70. Kısım : İtiraflar, İtiraflar...

103 13 2
                                    

İlkokulda gözlük takmaya başlayamlardandım ben sonra aramıza yeni katılan arkadaşlarımız oldu. Şimdiyse fakültede herkes gözlüklü. Gerçi başta çoğunda lens vardı da sınav haftalarında gözlüğe geçtiler. Size bir itirafta bulunayım mı? Ben lensten çok korkuyorum. O yüzden her ne kadar güzellik sınırlarımıza gözlük girmese de benim umrumda değil! Ben gözlüğümle güzelim ! Ayrıca herkes bana gözlüğümle bir doktor havam olduğunu söylüyor. Tıp okuduğumu söylediğim insanlar, fakültenin ilk günlerinde bir hocam, yakın arkadaşlarım... Umarım tipime bile işlemiş olan bu mesleğe layık biri olabilirim.
Evet, yazımızın tıp ile ilgili olmayan kısmına gelelim! Ben gözlük takan biri olarak bunu avantaja çevirmenin bir yolunu buldum, sevgili okur! Kulağa çılgınca geliyor değil mi ?
Yöntem şu:
Etraftaki insanların bir şey yaparken bakışlarından mı rahatsız oldunuz? Çıkartın efendim gözlüğünüzü! Astigmatınız sağ olsun yüzlerdeki ifade kayboluverir. Ne yargılayan kalır ne de cık cıklayan. Diyelim yürüyüş yapıyorsunuz temiz havada ( spor salonunda spor yapanları asla anlayamıyorum) uzaktan tanıdığınız biri geliyor gibi ama o sizi daha fark etmedi; hemen gözlüğümüzü çıkartıp hırkamızın üst ucundaki aralığa konduruyoruz. Böylece karşıdaki kişiyi kolaylıkla görmezden gelebiliyoruz. Eğer çok tanıdığınızın olduğu ortamlara girmeden gözlüğü çıkartırsanız bu yöntem daha da etkili olacaktır.
İşte böyle Polyana olalım biraz hayata karşı 🌸
Yeterince ağlayan sızlayan yok mu bu hayatta ?
Hayata olumlu bakmayı bana her güne gülümseyerek başlamayı ve o gün için şükretmeyi öğreten kişiyse ilk akıl hocam oldu: sevgili annem .
Bana erken yaştayken kaybettiği annesinin adını verdiği için hiç tanımadığım ananem için de yaşıyorum bu hayatı. Yorulduğumda bak diyorum, şu an burada olsa seninle gurur duyardı. Adımı onun adı koyan ailem bana bu güzel mirası bırakırken istemsizce omuzlarıma bir yük de yüklemişlerdi . Belki de en güzel yükü ! İsmim bana her zaman onun ani ölümünü, her günün son günüm olabileceğini, kötü günlerin de olacağını ama bunların er ya da geç biteceğini. Güneşin her karanlıktan sonra her zaman doğacağını, hayatın ne olursa olsun devam ettiğini, ağlayarak sızlayarak mı yoksa gülerek neşeyle dolu bir hayat mı geçireceğimin tamamen bana kaldığını hatırlatıyor. Ben de her gün aynadaki aksime bakarak diyorum ki: Bugün çok güzel olacak ! Bugün kendim için yaşayacağım, kendimi geliştirmek için ileride iyi yerlere gelmek için çalışacağım. (Bu yedinci sınıftayken ananem için verdiğim bir sözdü onun adını gururla taşıyabilmek, bu isme layık olabilmek ve önüne sevgili ananemin de gurur duyacağı gibi "Dr" kısaltmasını ekletebilmek. Hayattaki amaçlarımdan biri de buydu, şimdi buna bu kadar yakınken çalışmak kadar insanı mutlu eden bir şey yok)
Biraz özelime de girdiğim bir bölüm oldu ama buraya kadar beni okuduysan sevgili okur artık beni biraz daha tanımanın vakti çoktan gelmiştir belki de 😅
Sizleri seviyorum, sizler de sevmekten korkmayın💫
Bugünlerde hepimiz bu konuda zorlanıyoruz, korkuyoruz biliyorum ama en azından sokaktaki kedilerin kafasını okşayın, kuşlara ekmek verin, karıncalara basmamaya çalışın. Onlardan size , siz onları korkutmadıkça zarar gelmez. Sevginin zararsızını bulmaya çalışmak gibi bir durumsa korkunç ama herkes sizin gibi iyi niyetli olamıyor ne yapalım dünya böyle ;)

Tıp Fakültesinde Yaşam 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin