47

972 118 118
                                    

•Bölüm oyları neredeyse yarıya düştü ve bu durum benim için gerçekten üzücü. Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.•

"Atlas?" Atlas ayaklanmaya niyetlendi ama Rhya hızla uzanıp onun bileğini, Opal İzi'nin tam üstünü sert bir şekilde kavradı. Joe kılığındaki Atlas ona döndü, Rhya'nın dokunduğu yer Opal İzi'nin tam olması gerektiği yerdi, bu yüzden Atlas'ın şu an iliklerine kadar titrediğine emindi. "Burada ne işin var?" Rhya elini çekti, masa çok kalabalıktı ve dikkatleri üstüne çekmek istemiyordu. Birkaç kişi kendisine bakıyordu zaten. Bu yüzden yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.

"Yemek yemeye geldim." dedi rahat bir tavırla. Sesi artık Joe'nun ince sesi değildi, tok ve güçlü Atlas'ın sesiydi. Gözleri, mavinin en koyu tonuydu ve siyah gibi duruyordu. "Odamda yaşananlardan sonra seni görmek zorundaydım." Rhya onun odasında yaşananları aklından atabilmiş değildi. Dudakları arasında santimler kalmıştı, Atlas ona onu öpmek istediğini söylemişti. Rhya ellerini onun saçında gezdirmişti.

Çünkü benim değilsin.

Bu, Rhya'nın duyduğu en yakıcı cümleydi.

"Şu Gece Getiren mi? Bana öldürücü bakışlar atıyor, sanırım birazdan masanın üstünden atlayıp beni boğazlayacak." Gece Getiren karşı tarafın en ucunda oturuyordu. İllüzyon olan mavi gözlerini Atlas'a dikmiş, kızgın bir şekilde bakıyordu. Atlas defalarca aralarındaki anlaşmayı ihlal etmişti, hiç çekincesi yoktu. Gece Getiren oldukça sinirli görünüyordu.

"Haklı aslında. Biz anlaşmaya sadık kaldık ama sen hiç söz dinlemiyorsun." Bunun üzerine uzanıp şarap bardağını eline aldı ve dudaklarına götürdü. "Anlaşmalara uymakla değil, o anlaşmaları yıkmakla bilinen bir adamım." dedi rahatça. Rhya onun sözlerini düşündü. Başka hiçbir adam, bu kadar kuralı yıkarak şimdi burada oturamazdı. Sınırlarına asker yığdığı ülkeye elini kolunu sallayarak giriyordu.

"Birazdan bu küçük yemek sona erecek." dedi Rhya. "Yarın kutlama yemeği var." Atlas hiçbir şey söylemeden içkisini içti, bitirdiğinde boş bardağı masaya bıraktı. "Ondan sonra da Maskeli Balo. Haberim var." Ona bunları Iris söylemiş olmalıydı. Acaba Iris neler olacağını söylemişti ona. Gerçi Rhya ile alakalı hiçbir şeyi göremiyordu.

"Balolarla ilgilendiğini bilmiyordum." dedi Rhya. "Daha çok odasında kitaplara gömülerek zaman öldürecek gibisin." Atlas'ın dudakları kıvrıldı, Joe halindeyken bile öyle görkemliydi ki, şimdi bazı kadınlar açıkça onu süzüyordu. Bir bacağını diğer bacağına çapraz olarak uzatmıştı ve keyifle yeni doldurulmuş içkisini içiyordu. Kayıtsız ve rahattı.

"İlgilenmiyorum zaten." dedi Atlas. "Iris söyledi ama aptal bir maskenin altında dans etmektense, kitaplara gömülmeyi tercih ederim." Rhya hiçbir şey söylemedi, Gece Getiren ona kaş göz işareti yaparak yanına gelmesini söylüyordu ama Rhya ona bakmamaya çalışıyordu.

Onun burada ne işi var? Bu anlaşma ihlali, biliyorsun!

Kafasının içindeki Gece Getiren'i susturmak için zihninin duvarlarını kapattı, sesler kesildi.

"Gitmeliyim." dedi Atlas. Atlas kalktığında Rhya da kalkmak üzereydi ki Atlas masadaki bardağını kaldırıp Perses'e döndü. "Kral Atlas Varela sizlere sevgilerini sunuyor." dedi neşeyle. Masadan fısıltılar yükseldi. Sevgiler gönderen adamın sınırlarda askerleri vardı. "Kendisi eşiniz ile mutlu olmanızı diliyor." Perses donmuş halde Atlas'a bakıyordu, çünkü zihnine Atlas ile herhangi bir konuşma yüklenmemişti. Rhya onu kontrol etti. "Kral Atlas'ın içten dileklerini kabul ediyor ve savaş söylemlerinin en kısa sürede yok olmasını diliyorum." Herkes içkilerini dudaklarına götürdükten sonra Atlas, Rhya'nın şimdiye dek gördüğü en abartılı reveransı yaptı ve çıkışa yöneldi. Rhya kendini onun peşinden giderken buldu.

SAVAŞ TANRIÇASI • Rhya IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin