O gece Rhya Perses ile aynı yatakta uyudu. Perses'in gerginliğini hissedebiliyordu, bu yüzden adam sessizce uykuya kalana kadar odada gezinip durdu. Gecenin ortasında Eldwyn'in askerlerinden biri gelerek, Gece Getiren'in yola çıktığı bilgisini verdi. Rhya hala endişeliydi. Gece Getiren onun en büyük danışmanıydı, o olmadan Rhya kendini yalnız hissediyordu.
Sabah ışıkları daha odaya vurmadan Eldwyn geldi. "Majesteleri." dedi, Rhya'ya selam verirken. Gözleri tedbirli bir şekilde yatakta yatan Perses'e gitti, sanki Rhya ona uykusunda zorla sahip olacakmış gibi. "Araba hazırlandı. Herkese, Kral Perses'in yeni gözdesi Leydi Rhya ile yolculuk edeceği açıklandı." Rhya Vesta kimliğini kenara bıraktığında, insanlar onun yalancı olduğunu muhtemelen öğreneceklerdi. Vesta'nın gerçekten öldüğünü, Rhya'nın onun adını kullandığı ortaya çıkacaktı. Rhya midesinin bulandığını hissetti. Herkesin onu bir sahtekar olarak görmesi problem değildi. Asıl sorun bunun doğru olmasındaydı.
"Sarayda kaç asker bırakacaksın?" diye sordu Rhya. "Yaklaşık seksen askerim sarayda, bizim için çalışmaya devam edecekler. Yirmi asker de bizimle geliyor." Rhya kafasını salladı. Perses'i, kolundan dürterek uyandırdı. Adamın akıl sağlığı iyice dengesizleşiyordu, bu yüzden Rhya ona olabildiğince iyi yaklaşmalıydı. Perses'in delirmesi her şeyi yokuşa sürerdi. Adam gözlerini açınca Rhya onun kontrolünü ele aldı. Eldwyn'e eliyle gitmesini işaret ettikten sonra Rhya yatağa oturdu ve elbisesinin eteğini karnına kadar sıyırdı. Bedeni, müstehcen bir şekilde gözler önüne serilirken kendini yatağa bıraktı. Bacaklarını ayırdığında, cinsel ilişkiden yeni çıkmış gibi görünüyordu. O sırada Perses kapısını açmıştı ve askerine sesleniyordu. Asker, yatakta yatan Rhya'yı uygunsuz halde görünce kızardı ama Rhya bunun gerekli olduğunu biliyordu. Herkes onu Perses'in sevgilisi sanmalıydı. Asker bakışlarını kaçırsa da bunu muhtemelen arkadaşlarına anlatacaktı.
Perses emri verip kapıyı kapatınca Rhya derhal toplanıp ayağa kalktı. "Uslu ol ve askerlerin seni hazırlamasına izin ver, yoksa canını yakarım." Perses'in acı duygusunu çok hafifçe tetikledi, adam dişlerini gıcırdattı. Rhya onun yanağını öptükten sonra odadan dışarı çıktı ve hızla kendi odasına gitti. Leydi Della'nın söylediği gibi, ahlaksız bir kadın olmalıydı. Bu yüzden eline geçen göğüs dekolteli, lacivert elbiseyi üstüne geçirdi. Elbisenin sıkı bir korsesi vardı ve göğüslerini olduğundan büyük gösteriyordu. Saçları, Gece Getiren'in yaptığı büyü sayesinde hala altın sarısı tutamlara sahipti. Rhya saçlarının kalçalarına kadar dökülmesine izin verdi. Bir elinde annesinin kolyesi, diğer elinde Güç Taşı vardı. Güç Taşı ona çok yardımcı olabilirdi, Rhya Gece Getiren olmadan hala gücünü dengeleme işinde iyi değildi ama, annesinin kolyesine ihtiyacı vardı. Bu yüzden yanlış olduğunu bilmesine rağmen annesinin kolyesini taktı.
Güç Taşı ve Tetikleyici'yi elbisesinin göğüs kısmının içine soktu. Bu rahatsız ediciydi ama korsesi, bu taşlar için fazla dardı ve Rhya risk almak istemiyordu. Hazır olduğuna karar verdiğinde, tam da istediği gibi Perses kapısında bekliyordu, arkasında birkaç asker vardı, Rhya onların Eldwyn'in adamları olduğunu biliyordu. Etrafta gezinen birkaç kişi vardı, bu yüzden Rhya Perses'in kendisinin belini kavramasını ve boynuna bir öpücük kondurmasını sağladı. Dışarıdan bakınca birbirlerine aşık bir çift gibi duruyorlardı. Kimsenin gerçekleri bilmesine gerek yoktu.
Birlikte arabalara ilerlerken bahçedeki soyluların tamamının kendilerine baktığını hissedebiliyordu. Bu gezi, Eldwyn aracılığıyla konseye duyurulduğu için herkes bundan haberdardı ama çoğu Rhya'yı ilk kez görüyordu. Onu Vesta olarak değil, iri göğüslü ve garip saç rengine sahip, ahlaksız bir cadı olarak görüyorlardı ama bu, Rhya'nın umurunda değildi. Kraliçe olduğunda hepsi ona biat edecekti.
Arabaya binmeden önce Perses ona yardım etti, elbette bu da önceden belirlenmiş bir hareketti. Arabaya asker binmemesi gerektiği için, Eldwyn ve adamları başka bir arabayla gelecekti. Rhya Perses ile baş başa kalacağını önceden bildiği için, bacağına bir bıçak bağlamıştı. Perses kontrolü ele alırsa diye. Onu serbest bıraktığı an konuşmaya başladı. "Çığlık atarsan Delly'i parçalara ayırır, geçmişteki sevgilin Thomas'ı herkese anlatırım. Ya da direkt onu saraya getiririm, eminim ateşli dakikalarınızı keyifle anlatır." Perses nefes alamadı. "Thomas hayatta mı?" Rhya kıkırdamamak için elini ağzına bastırdı. Bu bilgiyi, Gece Getiren'in kuşları sayesinde öğrenmişlerdi. Thomas Lancaster, bir dönem Perses'in kahyasıydı. On yedi yaşında bir delikanlıydı o zamanlar. Perses ondan sıkılana kadar birlikte iki yıl geçirmişlerdi, sonrasında adamın yerine başka gözdesi geçince Thomas'ı Versal'ın batısına yollamıştı, neredeyse beş yıldır hiç görüşmemişlerdi. Rhya Thomas'ın şu anda iki çocuğu olduğunu bilse Perses'in ne tepki vereceğini merak etti ama dilini tuttu. Thomas değerli bir kozdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞ TANRIÇASI • Rhya I
FantasyWattpadFantasyTr'nin Mitoloji ve Efsaneler Diyarı adlı okuma listesinde. Ölümlü bir prensesin ve evrenin kurucusu Tanrı Helianos'un lanetlenen aşkı sonucu dünyaya bir bebek geldi: Rhya. Annesi Rhya'yı bir tanrıça olarak dirilmesi için kurban etti. Ö...