Atlas.
Lassiel.Atlas ayağını yere vurarak ritim tutarken karşısında oturan adamların hiçbirini dinlemiyordu. Aklı, Rhya ile birkaç saat önce yaptığı konuşmadaydı ve düşüncelerini bir türlü toparlayamıyordu. Opal İzi şimdi, olayın üstünden saatler geçmesine rağmen canını yakıyordu, Atlas Rhya'nın beline sarıldığında bağları iyice güçlenmişti. ve İz uzun süre canını yakmaya devam edecekti. Atlas tahtının kenarlarını sımsıkı kavrarken, önünde sandalyede oturan adamın uyku getirici kelimelerini duymazdan geliyordu. Adamları ona bildiğinden başka bir şey söylemiyordu, Versal ile savaş tehlikeliydi ve Anlaşma çok hassas temeller üzerine kuruluydu. Kral Perses kibirliliği ile bilinirdi ve Savaş Tanrıçası şu an Versal'ın tarafında görünüyordu.
Anlaşma Atlas'ın umurunda bile değildi. Tehlikelerin ve risklerin fazlasıyla farkındaydı, bu yüzden Perses'e defalarca şans sunmuştu ancak Perses Rhya'yı ona karşı kullanmaya çalışmıştı. Atlas'a "Savaş Tanrıçasının benimle olduğunu unutma." demişti. "Onu senin üstüne saldırtmama neden olma." Atlas bu sözler üzerine çıldırmıştı. Perses Rhya'ya bir savaş ganimeti, bir mal muamelesi gösteriyordu ama Atlas, Rhya'nın çok daha fazlası olduğunu daima biliyordu. Bu yüzden onu Perses'in ellerinden kurtarabilmek için çabalıyordu. Atlas savaşı iki kez askıya almıştı ama üçüncü kez alamazdı, savaşı istemiyordu ancak artık başka çaresi kalmamıştı. İyileşebilmek için yüzyıllardır bekliyordu ve artık beklemeye tahammülü kalmamıştı, bu uğurda Versal'ı yıkması gerekiyorsa, yıkacaktı. Perses'i öldürmesi gerekiyorsa, öldürecekti. Asker feda etmesi gerekiyorsa, edecekti. Rhya'yı o saraydan alabilmek için her şeyi yapmaya hazırdı. Onu gördüğü ilk andan beri her şeye hazırdı.
"Majesteleri bu konuda ne düşünüyor?" Atlas adama baktığında, aklında Sınır'a on bin asker daha gönderip gönderemeyeceği vardı. Rhya onunla tehlikeli bir dansın içindeydi, sürekli Atlas'ı şaşırtacak hamleler yapıyordu ve hislerini ustaca saklıyordu. Yine de Atlas onun tenine ne zaman değse nefesini tutuyordu ve bu Atlas'a garip bir his veriyordu. Sınır'a asker yollarsa, Perses korkup Rhya'yı teslim eder miydi? Herkesin kendisine meraklı gözlerle baktığını görünce, lordun sorusunu yanıtsız bıraktığını hatırladı. Adamın zihnine girip saniyeler içinde ne sorduğunu öğrendi, hangi krallıklara koşulsuz güvenebiliriz?
Cevap hiçbirineydi.
Ancak Iris söz aldı. "Cyroal ile görüşmelerim devam etse de, Vroma ile Iolar her türlü savaş durumunda yanımızda olacağını bildirdiler. Dorna Kraliçesi tarafsız yaklaşmaya çalışıyor, Rhaelna bana dengesiz geliyor bu yüzden onu karşı tarafta sayabiliriz." Atlas'ın Baş Komutanı söz aldı. "Kraliçe Elestre'nin de bizim yanımızda duracağına pek ihtimal vermiyorum, herkes onun Kral Perses'e açıkça ilgi duyduğunu biliyor."
İşin içine başka krallıklar girmese bile Atlas bu savaşı rahatlıkla kazanabilirdi. Vroma'nın yirmi bin askeri, Atlas'ın beş yüz gemilik donanması ve iki yüz bin askeri vardı. Çok geniş ve donanımlı bir ordusu vardı, Perses'in ona kafa tutabilmesi için en az üç krallığı yanına alması lazımdı ama hiçbir kral ve kraliçe, Atlas'ı karşısına alacak kadar çıldırmamıştı. Atlas'ın en büyük avantajı, Yüce Kahin'di. Iris onun tarafında olduğu sürece gelecek avuçlarının arasında duruyordu.
Rhya'nın geleceği hariç. Iris Rhya'ya dair hiçbir şeyi öngöremiyordu. Rhya'nın bir sonrakini hamlesini, yarın ne durumda olacağını veya nereye gideceğini tahmin edememesi Iris'in sinirlerini bozuyordu, istediği herkesin geleceğini kolayca görebilirken iş Rhya'ya gelince tek ulaştığı belirsizlikti. Onun dirileceğini bile öncesinde görememişti, Rhya'nın gözlerini ikinci kez dünyaya açtığını, o gün gökyüzünde beliren kırmızı ışıktan anlamışlardı. Yıldızlar kanıyor, demişti Iris sıkıntıyla. Bu kadın dünyanın sonu olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞ TANRIÇASI • Rhya I
FantasyWattpadFantasyTr'nin Mitoloji ve Efsaneler Diyarı adlı okuma listesinde. Ölümlü bir prensesin ve evrenin kurucusu Tanrı Helianos'un lanetlenen aşkı sonucu dünyaya bir bebek geldi: Rhya. Annesi Rhya'yı bir tanrıça olarak dirilmesi için kurban etti. Ö...