İlk olarak 27 Ekim 2018'de, on yedi yaşımdayken yazmaya başladığım, sonra taslağa alarak 3 Mart 2021'de bazı isimleri değiştirerek yeniden yayınladığım Savaş Tanrıçası'nın finaline geldik. Rhya serisinin ilk kitabı olan bu kitabı okuyan, güzel yorumlar yazan ve oy vererek bana destek olan herkese çok teşekkür ederim. Savaş Tanrıçası sizin desteğiniz sayesinde büyüdü.
Bu kitap ile seri bitmeyecek. Serinin ikinci kitabının tanıtımını eylül ayının başında yayınlayacağım. İkinci kitapta yeni karakterler ve farklı krallıkları tanıma şansımız olacak. Rhya'yı tam bir kraliçe olarak göreceğiz.
Bölümü bitirdikten sonra yorumlarınızı yazmayı unutmayın ve lütfen kitabı kütüphanenizden kaldırmayın, çünkü devam kitapları ile ilgili duyuruları bu kitap üzerinden paylaşacağım. 💖
Bilmeyenler için serinin sıralaması:
1- Prensesin Kaderi (Rhya 0.5)
2- Savaş Tanrıçası (Rhya I)
3- Ölüm Meleği (Rhya II)
4- Krallık Şarkıları (Rhya 0)Sevgiler.
Türünün en kudretlisi, ama sonsuz yalnızlığa mahkum edilmiş bir kral.
Kraliçe tacı takmış, ölümlerin dünyasına hapsolmuş bir tanrıça.
Rhya kaderlerinin birbirine dolanmış iplerle örülüp işlendiğini anlayabiliyor, o iplerin teninde süzüldüğünü hissedebiliyordu. O iplere dokundukça adeta Atlas'ın soğuk tenini hissedebiliyordu. O iplerin tenlerine dolanıp düğüm olduğunu ve ikisini birbirine bağladığını biliyordu, ikisi de ne kadar çabalarsa çabalasın uzak kalamıyor, aralarındaki bağı inkar edemiyorlardı, bütün bunlar Opal İzi'nin çok ilerisindeydi. Rhya Atlas'a dokunduğunda içine onun karanlığının akmasını hissedebiliyor, bu karanlığın kendisine zarar vermediğini anlıyordu. Bu, Atlas'ın paylaşması gereken bir yüktü, Rhya ona ne zaman dokunsa içindeki karanlık azalıyordu. İkisi, birbirlerine denklerdi. Rhya bir tanrıçaydı, Atlas ise bir tanrıçaya denk olacak kadar güçlüydü.
Rhya hala duvara yaslanmış duruyordu, elleri hala birbirinin üstündeydi, birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı.
Sana denk başka bir adam yok Rhya, sadece ben varım. Her zaman sadece ben olacağım.
Rhya ona baktığında, bunun ne kadar doğru olduğunu görebiliyordu. Başka hiç kimse, Rhya'yı Atlas'ın yaktığı gibi yakamazdı. Başka hiç kimse, onda Opal İzi'nin oluşmasını sağlayamazdı. İz'i oluştururken Rhya Atlas'ı yakabilirdi ve o, bu riski göze alıp İz'i yaratmayı başarmıştı. Rhya Perses ile evlendiğinde ne kadar denerse denesin güçlerine bir türlü ulaşamamıştı ama şimdi, Atlas'ın yanındayken güzel ve oldukça güçlü alev dalgaları yaratabiliyordu. Atlas'ın simsiyah gözleri onu merakla izliyordu.
"Güçleneceksin." dedi Atlas, elini Rhya'nın elinin üstünden çekti. Rhya'nın teni karıncalandı, Atlas'ın elinin değdiği yer şimdi boşluk hissi veriyordu. "Güçlerin daha güçlü bir şekle bürünecek. İz'e zaman tanı. Kendine zaman tanı. Lassiel'e geldiğinde, güçlenmene yardım edeceğim." Bir adım geri çekildiğinde Rhya'ya bakışları her zamankinden farklıydı. Daha temkinli, daha sakin, daha meraklı. "Perses'in ölümünün sorumluluğunu üstleneceğim, suçlanmana izin vermeyeceğim." Gözleri kapkaraydı ama sanki o gözlerin altında, bir yardım çığlığı saklıydı. "Hükümranlığın uzun sürsün, Versal Kraliçesi Rhya." Ona saygıyla kafasını eğip selam verdiğinde topuklarının üzerinde dönüp gitmeye niyetlendiğinde Rhya hızla uzanıp onun bileğini sımsıkı tuttu. Atlas durup ona bakarken Rhya hafifçe parmak uçlarında kalkarak onun yanağına bir öpücük kondurdu. Eli Atlas'ın göğsündeydi ve Atlas'ın kalbi, yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Rhya'nın da kalp atışları hızlandı ama gülümsemesini sakladı. Rhya geri çekildiğinde Atlas kendisine bir sorunun cevabını arıyormuş gibi bakıyordu. Rhya'ya, bütün cevapları onda saklıymış gibi bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞ TANRIÇASI • Rhya I
FantasíaWattpadFantasyTr'nin Mitoloji ve Efsaneler Diyarı adlı okuma listesinde. Ölümlü bir prensesin ve evrenin kurucusu Tanrı Helianos'un lanetlenen aşkı sonucu dünyaya bir bebek geldi: Rhya. Annesi Rhya'yı bir tanrıça olarak dirilmesi için kurban etti. Ö...