35

1.1K 139 89
                                    

*Bölümlere gelen oy ve yorum sayısı biraz düştü, bu yüzden oy verip yorum yaparak destek olursanız çok sevinirim, keyifli okumalar.*

Rhya'nın göz kapakları birbirine yapışmış gibiydi. Kendine gelmeye çalıştı ama boğazında korkunç bir ağrı vardı. Birinin dudaklarına su döktüğünü hissetti ama suyu içemedi, boğazında bir yumru oluşmuş gibi hissediyordu. Nihayet gözlerini açtığında, sarı duvar kağıdı ile kaplanmış bir odada olduğunu gördü. Bir an kendini, dirildikten sonra yatağa bağlanmış halde bir odada uyandığı anda hissetti. Sırtını yatağın başlığına yasladığında şakaklarında korkunç bir ağrı başladı.

"Dinlenmelisin." Rhya Gece Getiren'in sesini duyunca kafasını kaldırıp ona baktı. Üstünde hala çay içtikleri gün giydiği elbise vardı ve Rhya onun daha önce aynı elbiseyi birden fazla kez giydiğini hiç görmemişti. Onun hemen yanı başında duran sandalyede oturuyordu. Rhya kendi üstüne baktığında mavi elbisesi yerine uzun, beyaz bir elbise giydiğini gördü. "Neler oldu?" Rhya alevi hatırlıyordu. Perses'i ve kendini korumaya çalıştığını, birinin onu kollarının arasına aldığını hatırlıyordu, sonrası karanlıktı. Gece Getiren ona bir şişe uzattı, Rhya yeşil sıvıya bakınca onun Ay Işığı Panzehiri olduğunu anladı. Panzehri içerken boğazındaki ağrı baş gösterdi.

"Perses'in odasını yaktın." dedi Gece Getiren, sesi duygusuzdu. "Sizi zamanında çıkarmasaydık neler olacağını tanrılar bilir. Aklından ne geçiyordu ki?" Tüm bunları o mu yapmıştı? Rhya öfkelendiğini biliyordu, Perses'in sözleri onu çıldırtmıştı ama bütün odayı Rhya mı yapmıştı? "Nasıl olur... Güç Taşı'nın beni dengelemesi gerekiyordu." Gece Getiren dudaklarını sıktı. "Güçlerini artık taşlar dengeleyemiyor. Bunun olacağını öngöremedim." Gece Getiren ayağa kalktı. "Güçlerin kontrolden çıkıyor Rhya. Ani duygu değişimlerin gücünü dışa vuruyor. Eğer bir an önce bir çözüm üretemezsek ortalıkta dolaşman bile tehlikeli hale gelecek." Güçlerin kontrolden çıkıyor. Rhya'nın şiddetli baş ağrılarının ve mide bulantılarının sebebi bu olmalıydı. Başka bir taş alması da işe yaramayacaktı, bunun için çok güçlüydü. 

"Batı kanadının en az üç odası kullanılamayacak hale geldi. Yaşlı bir lord odada mahsur kalıp öldü. Bunun ne anlama geldiğini anlıyor musun Rhya? Zamanında gelmesek tüm sarayı yakacaktın." Rhya kafasını avuçlarının arasına aldı. "Sadece birkaç dakika sürdü..." Onun için geçen dakikalar birinin ölümüne sebep olmuştu. "Üstüne gitmesek daha iyi olur. Yaşananlar tekrar konuşulmaması gerekecek kadar korkunçtu." Rhya odanın diğer ucunda, duvara yaslanmış halde duran Eldwyn'i o ana kadar fark etmemişti. Eldwyn duvara yaslanmış, kollarını göğsünde birleştirmişti. Rhya'ya kafasıyla selam verdi.

"Öylece yok mu sayalım yani?" diye çıkıştı Gece Getiren. "Planların hepsi yok oldu. Düğünü de, Yüce Konsey Toplantısı'nı da bu durumda yapamayız. Böyle bir trajediden sonra yapamayız." Rhya onun öfkesine hak veriyordu, uğruna çabaladıkları her şey boşa gitmek üzereydi. "Herkese yangının, Perses'in odasında devrilen bir mum yüzünden olduğunu söyledik." dedi Eldwyn. "Onlar da diğer odalara nasıl bu kadar çabuk sıçradığını araştırıyorlar." Eldwyn kafasını eğdi. "Juegon'a mektubu gönderemedik, yangını görür görmez sizin yanınıza geldim ve sizi odadan çıkardım. Sonrasında Zelle'nin mührünü almaya gidecek vaktim olmadı, iki gündür burada bekliyoruz."

İki gün mü? Rhya iki gündür baygındı. Planları için çok az zaman kalmıştı. Rhya hızla yataktan kalktı ama yarasını hesap edememişti, karnındaki yara tüm kemiklerini titretince acıyla inledi. Eldwyn hızla yanına gelince Rhya ona tutundu, Eldwyn onun yatağa oturmasına yardım etti. Rhya karnındaki yarayı görmek için elbisesini sıyırınca Eldwyn kafasını odanın diğer ucuna çevirdi. Mor yara sarıya dönmüştü, kenarları hala yeşildi ama öncekinden çok daha iyi görünüyordu. "Yüce Konsey'i çağırmak zorundayız." dedi Rhya, sesinde hala acı vardı. "Plandan vazgeçemeyiz. Çok az zamanımız var. Lassiel'e gitmeden önce taç giymem gerek."

SAVAŞ TANRIÇASI • Rhya IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin