45. BÖLÜM

1.6K 128 50
                                    

Herkese selam 😻 Kızlar bir bir gidiyor, sıra acaba kime geliyor...


Umay Eva Alkan :

"Deniz nasıl?"

"Bilmiyorum, Buğra nasıl?"

"Sevmiyorum o ismi. Aras nasıl?"

"O seçeneklerde var. İki isim ihtimali olarak duruyor."

"Deniz iyi değil mi ya..."

"Sen oğlun olursa Deniz koy Umay'cığım..."

"Ay, koyarım Zeynep'ciğim..." Zeynep gülerken dosya imzalayan Serkan'a yastık fırlattı "Serkan sen fikir vermeyecek misin?"

"Ben düşüncemi söyledim."

"Ne dedi?" dedim kahvemi masadan alırken.

"Ne demiş olabilir?"

"Serkan..." diye mırıldandık aynı anda.

"Ne var, beğenemediniz mi?"

"Serkan oğlumun adını Serkan koyamam. Zaten muhtemelen seni örnek alacak, bu kadar benzerlik bana fazla gelir."

"Kurban olun bana. Gün gelecek hepiniz diyeceksiniz ki 'Keşke Serkan'dan üç beş tane olsa da hepimize yetse.' İşte o gün ben size bakmayacağım." Önündeki son dosyayı kapatıp arkasına yaslandı "Ama belki Umay'a gözüm kayar." Biz gülüşürken Tan içeri girdi. Elindeki yeni kahveleri bize suyu Zeynep'e uzattı "Vitaminlerini al."

"Ayy... Tamam. Sen benim bunları unuttuğumu nasıl anlıyorsun acaba."

"Zeynep sen hiç hatırlamıyorsun ki?"

"Yalnız bana laf attığında biz iki kişi olarak alınıyoruz. Ona göre konuşursan sevinirim."

"Aslında Tan da güzel isim Zeynep." diyerek böldüm tartışmalarını. Birkaç saniye düşünüp listesini tekrar eline aldı "Doğru aslında. Şuraya yazayı... Serkan ya!"

"Ne?"

"Bütün isimleri karalayıp 'Serkan' yazmışsın. Koymayacağım ya!"

"Pişman olacaksın."

"Hadi sus..." kapı açılınca Zeynep'in göbeğine yatan Serkan hariç hepimiz toparlandık. Erdem ve Bilge Hanım girdi odaya.

"Oturun oturun, iş için gelmedik." dedi Erdem yanıma otururken.

"Zeynep'cim uzan rahatsız olma." dedi Bilge Hanım ve Serkan yanından kalkınca Zeynep'in karnını okşamaya başladı.

"Nasılsınız? Bir sıkıntı var mı?"

"Yok Bilge Hanım, şükür."

"Ne kadar kaldı?"

"Dört ay."

"Kilosu nasıl güzel büyüyor mu?"

"Maşallahı var."

Erdem de onun karnına bakıp gülümsüyordu. "Hadi sıra sizde." dedim fısıldayarak.

"Hayatın planını bilemezsin Umay."

"Siz nasılsınız?" dedi Bilge Hanım ben, Tan ve Serkan'a. İyi olduğumuzu belirten nidalarda bulunduk "Kim bu gecenin şanslı nöbetçileri?" Serkan ve Tan mutlulukla elini kaldırdı. Gece nöbeti iki insanı ne kadar mutlu edebilirse o kadarlık bir mutlulukla.

"O zaman yavaştan acile inelim nöbet arkadaşlarım." Bilge Hanım ayağa kalkıp bize el salladı.

"Umay biz de çıkalım mı?"

- İÇLER  DIŞLAR -                                    ||tamamlandı||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin