- İÇLER DIŞLAR - ||tamamlandı||

11. BÖLÜM

   Haftada bir bölüm konseptine
11. bölümle beraber geçmiş bulunuyoruz 💫   Her cuma yeni bölüm gelecek 😻

Kimden|| Ali Soral
[ 8'de seni alacağım.]

Ay yetişin komşular, nereye alıyor?
"Ne demiş?"

"Akşam demiş, 8'de demiş alacağım demiş Balım ne yapacağım?" Balım ağzını yırtarcasına güldü "Bugünki hırsla nikahına almasa bari."
"Çok komik. Ne yapacağım diyorum sana?"

"Umay adam sana 'öcüyüm ben seni yicem' dememiş ya. Sevgililer yapar böyle gece kaçamakları, neyiniz eksik? Fazlanız bile var."

Sesli bir şekilde nefesimi vererek cama döndüm. Neyimizin eksik olduğu çok bariz aslında, fazla kafa yormaya gerek yok. "Nasıl bir yere gideceksiniz acaba ona göre hazırlardım seni." Bana döndü "Arayıp sorsana."

"Soramam şimdi olmaz." Kırmızı ışıkta durdu "Uzun mu giysen, pantolon falan. Bugün aklını aldın zaten." Gülüyordu. "Bugün daha espri yapma ve gülme. Kotanı doldurdun, gerginlikten ağlayacağım şimdi."

Eve girdiğimizde odama geçtik. Ne giyeceğim, fazla şık mı yoksa daha rahat mı olmalıyım? Kafamda deli sorular. Mesajlarda adamın ağzından cımbızla bile laf alamadığımız için... 'E arasana' dediğinizi duyar gibiyim ama keçi değil miyim arkadaşım? Aramayacağım işte.

"Yarım saattir dolaba bakıyorsun. Saat 7 ye geliyor, adamı arayıp sorsan rahat rahat giyinirdin." Ona 'çok biliyorsun sen' bakışımı atarken elime pudra tonlarında küçük çiçekli bir bluz aldım. Kare yakası, balon kolları ve deseniyle eski zaman kıyafetlerini hatırlatıyordu. Altına bir kot giysem mesela. Elimi beyaz kota uzattım. Altına da stiletto giysem, pudra. Aynen pembe pembe git, hiç de sevmem. Cici kız Umay, hele bi suratıma bakın, var mı o tip bende?

"Umay ya adam takım elbiseli falan gelirse, arka tarafım gibi kalacaksın orda söyleyeyim." Göz devirdim "O hep takım elbiseli. Başka bir şey giymesi garip olur."

En son lacivert üstü ince çiçekli bir elbisede karar kıldık. Elbiseyi seçen tabii ki Balım oldu. Yine yırtmaç detaylı bir elbiseyle tehlikeli sularda olsam da, hoşuma gider. Ali'den korkacak olursak dolabımı baştan dizmem gerekiyor değil mi? Ali Bey de biraz rahatlık gösterebilir bence, güvenmediğim şeyi giymem sonuçta, dolabımın sonuna kadar arkasındayım. El emeği göz nuru dizdim ben hepsini.

Her neyse, saat 8 e gelirken hafif bir makyaj yapmış saçlarımın dağınık buklelerini da maşayla düzeltmiştik.

"Midem ağrıyor, kusacağım."

"Daha büyük bi sorunumuz var, titriyosun." Telefonum çalmaya başladı.

[Ali Soral arıyor.]

"Efendim." Elimi göğsüme bastırdım. "Hazır mısın?"

"Hazırım. Nereye gideceğimizi bilmediğim için nasıl giyineceğimi de bilemedim. "

"Ne fark eder." Şimdi uzun uzun anlatırdım de ne laf anlatacak halim var ne de heyecandan dilim dönüyor. "Söylemeyecek misin?"

"Söyleyeceğim, yanıma geldiğinde. İki dakikaya aşağıdayım."

"Ne diyo ne diyor." Balım beni sarsıyordu "Ne fark eder diyor, ne giysen yakışır başımın tacı diyor."

"Bir de benim hırsıza bak, aramıyor bile." Balım'ı çekip sarıldım "Döveceğim ben onu, döv de döveyim." Balım kollarını belime doladı ve sıktı "Dövme."
Derin bir nefes aldım "Döv diyeceksin diye çok korktum." Sonuçta kocaman adam değil mi? Eline aldığı neşterle tek seferde beni öldürebilir de, geri döndürebilir de. Bakın aynı yeteneğe sahip olduğum halde, bi saygıyla eğildim şimdi.