bu kadar gerilmiştim sanırım."Bir şey ister misin?" Balım'ın yineleyerek anaç ruhuyla ortamı rahatlatmak istemesi üzerine Erdem sırıtmaya başladı. Balım'ı koltukta yanına çekip bir nevi 'sus' dedi. Kendisinin tuzu kuru tabii!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
- İÇLER DIŞLAR - ||tamamlandı||
Romance"Planımız basit ve etkili. Sen cumartesi gece olacak yemeğe geliyorsun, bu kadar." Gözlerimi Balım'a diktim "Basit kısmını görebildim, etkili kısmı nerde?" "Etkili kısmı sensin Umay." "Benim yemeğe gelmemin Barlas Bey ve sana ne katkısı var?" "Hiç...