31. Bölüm

322 25 11
                                    

Tuğsem Elsa Maren Arslan

Yeni bir gün, yeni umutlara gebeydi. Mislina heyecanlı heyecanlı elbisesini giyinmiş odadaki herkesten güzel olduğuna dair onay alıyordu. Amira onun heyecanına ortak olurken ben bir koltuğun kenarına sinmiş midemin yatışmasını bekliyordum. Beyaz elbisesine yakıştırdığı beyaz şalıyla su gibi duru olmuştu. Güzelliği katlanmıştı. Nihayetinde Mislina ile duyguları aynı olan ağabeyim muradına erecekti. Leyla kurtar beni dercesine yanıma koştu. Mislina sözü için kapalı bir elbise seçmişti ve başta bir şey anlamayan biz bugün kapanmak istediğini öğrenmiştik. Henüz kimseye söylememişti ve şuan onun heyecanını yaşıyordu. O yüzden Amira ve Leyla'yı darlayıp duruyordu. Ben ise biricik kızım sayesinde bir köşede oturma şansı bulmuştum.

"Elsa gerçekten oldu mu? Bak ileride fotoğraflarıma bakıp şalım ne kadar yamuk, bonem ne kadar önde diye pişman olmak istemiyorum. Bana şuan çok tuhaf geldiği için anlamıyorum. Olmadıysa söyleyin vallahi kırılmam. Yeniden yaparız olur biter."

"Balım gerçekten çok güzel oldun. Çok yakıştı. Hem daha kaç defa yapacaksın?" Leyla histerik bir ses tonuyla isyan etti.

"On iki olacak. Mislina şalı delik deşik edeceksin artık bozup tekrar yapmayalım ne olur." Mislina mutsuz mutsuz makyaj masasının karşısında duran sandalyesine oturdu.

"Ayna çatlayacak bakma artık." Amira'nın sözlerini hepimiz onayladık. Beyza esneyerek başını duvara yasladı.

"Demir seni görünce kalp krizi geçirecek zaten. Çocuğun kalbine zorun yoksa daha fazla oynama kendinle. Hem o utanır bakamaz sana." Beyza fazla dobra biriydi. Sözlerinin haklılık payı ise çok yüksekti. Tekrar arşa çıkan mide bulantımla kendimi banyoya attım. Kendime gelene kadar orda bekledim ama pek düzelecek gibi değildi. Kızları endişelendirmemek için odaya geçtim.

"Elsa ses seni çok tetikliyor. İstersen dinlen. Enişteyi çağıralım." Amira ilgili gözlerle benden bir cevap bekliyordu.

"İyiyim ya bir şeyim yok. Sadece kızım bugün fazla hareketli. Halası ve dayısı için fazla neşeli olsa gerek pek yerinde durmuyor." Mislina bana kocaman sarılıp yüzümü öpücüklere boğdu.

"Ben sana kıyamam. Hadi git dinlen azıcık. Akşam yeterince yorulacaksın zaten." Leyla koluma girip hadi dercesine beni çekiştirmeye başladı. Odama kadar yanımda geldi. Asım Dede'nin evindeydik. Aşağıda yoğun bir koşturmaca vardı. Kızlar burda hazırlıkları tamamlarken erkekler bahçede koyu bir sohbet halindeydi. Odaya girdiğimde kalabalıktan uzaklaştığım için biraz kendime gelmiştim. Birden banyo kapısı açılınca yerimden sıçradım. Odada tek olduğumu düşünüyordum o yüzden biraz fazla korkmuş olabilirim.

"Senin şu korkmalarını ne yapacağız?" Omuzlarımı silkip yatağa oturdum. Aren ise saatini ve alyansını takıyordu.

"Herkes aşağıda diye biliyordum. O yüzden korktum." Yüzüme dikkatlice baktı. Yanıma yaklaşıp çenemi yukarı kaldırdı ve gözlerine bakmamı sağladı. Anında kaşları çatıldı.

"Kahvaltı yaptın mı sen? En son ne zaman yemek yedin?" Dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerimi kaçırdım. Tavandaki desen ne kadar güzel. Avizeye de daha önce bu kadar detaylı bakmamıştım.

"Namazımı kılana kadar bekle. Anlaşılan zorla yedirmeden yemek yemiyeceksin sen. Kuş kadar kaldın." Söylene söylene seccadesini serdi ve sonra sakinleşerek namazını kıldı. Onu böyle izlemek güzeldi. Bütün zor günlerin ardından bize bu mutlu günleri yaşatan Rabbime şükürler olsun. Hanemizden huzur hiç eksik olmasın. O namazını kılarken ben geçtiğimiz yollara baktım. Zordu ama sevgimizi, saygımızı katlamıştı. Sabrı ve şükrü öğretmişti bize. Aren selam verdikten sonra seccadesini katlayıp yanıma geldi.

Akasya ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin