Yemeklerini sessizce yediler, Perses eliyle gömleğinin yakasını düzelttiğinde Tetikleyici artık görünmüyordu ama Rhya onun orada olduğunu biliyordu. Oona yemeğin kalanında konuşmadı, küçük kız büyük bir keder içindeydi. Gece Getiren yanından kalkıp odada gözden kaybolurken Rhya sessizce tatlısını yiyordu. Oda genel olarak sessizdi, soyluların çoğundan çıt çıkmıyordu. Atlas'ın geldiği gün yaşananlar çok tazeydi, bu sahte gösteri de Atlas'a bir mesaj amacı taşısa da Rhya, Perses'in Atlas'ın dengi olmadığını biliyordu. Atlas onun en yakın arkadaşını, James'i acımadan öldürmüştü ama Perses buna sessiz kalmıştı. Arkadaşının intikamının peşine düşmemiş, Atlas'a saldırmaya çalışmamıştı çünkü kazanamayacağı bir savaşa girmek istemiyordu. Ya da korkaktı, ikisi de aynı kapıya çıkıyordu aslında.
Perses Atlas'ın dengi değilse, diğer krallıklar da değildi muhtemelen. Söylenenlere göre Cyroal Kralı Rhaollar'ın efsanevi bir hazinesi vardı, buna rağmen kral sus pustu. Hiçbiri ona karşı baş kaldırmaya cesaret edemiyorlardı, bu yüzden Atlas'ın saldırmasını bekliyorlardı. Rhya, Atlas Versal'a saldırırsa neler olabileceğini kestiremiyordu ama çok fazla kan döküleceğinden emindi. Bütün krallıklar dahil olur muydu, yoksa sessizce köşelerine çekilip Atlas'ın kendilerine saldırmamaları için dua mı ederlerdi? Atlas Versal'a girip Rhya'yı alıp çıkabilirdi ama bu sefer ona saldıran Perses olurdu. Anlaşılan, Atlas saldıran taraf olmak istiyordu.
Rhya'yı en çok rahatsız eden, savaş başlarsa hangi tarafta yer alması gerekirdi? Kendisini esir olarak sarayında tutan adamın mı, yoksa kendisini açıklamadığı bir sebeple ülkesine götürmek isteyen adamın mı?
Yemek bittiğinde Gece Getiren hala ortalıkta yoktu. Oona ayağa kalkıp Rhya'nın koluna girdiğinde Rhya şaşırdı ama onunla yürümeye başladı. İkisi kendilerini sessiz bir koridora attıklarında Oona kısık sesle konuştu. "Beni yakında saraydan gönderecekler. Kral'ın emriymiş. James gittikten sonra kralın gözünde değerim kalmadı." Rhya elini desteklemek istercesine onun koluna koydu, Oona için üzülüyordu. "Nereye gönderileceksin?" "Glamis'e. Ailem yüz yıldır o kaleyi yönetiyor, kral da soyumdan başka kimse kalmadığı için oraya gitmemi istedi ama benden kurtulmak için." Kimse var mı diye etrafa baktı, sonra güvenli olduğuna kanaat edip konuşmaya devam etti. "Ben burada kaldıkça insanlar ona korkak diyor, James'in intikamını bile alamayacak kadar korkak olduğu için." Oona küçük ellerini Rhya'nın ellerinin üstüne koydu, Rhya kızın korkusunun kendi kalbine akmasına izin verdi. "Bu saray artık güvenli değil. Kaç buradan, Vesta. İmkanın varsa kaç buradan. Ağabeyimi öldürdüler, hepimizi tek tek öldürürler."
Vesta. Rhya'ya ait olmayan, sahte bir ad. Rhya bir şey söyleyemedi, ne diyeceğini bilememişti. Koridorun başında Gece Getiren'i gördüğünde rahatladı. Bu konuşmaya devam edemezdi. "Gitmeliyim, sonra konuşuruz." Rhya arkasını döndüğünde Oona'nın sesini duydu. "Sonrası olmayacak." Rhya Gece Getiren'in yanına ulaştığında derin bir nefes aldı. "Ne oldu?" diye sordu Gece Getiren, birlikte Rhya'nın odasına ilerlemeye başladılar. Rhya Oona'nın sesinin kafasında dönüp durduğunu biliyordu. "Perses onu Glamis'e yolluyormuş." Gece Getiren yüzünü buruşturdu. "Glamis ülkenin en güçlü kalesi, eh Tuder Hanesi de en zenginleri. Öyle bir kale boş kalmamalı." Gece Getiren Rhya'ya yaklaştı. "Tüm soylulara kalelerine dönme emri verilmiş. Olası bir aksilik için asker hazırlamaları emredilmiş." Demek ki Rhya haklıydı, Perses savaş hazırlıkları yapıyordu. Oona da kalesine dönüp asker yetiştirmekle görevlendirilmişti. Perses Rhya'nın kılıç kullanmayı öğrenmesine de bu yüzden izin vermiş olabilirdi, savaşta faydalı olabilsin diye.
Rhya ve Gece Getiren odaya girdiler, Rhya kapıyı kapattı. Gece Getiren kendi saç rengine ve göz rengine geri döndü. "Saray çok karışık. Saraydaki kuşlarımdan bilgi almak için dolandım ve çok değişik şeyler duydum." Rhya kendini yatağına bırakma isteğiyle savaştı ve sandalyesine oturdu. "Mysarriene resmi bir törenle kraliçe tacı giydi, ama son Ejderha Dişi hala Zelle'de, bu yüzden bir süre sonra halk sıkıntı çıkarmaya başlayacaktır. Ayrıca sarayda hala Zelle'nin meşru kraliçe olduğu iddiasını fısıldayanlar varmış." Gece Getiren yüzünü buruşturdu, bu hareketi nadiren yapardı. "Mysarriene bu cümleyi kuranların hepsini idama mahkum ettiriyormuş ama dedikoduların önünü alamıyormuş. Her an bir isyan ile karşılaşabilir. Diş olmazsa meşru kraliçe olamaz." Diş yoksa kraliçelik de yok. Mysarriene için zor bir durum olmalıydı ama Rhya onun için hiç üzülmedi. Uğruna üzülmesi gereken tek kişi Zelle'ydi, o da bir odada mahkumdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞ TANRIÇASI • Rhya I
FantasyWattpadFantasyTr'nin Mitoloji ve Efsaneler Diyarı adlı okuma listesinde. Ölümlü bir prensesin ve evrenin kurucusu Tanrı Helianos'un lanetlenen aşkı sonucu dünyaya bir bebek geldi: Rhya. Annesi Rhya'yı bir tanrıça olarak dirilmesi için kurban etti. Ö...