SAVAŞ TANRIÇASI • Rhya I

6

"Tahmin edersin ki, Gece Getiren olarak bilinen birine ulaşmak pek kolay değil." Rhya'nın cevap vermediğini görünce devam etti. "Ona bir asker birliği ve sandıklar dolusu altın gönderdim. Bu onu ikna edemezse, hiçbir şey edemez." Rhya tırnaklarını inceledi, neredeyse beyaz olan tırnakları bu konuşmadan daha ilgi çekiciydi. "Bir tanrıça ile tanışmaya can atmayacak kimse yoktur muhtemelen." Perses sertçe yutkundu. "Bunu sürekli söylemek zorunda değilsin, biliyorsun değil mi? Sana sarayda dikkatli olmanı söylemiştim." Rhya onun bu kızgın tavrı karşısında gerildi. Perses kendisini kim sanıyordu? Karşısında Leydi Vesta durmuyordu. Elindeki yanık ona yeterli gelmemiş gibiydi. "Ben Leydi Vesta değilim, bunu unutma olur mu?" Perses onun bu tehditini yanıtsız bıraktı ama çenesini dikleştirdi ve odadan tek kelime etmeden çıktı. Rhya istese, o anda Perses'in kalbini sökerdi ama bunu yapmak ona bir fayda sağlamazdı. Özellikle Perses, Gece Getiren denilen kişiyi Rhya'ya getirmeden böyle bir saçmalığa kalkışacak değildi.

Rhya ertesi gün odasından hiç çıkmadı. Delly sabah ona kahvaltı getirdi ama Rhya aç değildi. Delly kadınların dilerse kendisini yıkayabileceğini veya bahçeye çıkabileceğini söyledi ama Rhya hiçbirini istemiyordu. Delly sonunda pes edip odadan çıktığında, Rhya ayağa kalkıp odada gezindi. Gece Getiren'in ne zaman geleceği belli değildi, Rhya o zamana kadar Vesta olmak istemiyordu. Bu yüzden beklemek ve sabırlı olmak zorundaydı. Günler böylece geçip gitti. Delly her gün iki kez odasına gelip yemekler bırakıyordu ama sesi daima mesafeli ve soğuktu. Rhya onu hızla başından kovuyordu. Ona söylediği cümleler için belki suçluluk hissetmeliydi ama Rhya kalbinde hiçbir şey hissetmedi.

Nihayet, Perses ile olan tartışmasından on dört gün sonra, kapısı çalındı. Rhya kapıdakinin Perses olduğunu anlamıştı. Bu sefer üstü giyinikti ama kalkıp kapıyı kendisi açtı. Perses karşısında duruyordu, ama arkasında bir yığın askerle. Ah, elbette. Rhya onu açıkça tehdit etmişti, Perses de kendince önlem alıyordu. Sanki bu adamlar kendisini Rhya'dan koruyabilirmiş gibi. Rhya adama selam vermedi veya eğilmedi, Perses de ondan bunu bekliyor gibi değildi zaten. "Askerlerim seni almaya geldi." dedi Perses, mesafeli bir sesle. "Nereye?" diye sordu Rhya, Perses'i incelerken. Kırmızı kıyafetinin sol tarafında, muhtemelen şahsi mührü olan kırmızı zeminde gri bir taç işareti vardı. "Gece Getiren geldi." dedi Perses. "Delly seni hazırlayacak." Rhya dudaklarını büzdü. "Hazırlanmaya ihtiyacım yok." Perses kendini bu yanıta hazırlamış gibiydi. "Bu halde oraya gidersen seninle konuşmaz bile." Rhya'nın konuşmasına fırsat bulmadan Delly ve bir yığın kadın kapının önüne geldi ve Rhya kapıyı onlar için açmak zorunda kaldı. 

Kadınlar ellerinde tuttuğu bir elbiseyi yatağa serdiler. Kaliteli kumaştan yapılma elbisenin sıkı bir korsesi vardı, cömert bir göğüs dekoltesine sahipti ve Perses'in gözleri ile aynı tonda bir yeşildi. Rhya elbiseyi giydi, kadınlar eldivenli ellerle onun korsesinin iplerini bağlarken Rhya'nın tenine değmediler. Rhya Delly'nin uzattığı başlığı taktı, bu sefer yeşil başlığın arkasından sarkan örtü siyah renkti. Başlığı giydikten sonra saçlarını iyice başlığın altına soktu. Bir kadın, ince uzun bir kürkü kendisine uzattı, kürk Rhya'nın iki kolundan sarkarken amaç zengin bir görüntü vermekti. Kadınlar yatağa elmas bir kolye ve iki yeşil eldiven koydu. Rhya eldiveni giydikten sonra parmaklarına yüzükler geçirdi ve kolyesini taktı. Delly ve kadınlar onun hazır olduğuna karar verince kapı açıldı. Perses hala yerinde beklerken Rhya odadan çıktı ve hiç konuşmadan ilerlemeye başladılar.

İkisi hiç konuşmadılar ama Perses gergindi ve bu, muhtemelen Rhya yüzünden değil, Gece Getiren ile olan buluşma nedeniyleydi. Perses Taht Odası'na geldiğinde durdu ve kapıyı açmadan önce bekledi. Rhya ona baktığında Perses'in ne kadar genç olduğunu ilk kez fark etti. Muhtemelen yirmi beş yaşından fazla değildi. Ama şimdi, çökmüş omuzları ve gergin gözleri ile daha büyük duruyordu. "Onu elimden geldiğince ikna etmeye çalışacağım." dedi, Rhya cevap veremeden kapıyı açtı ve içeri ilerledi.