13

1.6K 186 29
                                    

Rhya ne yapacağını bilemiyordu. Atlas'ın zihniyle birleşmişti, artık aralarındaki o anlamsız, korkunç bağ daha güçlüydü. Gece Getiren odada turluyordu, bir yandan tırnaklarını yiyordu. "Bunu kimse bilmemeli. Hiç kimse." Rhya düşüncelerini toparlayamıyordu. "Bundan sonra burada kalacağım. Tekrar gelirse, yalnız olmayacaksın."

Rhya kafasını iki yana salladı. "Güçlerimi kullanmayı öğrendiğimde tekrar gelecek." Gece Getiren fazlasıyla gergindi. "Anlamıyorum." dedi Gece Getiren, odada dönmeye devam ederken. "Zihinlerinizi birleştirme amacıyla neden kendi hayatını tehlikeye attı?" Rhya da cevabı bilmiyordu. Atlas'ın zihnine uzanan bir köprü vardı. Gece Getiren odada döndükçe Rhya'nın başı dönüyordu. "Opal İzi'ni yok etmek de imkansız! Yüce tanrılar, bu adamın kim bilir nasıl planları var." Rhya ona rahatlamasını söylemek istedi ama Gece Getiren gergin olmakta haklıydı. Her şey fazlasıyla karışmıştı ve ikisi de işleri nasıl düzeltebileceklerini bilmiyordu.

"Biraz uyu. Yarın daha çok çalışacağız." dedi Gece Getiren. Rhya itiraz edecek değildi. Kendini yatağa attı ama gözüne uyku girmiyordu. Atlas'ın sözlerini düşünmeden edemiyor, delirecek gibi hissediyordu. Perses'in sarayında güvende değildi, bunu çok iyi biliyordu. Ama başka gidecek neresi vardı, bunu da bilmiyordu. Atlas'ın yanı güvenli miydi? Rhya onun sözlerinden emin değildi. Ama onunla arasındaki bağın güçlendiğini hissedebiliyordu.

Bunu ikimizin de iyiliği için yaptım Rhya. 

Rhya sessiz kaldı, ona cevap vermeye hazır değildi. İkisinin de iyiliği. Rhya bunun kendisine ne gibi bir fayda sağlayacağını anlamıyordu. Ama emin olduğu tek şey, artık kartlarını dikkatli seçmeliydi. Diğer krallıklar ondan korkuyorlardı, çünkü Perses onları Rhya ile tehdit ediyordu. Rhya onlar için bu kadar büyük bir tehdit ise, bunu lehine kullanmalıydı. Perses'in kendisine köle muamelesi yapmasına göz yummayacaktı.

O Perses'i köle yapacaktı.

Ama önceliğini, zihnini korumaya vermeliydi. Bu yüzden artık Atlas'ın veya Gece Getiren'in onun zihnine girmesine izin veremezdi. Gözlerini kapattı ve zihnine kalın duvarlar ördüğünü düşündü. Hiçbir yabancının düşüncelerini okumasına izin vermeyecek şekilde güvene alacaktı kendini. Yine de, Gece Getiren'in yardımı olmadan bu konuda usta olamayacağını biliyordu. Gece Getiren Rhya'nın yatak ucunda oturuyordu, düşünüyordu. Rhya gözlerini sımsıkı kapattı ama sabaha kadar hiç uyuyamadı.

Sabah kapının çalınması ile Gece Getiren sıçradı. Rhya yatakta sırtüstü yatıyor, tavanı izliyordu. Gece Getiren yatağın ucunda kıvrılıp uyumuştu. Kapının çaldığını görünce hızla ayağa kalktı, kafasındaki tacının yeri bile bozulmamıştı. Rhya'ya bakarak bir parmağını dudağına bastırdı ve sessiz olmasını işaret etti. Rhya kafasını sallayınca Gece Getiren bir anda görünmez oldu. Rhya onun görünmez mi olduğunu, yoksa odasına mı gittiğini bilmiyordu. Ama yataktan kalkıp kapıyı açtığında karşısında Perses'i buldu. Perses ona kafasıyla selam verdiğinde Rhya sakin kalabilmek için tırnağını avucuna batırdı. 

"Kral Perses." dedi saygıyla. Perses gülümsedi ama içinde telaş vardı. Aynı zamanda merak. "Bugün sizinle kahvaltı yapmak istiyorum. Tabi siz de isterseniz." Birkaç gün önce Rhya ile kaba konuşan Perses buhar olup havaya karışmıştı sanki. Yine de Perses ile oynamaya devam etmek istiyorsa, ona nazik olmalıydı. "Çok isterim." dedi neşeyle, içinden adama tokat atmak geliyordu. "Harika." dedi Perses. "Delly birazdan gelip hazırlanmanıza yardım edecek." Rhya kafasını salladı. Perses kırmızı kıyafetlerini giymiş, kadife bir pelerin ve altın tacıyla güçlü görünüyordu. Delly ve birkaç kadın odaya geldiklerinde Rhya onları bekliyordu. Delly'i gördüğünde şaşırdı, kadın birkaç günde değişmişti sanki. Altın sarısı saçlarını bir örtüyle gizlemişti, gözaltları belirgin şekilde çökmüştü. Rhya kadına sorgularcasına baktı. "Nerelerdeydin?" O sırada kadınlar, Gece Getiren'in getirdiği elbiselerden birini seçmeye çalışıyordu, Delly de öylece dikiliyordu.

SAVAŞ TANRIÇASI • Rhya IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin