"Beni esir tutmak için zincirlerden fazlasına ihtiyacınız olacak, majesteleri." Rhya alevleri çağırdı, bu kesinlikle bir şov değildi. Adamı burada yakabilirdi, her şeyi sona erdirirdi. Atlas savaş açmazdı, tekrar barış sağlanırdı. Ama Versal Kralı'nı öldürmek Rhya'ya nelere mal olurdu, bundan emin değildi. Perses duruşunu bozmadı, çenesini sıktı. "Beni öldürürsen bu odadan sağ çıkamazsın." Rhya kafasını eğdi. "Bir tanrıçayı öldürebilirler mi sanıyorsun? Ben sen veya senin sefil askerlerine benzemem." Rhya çenesini kaldırdı. "Ben tanrı soyundanım."
"Ölümsüz olman daha iyi." dedi Perses, "Çok ama çok uzun yıllar zincirlenmiş bir halde bir yerde çürümeye mahkum edilirsin. Asla bitmeyecek bir işkence." Rhya alevleri ona fırlatmak için elini kaldırınca Gece Getiren durmasını işaret etti.
Sakin ol ve bana bırak.
Rhya onun sesini duyunca ellerini indirdi ama alevler hala oradaydı. Onları söndürmeyecekti. Geri adım atmayacaktı. Hem de Perses'in aptal sözlerinden sonra. "Rhya burada kaldığı sürece Atlas Versal'a saldırma hakkına sahip olacak. Savaş istemiyorsunuz ama yangını körüklüyorsunuz." Perses kadına döndü. "Ne yapmamı beklersin, Gece Getiren? Atlas'a onu vermek tüm krallıkların sonu anlamına gelir." Gece Getiren adama bir adım yaklaştı. "Savaş da aynı anlama gelmiyor mu?" Rhya konuşmaya dahil oldu. Savaş olmamalıydı. Hayalinde gördüğü şeylerin gerçekte yaşanmasına izin veremezdi. Binlerce insan yok yere ölecekti, birçok acı çekilecekti. Rhya buna izin vermemeliydi. Bunlar yaşanırsa, hepsi onun suçu olacaktı. "Lassiel'e gitmek istiyorum."
"Ne?"
Bu Gece Getiren'e ait sesti.
Ne?
Bu da Atlas'a. Ama Rhya, sadece Perses'e bakıyordu. "Savaşa izin vermeyeceğim. Lassiel'e gideceğim. Beni durduramazsın." Perses ellerini yumruk yaptı. "Öyle bir durdururum ki." İçeri askerler girdi ama Rhya boyun eğmeyecekti. Adamların zihinlerine girdi ve onlara, kendi boyunlarını kırdırttı. Çıkan korkunç sesle Gece Getiren elini ağzına bastırdı ama Rhya duruşunu değiştirmedi. "Seni çoktan ele geçirdi, değil mi? Onun bir kuklası oldun."
Rhya ona doğru bir adım attığında, Perses donakalmıştı. Rhya alevleri yok etti ve Perses'in dibine girdi, neredeyse dudakları birbirine değecekti. Elini adamın ensesine attığında, Perses'in sakinleşmesi için parmaklarını boynunda gezdirdi ama amacı çok daha farklıydı. Perses'in nefesini tuttuğunu biliyordu, adamın göğsü hareket etmiyordu. Rhya onun kulağına fısıldadı. "Sizin köleniz olmamı mı isterdiniz, sevgili kralım?" Geri çekilip gülümsediğinde Perses'in gözleri fal taşı gibi açılmıştı, neler olduğunu kestiremiyordu. Perses Gece Getiren'e döndü ama yüzü sinirden kıpkırmızı kesilmişti. "Götür onu buradan." Gece Getiren Rhya'nın kolunu kavradığı gibi onu odadan çıkardı ama Rhya onu itmeye çalıştı. "Bırak beni." Gece Getiren onun kolunu daha sert kavradı ve Rhya'nın kalp atışlarını yavaşlattı. Rhya öfkesi yok olmuşçasına ona itaat edip yürümeye başladı ama Gece Getiren'in onun izni olmadan bunu yapmasından nefret ediyordu. Gece Getiren'in odasına geldiler.
"Neden bunu yaptın? Sana bana bırakmanı söylemiştim! İşleri ne hale getirdiğine bak." Sinirle ellerini yumruk yaptı, biçimli kaşları çatılmıştı. "Şimdi ne olacak sanıyorsun? Seni zincire bağlayıp Zelle'nin yanına koyarsa ne yapacaksın? Aklından ne geçiyordu?" Rhya kadına gülümsedi ve sol elinde tuttuğu şeyi gösterdi. Bir zincirin ucundaki metal parçası. Gece Getiren'in ağzı açık kalmıştı. "Sen beni aptal mı sanıyorsun?" diye sordu Rhya. Amacı Perses'in karşısında durup onu kışkırtmak, dikkatini farklı yöne çekmekti. Perses öyle dalmıştı ki, Rhya onun zihnine girip Tetikleyici'yi aldığını fark ettirmemişti ona. Şimdi, Perses'in kıymetli Tetikleyici'sini ondan almıştı. "Şimdi, bana şunu söyle Gece Getiren." Rhya kadına yaklaştı. "Bana yardım edecek misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞ TANRIÇASI • Rhya I
FantasíaWattpadFantasyTr'nin Mitoloji ve Efsaneler Diyarı adlı okuma listesinde. Ölümlü bir prensesin ve evrenin kurucusu Tanrı Helianos'un lanetlenen aşkı sonucu dünyaya bir bebek geldi: Rhya. Annesi Rhya'yı bir tanrıça olarak dirilmesi için kurban etti. Ö...