7. BÖLÜM

3.5K 254 37
                                    

 

     Selam, nasıl gidiyor?  😻

       Okunmalar aman aman
yüksek  değil ama  geleceğe
umutla bakıyoruz  dköskmskd  💫

       Büyüyebilmemiz adına önerirseniz, çok tatlı olur. Yedinci bölümden   'oy verin bee'    diye  serzenişe geçmek istemiyorum  :))

       Sevgiyle kalıın,  öpüyorum  🌸

      

    NOT :  Kullandığımız ve kullanacağımız  fotoğrafların ve gıflerin hepsini   PİNTERESTTEN    kendimiz bulup  dosyalıyoruz.

 

   "Oh Barlas Bey, ev botaniğe dönecek diye korkuyorum."   Elimi Balım'ın karnına geçirdim.

Ali Bey haki yeşil tişört ve siyah bir kot, Erdem Bey lacivert çizgili beyaz tişört ve siyah kot giymişti.

"Hoş bulduk. Mutfağa koyayım mı bunları?"   Erdem Bey'in sorusuna Balım atladı   "Alayım istersen."

   Balım  siz-bizi  kaldırarak konuşan    ilk kişi oldu.  Yani Ali Bey de benimle 'sen'   şeklinde konuşuyor aslında. Balım'ın  bu hareketini Erdem Bey  de devam ettirdi.

"Tabii, al bakalım."    Eee arkadaşlar? Ben kaldım böyle? 2 yıldır  'hocam, bey' dediğim adama bir anda nasıl   'sen' diyeceğim.

"Eee, neler hazırladınız." Balımla birbirimize bakıp sırıttık.

"Siz sadece  'sütlaç'  diyince biz de yorulmayalım boş yere diyerek sütlaç yaptık."     Elimle olduğumuz yerden görünen mutfak masasını işaret ettim. İkisi de eğilip sütlaçla dolu masaya baktı. Erdem Bey olayı bilmediğinden Ali Bey'e çatık kaşlarla döndü. Gülümsedim ve Ali Bey'in,  tamam tamam Ali'nin elindeki çiçeklere uzandım.  "Teşekkür ederiz çok kibarsınız. Geçelim terasa?"   İkisi de gülümseyip mutfağa yöneldi. Balım koluma bir çimdik attı ve ekledi "Adamlara siz siz demeyi kes." 
Eline vurdum   "Ben bu adama iki senedir hocam diyorum, bey diye sesleniyorum."  İşret parmağıyla burnuma bastırdı   "Bu beni hiç alakadar etmez."   Arkasını dönüp terasa yürüdü. Kısa ve öz bi şekilde onu mezeleyip mutfağa girdim. Poğaçaları bir tabağa dizdim ve doğradığımız salata-domatesleri alıp terasa çıktım. Güneş vardı ama terletecek kadar değildi yani en azından tepemize tepemize vurmuyordu. Elimdekileri masaya yerleştirdim. İki Bey yerini almış yaptıklarımızı inceliyordu.

"Bir an sadece sütlaç yiyeceğiz sandım." Gülümsedim   "Geçen sefer bu kadar kötü bir ev sahibi olduğumu düşünmüyorum."   Erdem Bey yine anlamamıştı.  "Geçen sefer?"

"Barlas,  doktorumuza hiçbir şey anlatmıyor musun?"   Balım bütün gıcıklığıyla  Erdem Bey'e döndü  "Oturalım bunları da konuşuruz." Erdem Bey gülümsemiş göz ucuyla da Ali'ye sert bi bakış atmıştı.
"Çay mı alırsınız kahve mi? "

"Çay olur."  Dedi Erdem Bey. Ali de onu başıyla onayladı. Balım bardakları doldurmaya mutfağa girdiğinde Ali'nin telefonuna bir mesaj geldi. Mesaja baktıktan sonra gözlerini bana çevirdi.

"Televizyonu açabilir miyiz?"

   Erdem Bey bir şey olduğunu anlamış gibi kalkıp salona yöneldi. Ay durun ne olur, alışık değilim böyle entrikalara.

Salona geçip televizyonu açtık. Balım'ın sunucu olduğu kanalda bir sabah programı vardı.  'Gerçekten mi' gibisinden Ali'ye döndüm. İkisi de koltuğa oturdu. Ekrana döndüğümde sunucuların  Balım'ın konuşmasından bahsettiğini farkettim.

- İÇLER  DIŞLAR -                                    ||tamamlandı||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin