- İÇLER DIŞLAR - ||tamamlandı||

17. BÖLÜM

    

     Bilin bakalım kim cumaya kadar bekleyemedi ?  😻

"Ali."

Biraz fazla bağırdım sanırım ki, dolabı kapatıp bana döndü.
"Seni gördüğümde Serkan'ın önlüğünü çekiştiriyordun, yakasını kapatır gibi. Sonra acile geldiğinde ne gördüm biliyor musun? Kızarıklar ve morluklar! Yumruk atılmış, sıkılmış gibi."

Sertçe yutkunup kaşlarını çattı.
"Ya da?"

"Ya da ne Ali? 'Ya da' sı yok."
Dudaklarını birbirine bastırdı, bir elini ensesine koyup sağa sola bakındı.
"Kesinlikle ben yaptım yani?" Şüpheyle bakan gözlerine, beni ciddiye almadığı için sinirle baktım.

"Lütfen, Serkan'ı arayıp sorar mısın."

Bu cümlesiyle birlikte içimden pişmanlık alevleri çıkmaya başladı. Böyle diyebiliyorsa ya Serkan'ı çok iyi tehdit etti ya da gerçekten bir şey yapmadı. Ama ben Serkan'ı tanıyorum. O biriyle kavgaya girmez. Daha bir kişiyi bağıra çağıra azarladığını bile görmedim.
"Tamam, arayacağım."

Telefonumu çıkartıp Serkan'ı ararken Ali kollarını göğsünde birleştirmiş, bir elini yüzünde dolandırarak beni izliyordu.

"Efendim alev hanım?" Hoparlöre aldığım için Serkan'ın tatlı(!) lakabını duyan Ali yaslandığı tezgahtan dikleşti. Ellerini cebine sokmuş çatık kaşlarla bana bakıyor.
"Naber mobbing?"

Kullandığım kelimeyle kendilerini güldürdüm, durum nötr.

"İyidir sen?"

"İyiyim. Sana bir şey soracağım."

"Sor bakalım." Gözlerimi Ali'ye diktiğimde o da aynısını yapıyordu. "Bugün omzunu, boynunu gördüğümde yanımdan koşarak uzaklaştığın morlukların sebebi neydi?" Sesli bir şekilde nefesini bıraktı.

"Buna neden taktın bu kadar?"

"Doğruyu hemen söylemezsen Bilge Hanım'a, Erdem Bey'e, Selim Bey'e ve daha birçok hocaya, onların sana verdiği dosya işlerini zorla birilerine yaptırdığını anlatmak zorunda kalacağım." Tekrar derin bir nefes verdi.

"Senden nefret ediyorum. Fazla güzel olmasan öldürmüş olabilirdim."

"Uzatıyorsun, hadi."

"Niye merak ettiğini anlamıyorum ama sen istedin, anlatayım." Kaşlarımı da kaldırarak Ali'ye bakmaya devam ettim.

"Dün akşam çok güzel bir kadınla randevum vardı. Yemekler yendi, içkiler alındı. Sonra dedi ki, senin ev yakın mı?"

Ne? Şaka yapıyorsun ! Ali'ye arkamı dönüp telefonu hoparlörden çıkardım.
"Dalga mı geçiyorsun ?"

"Devam edeyim mi? Eğlenceli kısımlar geliyordu. Daha izleri açıklamadım bile..." O gülerken telefonu suratına kapadım.

Allah'ım arkamı dönüp bir şeyler söylemem gerekiyor... Serkan'a güven olur mu Umay, olur mu? Ne diyeceğim şimdi? Pardon Ali'm ben sen dövdün sandım ama Serkan yine biriyle yatmış. Ne yapalım, olur öyle. Alttan alıver sen de bir kerelik!

Ben iç sesimle boğuşurken Ali'den hiç ses gelmiyor. Artık yapılacak bir şey yok mecbur döneceğim yüzümü. Önce omzundan bi arkamı kontrol ettim. Çok ağır bir şekilde arkama dönerken bir eli belime sarıldı. Diğer eli koluma tutundu, ikisiyle birden beni kendine çekti.

Göz gözeyken aramızdan çıkan
şimşekler, dışardan da görülüyor mu acaba?

Pek çaktırmamaya çalışarak saçlarıma yaklaşıp kısa bir nefes aldı. Yüzüne küçük bir tebessüm yerleştirip gözümün tam altına bir öpücük bıraktı. Gözlerimi tekrar açtığımda dikkatle yüzümü süzüyordu. Belimdeki elinin ağırlığını arttırıp bizi tamamen yakınlaştırdığında gözlerimi tekrar kapadım. Dudaklarımdaki yumuşacık baskıyla birlikte bir elim omzuna diğeri göğsünün üstüne gitti. Kolumdaki eli çoktan saçlarıma karışmıştı.