Alkışlar koparken Perses gülümsüyordu ama Rhya donakalmış gibiydi. İçinde büyük bir suçluluk ve pişmanlık vardı, oysa başından beri amacı buydu. Başından beri amacı Perses ile evlenebilmekti ama şimdi, başından beri boşa çabaladığını düşünüyordu. Zafer tadı almıyor, galip hissetmiyordu. Bir kafese kapatılan bir kuş gibi hissediyordu. Kanatları koptuğu için uçamayacak bir kuş gibi. Perses'ten her zaman nefret etmişti ve onunla evlenmek, boğazına acı bir tat yerleşmesine neden olmuştu.
Şarkılar söylendi, danslar edildi, yemekler yendi. Birkaç asker kılıç düellosu bile yaptı ama Rhya, bütün süre boyunca sarayın giriş kapısına bakmaya devam etti. Gece Getiren ve Eldwyn ona neyi olduğunu sorup durdular, kendine gelebilsin diye bir şeyler yemesi için zorladılar ama Rhya'nın içindeki hisler karmaşıktı. Boynundan aşağısı uyuşmuş gibi hissediyor, teni karıncalanıyor ve Opal İzi, sanki kanayan bir yaraymış gibi canını yakıyordu.
"Bedenin tepki veriyor." dedi Gece Getiren, elini Rhya'nın sırtına koymuştu. "Hiç normal değil. Opal İzi zihinleri birleştirebilir ama bu yaptığı şeyi hiç görmemiştim. Perses ile evliliğinizi İz kabul etmiyor sanki." Güç Taşı dahil hiçbir şey işe yaramıyordu, Rhya'nın bacakları ve sırtı uyuşmuş durumdaydı. Gece Getiren birkaç büyü yapmayı denese de sonuç alamadılar.
"Büyücü huzurunda evlendiniz, ki tüm krallar Büyücü huzurunda evlenirler, böyleve evliliklerinin tanrılar tarafından kutsanmış olduklarından emin olurlar. O yaşlı kadını Vroma'dan getirttim, acaba yemini yanlış mı söyledi?" Eldwyn eliyle Rhya'nın boynunu işaret etti. "Baksana, İz turuncuya dönmüş." Gece Getiren Rhya'nın boynuna eğildiğinde gördüğü şeye hayret dolu bir şeyler mırıldandı. "Doğru söylüyor. Opal İzi'n renk kaybediyor Rhya. Bunun anlamı şey olmalı..."
"İz kayboluyor." diye yanıtladı Rhya. İz'in bedeninden yavaş yavaş kaybolduğunu hissedebiliyordu. Opal İzi, zıt güçlere sahip iki kişinin temas etmesi durumunda ortaya çıkıyordu, Rhya'nın alevleri ile Atlas'ın metal yeteneği ters sayılıyordu. Bu yüzden ikisi birbirine dokunduğunda Rhya'nın gücü baskın gelip Atlas'ı yakmalıydı, ancak Rhya'nın içindeki şifa yeteneği adamı daha yanmadan iyileştirmeyi başardığı için ikisi de İz'e sahip olmuştu. Şimdi, ikisini birbirine bağlayan o İz Rhya'da yok oluyordu. Atlas'ta da yok olması muhtemeldi.
Bir düğün neden İz'i yok ediyordu, bunun cevabını öğrenmeye ihtiyacı vardı.
Atlas'a seslenmek istedi. İz'in onda da yok olmaya başlayıp başlamadığını bilmek istedi, ama içinde onunla konuşacak cesareti bulamadı. Bütün tören elini yüzüne dayayıp orada oturdu. Perses ile romantik bir dans etmesi gerektiğinde sırtındaki uyuşukluk hissi öyle yoğundu ki, hareketleri ölü gibiydi. Bedenindeki tüm enerji çekilip alınmış gibi cansızdı ve kendini bitkin hissediyordu.
Akşam olduğunda ve geceyi, Perses ile geçirmesi gerektiğinde midesi o kadar bulanmıştı ki yediği her şeyi kusmak zorunda kalmıştı. Yatak seremonileri Versal'da olmadığı için şanslıydı, o Perses ile aynı yatağı paylaşırken bir grup adamın kendilerini izleyeceği fikri mide bulandırıcıydı. Odaya girdiklerinde Rhya elbisesini yırtarak çıkarttı, üstünde sadece iç çamaşırları ile kaldığında hizmetçileri çağırdı.
"Küvet getirin. Hemen." Perses bilinçsizce yatakta oturuyordu, hizmetçiler şaşkınlıkla birbirlerine baktılar ama Rhya'nın bakışlarını görünce koşarak uzaklaştılar. Biraz sonra küvet odanın ortasına taşınmıştı, içinde kaynar su olmasına rağmen Rhya hizmetçilerden onu yıkamalarını istedi. Opal İzi'ni görmesinler diye saçlarını sırtından çekmiyordu, ama kadınlar onu yıkarken sırtındaki diken desenlerine değmemeye özen gösteriyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞ TANRIÇASI • Rhya I
FantasyWattpadFantasyTr'nin Mitoloji ve Efsaneler Diyarı adlı okuma listesinde. Ölümlü bir prensesin ve evrenin kurucusu Tanrı Helianos'un lanetlenen aşkı sonucu dünyaya bir bebek geldi: Rhya. Annesi Rhya'yı bir tanrıça olarak dirilmesi için kurban etti. Ö...