20. BÖLÜM

2.8K 184 67
                                    


   💫

Cuma Günü Balım Alkan'ın Ağzından :

Eğer iki günde doksan yedi kez kıyafet değiştirmem gerekirse, yeterli kıyafetleri önüme dizmiş bulunuyorum. Ama gelin görün ki, bir uyku için, bir gezerken giymek için bir de zaten üstümde gittiğim kıyafetler yeterli olacaktır. İşte, Umay şu an tam olarak beni buna ikna etmeye çalışıyor.

"Ya sen nasıl bir manyaksın? Bir ay dursak bu kıyafetler yine de artar!" Mete düşünceli bir şekilde yatağa oturdu.
"Baya geliyorsunuz yani."

Son dakika aldığı bilgiyle etrafa boş boş bakıyor, yazık.

Neyse, Umay evcilliğini kaybetmeden önce kıyafetlerimi onun dediği sayıya indirdim. Küçük boy bir valize ikimiz de her şeyimizi koyduk.
"Yarın arabayı ben alayım hastaneden çıkıp eve gelir üstümü değişirim. Arabayı bırakırım, çantaları da alır taksiyle kanala geçerim."

"Tamam ben zaten öğleden sonra çıkacağım duş falan alır giderken giyeceklerimi giyerim." Mete'ye döndüğümde halıyla bakışıyordu "Sen de benle gel istersen kanala."

"Sabah birkaç şey almam lazım taksime inerim. Beşiktaşa da taksiyle geçerim." Paşamdaki rahatı görüyorsunuz.

"Bilemeyeceğim artık 6'da kanalda ol da."

Umay valizi kapatırken telefonu çaldı.
"Annem." Yatağa oturup telefonu hoparlöre aldı.
"Eva'm , ne yaptınız kızım?"

"İyi annem, Mete valizini topluyor işte. Nasıl üzülüyoruz gidecek diye..."

"Biliyorum biliyorum, ağlıyor musun yoksa? Kapatayım da öyle ağlarsın, üzme beni de." İlahi Berika Sultan...

"Yenge geçtiniz dimi eve?" Nereye gideceğimizi öğrenmemiz gerekiyor sonuçta.

"Geldik kızım, annenler de burda." İçeri seslendi "Neva, Balım telefonda!" Annem koşarak geldi "Kızlarım, nasılsınız?"

"İyiyiz nanakuşum, siz?"

"İyi biz de, ne olsun. Sarper sürpriz yaptı bize, geldi biliyor musun?" Umay'la bakışıp gülmeye başladık "Oh yenge, nasıl mutlusundur oğlun geldi."

Umay ateşe barutla koşuyor, bir kere benim annem kızcıdır, beni daha çok sever!

"Mutluyum tabii, çok az görüyorum çocuklarımı. Biri geldi hiç değilse." Lafı suratıma suratıma vurmaya bayılır, canım nanakuş. Ona da üzülüyorum, Berika Sultanın hiç değilse Mete'si var. Benim nanakuşumun hiçbir şeyi yok, ben de evden gittikten sonra baya korktum bir çocuk daha yaparlar diye...

"Keşke gelebilseydiniz bu bayram beraber olsaydık." Berika Sultan'a kalsa ben kanalı Umay hastaneyi bıraksın, Ankara'da dizlerinin dibine dönelim. Ama üzgünüm Berika Sultan, hayat arkadaşımı buldum sanırım. Çürük çıkarsa düşünürüz.

"Keşke ama ne yapalım, iş bitmiyor." Umay cümlesini bitirdiğinde Mete ağzını açıyordu ki üstüne atlayıp elimi ağzına bastırdım. Sanki bunu hissetmiş olan Berika Sultan sordu "Mete nerde?"

"Duşta, duşta anne o. Çıkınca arar seni." Vedalaşıp kapattıklarında elimi Mete'nin dudaklarından çektim.
"Sizin benim canıma kastınız mı var? Annemle bile konuşturmuyorsunuz."

"Ağzından kaçırırsın sana güvenmiyorum. Umay'ın kardeşisin sonuçta." Mete gülmeye Umay bana vurmaya başladığında tekrar telefon çaldı. Bu sefer benimki. Hem telefon benimki hem arayan benimki...

[Erdem Soral arıyor]

"Efendim?"

"Canım, nasılsın?" Ne? Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp tekrar baktım. Tövbe, bismillah. Kesin yarın uçağım düşecek!

- İÇLER  DIŞLAR -                                    ||tamamlandı||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin