•Medyada önceki bölüme dair çok komik bir görsel var, keyifli okumalar.•
"Bunu yapamazsın." diye fısıldadı Rhya. Yavaşça bir adım geri çekildi, Atlas'ın kolundaki eli düştü. "Orada olman gerek, tüm kral ve kraliçelerin olması gerek." Atlas ellerini pantolonunun cebine soktu, omuzları gergindi. "Ben olmayacağım." Rhya yanağının içini dişledi, içinde büyüyen öfkeyi yok saymaya çalıştı. Gece Getiren yanılmamıştı, Atlas gerçekten bu evliliği istemiyordu ve bunu belli etmekten hiç çekinmiyordu.
"Senin onayın olsa da olmasa da bu evlilik gerçekleşecek." dedi Rhya, kendi sözlerine pek inanmasa da dik duruşunu bozmadı, geri çekilmedi. "Şovlarını yapmana gerek yok kısacası." Atlas'ın dudakları alayla kıvrıldı, buna gerçek bir gülümseme denemezdi ama çok keyifli olduğu açıkça görünüyordu. "Öyle olsaydı benimle konuşmak istemezdin, sevgili Rhya. Bal gibi de benim onayıma ihtiyacın var. Bu evlilik senin çıkarların için mi, yoksa Perses'in çıkarları için mi yapılacak bilmiyorum, ancak gerçekleşmesi için onay oyu vermeyeceğim." Rhya kollarını göğsünde birleştirdi, Atlas işleri öyle bir noktaya sokuyordu ki, tüm Konsey tamam dese bile Lassiel kabul etmemiş olacaktı. Ki Lassiel bu konuda kilit roldeydi ve Rhya, Atlas'ın onayı olmadan her şeyin yokuşa sürüklenebileceğinin bilincindeydi.
Ve o korkak kral ve kraliçeler, Atlas'ın kabul etmediği bir şeyi kabul etmeye cesaret edemezlerdi.
"O halde gidebilirsin." dedi Rhya. "Konuşmaya devam etmemiz gerekmez." Atlas'ın alaycı gülüşü bozulmadı. "Ah, Perses nişanlısı ile konuştuğumu görürse çok kızar, değil mi?" Atlas Rhya'nın ellerine bakmak için kafasını yana eğdi, Rhya onun alnına düşen siyah saçlarını çekme isteğine karşı koymaya çalıştı. "Parmağında yüzük bile yok gerçi. Henüz nişanlı bile değilsiniz, muhtemelen benim yanıma gelene kadar evlenme niyetindesiniz. Ne bu acele? Sonuçta yanımda sonsuza kadar kalmayacaksın." Ardından gözlerini kıstı. "Tabi istemediğin sürece."
"Bir dahakine senin fikrini sorarız." dedi Rhya, söyleyecek daha iyi bir şey bulamamıştı. Atlas kıkırdadığında Rhya onun kısa da olsa gülüşünü ilk kez duydu. İçten ve tok bir gülüştü, Rhya'ya bir bahar gününü hatırlatan bir gülüştü. Rhya aptal aptal onun suratına baktığını anlayınca kafasını başka yöne çevirdi. "Ah, sevgili Rhya. Beni kandırmak, o insan kanı taşıyan Perses'i kandırmaktan çok daha zordur." Atlas kafasını yana eğdi. "Bir kraliçe olursan seni sarayımda esir olarak tutamayacağımı düşünüyorsun, değil mi? Seni alıkoyamayacağımı, sana zorla bir şeyler yaptıramayacağımı, bu yüzden bir kraliçe olman gerektiğini düşünüyorsun."
Kahretsin.
Rhya onun bu kadar zeki olmasından nefret ediyordu. Rhya o saraya bir taçla girerse, Atlas'ın ona zarar veremeyeceğini, onu esir edemeyeceğini veya onu kullanamayacağını düşünüyordu, ama Atlas olayı çok çabuk çözmüştü. Olması gerekenden çok daha çabuk. "Sessizliğin haklılığımı kanıtlıyor." Rhya Atlas'ın bileğindeki Opal İzi'ne bakıyordu, kendi boynundaki de kırmızı olmalıydı. Bağ güçleniyordu. "Buna gerek yok aslında. Onun kraliçesi olmana gerek yok. Bu garip ve saçma oyuna dilediğin an bir son verebilirsin." Atlas onun kraliçesi derken kelimeleri bastırmıştı, Rhya onun kalan cümlelerini duymadı.
Rhya bir an kendini Atlas'ın kraliçesi olarak hayal etti. Lassiel Versal'dan daha zengindi, daha güçlüydü, daha korkutucuydu. Atlas tüm dünyaya diz çöktürmüş bir kraldı, kendi kralını devirip taç giyecek kadar güçlüydü ve Rhya'yı sayısız kez korumuştu. Ama Rhya, onun isteklerinin ve amaçlarının ne olduğunu henüz bilmiyordu, bu yüzden bu fikri hızla kafasından attı. Ona güvenemezdi. Şimdi olmazdı. Onu daha yakından tanımadığı ve planlarını öğrenmediği sürece böyle aptalca şeyler düşünmemeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞ TANRIÇASI • Rhya I
FantasyWattpadFantasyTr'nin Mitoloji ve Efsaneler Diyarı adlı okuma listesinde. Ölümlü bir prensesin ve evrenin kurucusu Tanrı Helianos'un lanetlenen aşkı sonucu dünyaya bir bebek geldi: Rhya. Annesi Rhya'yı bir tanrıça olarak dirilmesi için kurban etti. Ö...