SAVAŞ TANRIÇASI • Rhya I

28

Richard Rhya'yı gerçekten bir cadı sanıyordu. Rhya ona yanıldığını kanıtlamaya pek de niyetli değildi, Richard onun hakkında istediğini düşünebilirdi, önemli olan tek şey onun aklını karıştırmak ve onu çökertmekti. Bu, taca ulaşmasının tek ve zorlu yoluydu.

Bir hizmetçi onu giydirirken Rhya kıpırdamadı. Üstünde açık mavi, geniş bir göğüs dekoltesi olan elbise vardı. Kadife elbisenin eteği çok kabarıktı, korsesi de fazla sıkıydı. Saçları, hizmetçinin söylediğine göre Versal kadınlarının geleneği olan şekilde örüldükten sonra ensesinde topuz yapıldı. Kadın Rhya'nın boynuna gösterişli bir kolye takarken Rhya günü nasıl atlatacağını düşünüyordu. Perses ile en ön sırada oturacaktı, Perses dövüşe katıldığında her şey daha zor olacaktı. Bir yandan Richard ile konuşurken diğer yandan Perses'i dövüştürmesi gerekecekti, bu şimdiye kadar yaptığı en zor kontrol olacaktı. 

Kapıdan çıktığında Eldwyn onu bekliyordu. Eldwyn de adını turnuva için yazdırmıştı. Rhya bu konuda o kadar da emin değildi, ona zarar gelirse en büyük yardımcısını kaybetmiş olacaktı ama Eldwyn kendini 'yaşayan en yakışıklı ve yetenekli şövalye' olarak tanımlamakta ısrarcıydı. Yine de Rhya rahat duramamıştı ve onun karşısına yeni yetme bir asker çıkartmaları için turnuvayı hazırlayan Regina'nın askerlerine rüşvet vermişti.

"Gidip hazırlanman gerekmiyor mu?" diye sordu Rhya, ama aslında Eldwyn'in onu bekleyeceğini biliyordu. Normalde Eldwyn'in rakibi gibi olan askerler ilk dövüşürdü, ancak Rhya Eldwyn ve rakibini en sona atmıştı. Adam Eldwyn'den önce beş kişiyle dövüşecek ve ölümüne yorgun olacaktı, oysa Eldwyn hala canlı ve enerjik olacaktı. 

"Adımı sona almışlar. Adamla dövüşmeden önce tüm krallıkları gezsem yine de vaktim kalır." Rhya kıkırdadıktan sonra onunla yürümeye başladı. Bu rüşvet Regina'nın kulağına gidecekti, Regina da bunu derhal Richard'a yetiştirecekti. Tam da Rhya'nın istediği gibi, Eldwyn ile arasında bir ilişki olduğuna inanacak, bunu Perses ile konuşacaktı. Perses ile kavga edecekler, sesler yükselecekti. Sonra Rhya, Richard'ın kontrolünü ele alıp Perses'e saldırmasını sağlayacak, Richard'ın Perses tarafından idam ettirilmesini sağlayacaktı. Kendi elleri kana bulanmayacaktı, kimse de ondan şüphe duymayacaktı.

Rüşveti bilmese de, planın kalanından Eldwyn'in haberi vardı, bu yüzden Rhya onun arkasından pek de iş çeviriyor sanmazdı. Ama Gece Getiren'in, bunları duysa kaşlarını çatacağını biliyordu. Belki de orada olmaması daha iyiydi.

"Orada Richard ile yalnız olacaksınız, balkonunuzun arkasında yirmi askerim olacak, ancak muhtemelen zaman geçtikçe bazıları sarhoş olacaktır. Kendinizi korumanız gerekebilir." Rhya bacağına bağladığı bıçağa başvurmamayı diledi. Kendini ifşa etmemeliydi, ama Richard ona saldırırsa kendini korumak zorunda kalabilirdi.

Sarayın dış kapısında, Richard ve Regina yan yana dikiliyorlardı. Rhya ilerlerken Richard'ın yüzünde garip bir gülümseme belirdi, Perses kapıda belirene kadar o garip gülümsemeyi takınmaya devam etti. Perses gelince herkes, turnuvanın yapılacağı kıyı kenarına gidecekleri arabalara doluşmaya başladı. Perses ve Rhya aynı arabaya binerken Richard ayrı bir arabaya bindi. Regina kocasının tavrı karşısında kıpkırmızı olmuştu. Eldwyn de arabalarına bindiğinde Rhya Perses'i derhal derin bir uykuya soktu.

"Leydi Regina onunla konuşmuş anlaşılan." Rhya arkasına yaslanıp kollarını göğsünde birleştirdi. "Öyle görünüyor. Bulduğu ilk fırsatta beni köşeye sıkıştırmış gibi tehdit etmeye çalışacaktır." Eldwyn kafasını cama çevirdi ama Rhya, adamdan yayılan huzursuzluğu hissedebiliyordu. "Sorun ne?" diye sordu. Eldwyn'i böylesine endişelendiren şeyin ne olduğunu merak ediyordu. "Planın işe yaramamasından korkuyorum." dedi usulca, ama ses tonunda farklı bir şey vardı. Rhya üstelemedi ama adamın yalan söylediğini biliyordu.