24

1.4K 130 28
                                    

*Medyada Nysomina ve Ruenator hanelerini içeren detaylı bir aile ağacı var. Keyifli okumalar.*

Aptal, diye kızdı kendine. Bir anlığına, Atlas'a bunu söyleyecek kadar boşluktaydı. Atlas onun kafasını karıştırıyor, dengesini şaşırtıyordu. Yataktan hızla kalktı, ona karşı nasıl bu kadar zayıf olabiliyordu? Bu zayıflığı bir daha sunmayacaktı. Bir daha Atlas'ın karşısında ona teslim olmayacaktı, ona karşı zayıf düşmeyecekti. Elini Opal İzi'nden sertçe çekti.

Rhya o gece rüyasında annesini gördü. Annesi onun eskiden sarı olan saçlarını narin elleriyle örerken bir şarkı mırıldanıyordu. Rhya onun elini tutarak bir çayırlıkta yürüyordu ama uzun dallar bacaklarını kesiyordu, yine de gülümseyerek annesine bakıyordu. Rhya bıçağın keskin metalinin karnına saplandığını hissedince çığlık atarak uyandı. Elini karnına bastırdı, kan yoktu. Kabustu. Korkunç bir kabus.

Gün daha yeni doğarken kapısı çaldığında Rhya ayağa kalktı ve eline gelen ilk sabahlığı giydi. Gelen Eldwyn'di. "Rahatsız ettiğim için özür dilerim..." bir eliyle saçlarını karıştırdı, bu saatte geldiği için biraz utandığı belliydi. Yanakları hafifçe kızarmıştı. "Ne oldu?" diye sordu Rhya. Adamın gözleri uykuluydu, belli ki gece uyumamıştı. Rhya ondan gece Perses'e göz kulak olmasını istemişti. "Kral'ın bugün Lord Aemund ve eşi Leydi Della ile kahvaltı yapması gerekiyormuş." Eldwyn sanki birileri onları dinliyor mu diye kontrol etmek için etrafa bakındı, sonra yanakları biraz utançla kızardı. "Gece Getiren sizin de gitmenizin iyi olacağını söyledi." Rhya kafasını salladı, gitmeliydi. Delly'nin idamından önce, kendini soylulara tanıtmalıydı. Böylece Perses insanlara kendisinin Rhya ile evleneceğini söylediğinde, kimse karşı çıkamayacaktı. "Burada bekle." Eldwyn kafasını sallayınca Rhya kapıyı kapattı.

Artık Perses'in sevgilisini oynama vakti gelmişti ve bunu Vesta adına saklanarak yapmak istemiyordu. Bu yüzden göğüs dekolteli, lacivert bir elbise giydi. Annesinin kolyesi ve Tetikleyici'yi elinde tutuyordu. İkisini de elbisenin içinde göğsüne sıkıştırdı, odada bırakma riskini göze alamıyordu. Saçları, en büyük sorundu. Bembeyaz saçları ile oraya giderse, herkes onun bir cadı olduğunu düşünürdü. Cadılar, Büyücülerden düşük varlıklardı ve pek sevilmezlerdi. Kara büyüler ile uğraşırlar, erkekleri kendilerine aşık ettirmek için aşk iksirleri hazırlarlardı. Rhya'nın şu an en son istediği şey, itibarı için bir hasardı.

Bu yüzden kapı çaldığında ve Gece Getiren içeri girdiğinde Rhya rahatladı. "Bunu sevdim." dedi, Rhya'nın elbisesini işaret ederek. Rhya'nın yanına gelip saçlarına dokundu. "Farklı bir renge çevirme." dedi Rhya. "Cadı olduğumu düşünmeyecekleri bir şey yap." Gece Getiren kafasını salladı, birkaç saniyede işi birkaç saniyede bitmişti. Rhya aynadaki yansımasına baktı, saçları aynıydı. Ama elini saçlarında gezdirdiğinde, bazı kısımlarının altın sarısına döndüğünü gördü. Beyazların içinde sarı parçalar vardı. "Kendini Büyücü olarak tanıtabilirsin, sorgulamayacaklardır." 

"Perses hazır mı?" Gece Getiren aynada küpelerine bakıyordu. Yine öyle süslenmişti ki, Rhya ne giyerse giysin ona yaklaşamayacağını düşünüyordu. Altın sarısı elbisesinin güzel bir dekoltesi, değerli taşlarla süslü korsesi vardı. Boynunda elmas bir kolye vardı. "Buraya gelmeden önce ona baktım. Gözleri bomboş bakıyor ama bunun dışında iyi sayılır." Rhya kafasını salladı, bugün onlar için çok önemliydi. Rhya ilk defa resmi olarak Perses ile olduğunu insanlara duyuracaktı.

"İki gün kaldı." dedi Gece Getiren. Rhya onun ne hakkında konuştuğunu biliyordu. Atlas'ın savaş başlatmasına iki gün kalmıştı. "Bu olmayacak." dedi Rhya, ama artık sözlerine o kadar da güvenmiyordu. Atlas ona gel demişti, Rhya ise taç için bunu reddetmiş, savaş riskini göze almıştı. "Savaş olmayacak." dedi kararlılıkla. Gece Getiren ona baktı ve bir şey söylemedi ama Rhya, onun kendisi gibi düşünmediğini biliyordu. Savaşın olacağına inanıyordu. Rhya bu gerçeği reddederse kendini buna inandırabileceğini düşünüyordu.

SAVAŞ TANRIÇASI • Rhya IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin