127. Bölüm

54 9 1
                                    

Bir günün daha akademik olarak sonunu getirmişken kucağımda kanserle ilgili bir kitapla evimden sesleniyorum!
Bugün benim için şaşırtıcı bir gerçeği öğrendim. Annemin teyzesi bizi ziyarete gelmişti, ben de onunla konuşurken onun ebesinin (ananesi) de şifacı olduğunu. Köyde kaç kişiyi tedavi ettiğini, otlarla karışımlar hazırlayıp kendi ilaçlarını yaptığını, kırık çıkıkları tedavi ettiğini öğrendim.
Zaten hayallerimdeki fakültede okumanın mutluluğu aklıma geldikçe rüyadaymış gibi hissediyorum, hayatım için şükrediyorum ama bu tarz tesadüflere çok anlam yükleyen duygusal biri olarak beni etkiledi bu olay. Gelecekteki mesleğim hayallerimin mesleği olmanın yanı sıra içten içe beni çağırmasının nedenlerinin sayısı arttı . İçimde bir ses,  ruhumda atalarımdan kalan bir parça ,DNA'mın bir kısmının kodları bangır bangır bağırıyordu belki de doğduğum andan beri "Sen şifacı olacaksın diye!"
İnsanlara yardım etmek istiyorum. Evet, çok klişe bir cümle ama bunu tüm samimiyetimle söylüyorum. Örnek bir insan olabilmek, bu hayatı onun bunun lafıyla değil kendi değerlerimle doya doya yaşabilmek istiyorum. Evet, çoğunda ders çalışacağım ve yaşım arttıkça bu zorlaşıyor hem beynimdeki sinapslar açısından hem de motivasyonum açısından ama bu benim. Bu benim hayalim ! Ben keşkelere küseli oldu baya, iyi kilerimi  kucaklıyorum onlar geldikçe aklıma.
Şükrediyorum yaşadığım her saat, dakika hatta saniye için ve ileride de umarım sadece kendi yaşamım değil başkalarının yaşamına her dokunuşumda şükredeceğim. Hayat gerçekten kısa ve gerçekten de sadece üç gün. Kimseyi kırmaya, üzmeye gerek yok en başta da kendimizi.
Ah bir de sizlerin huzurunuzda bir söz vermek istiyorum:
"Hayatım boyunca bu dünyanın tüm çocuklar için eşit şartlara sahip olabilmesi için çalışacağım!" Özellikle de kız çocukları için!
Bir de bir hayalim var mecburi hizmetle ilgili:
Gittiğim küçük ama tatlı yerde kadınlara cinsel sağlık eğitimi vermek istiyorum. Kadınların cinselliğin farkına varmalarını , kadınlıklarını bilmelerini istiyorum. İzlediğim bir filmde kadınlar cinsellik eğitimi alırken öğretmenleri onlara kaçının cinsel organına baktığını soruyor . Cevap 0. Koca bir sıfır ! Erkeklerden bahsetmeme gerek yok varları yokları cinsel organları. Görmeyen, bakmayan , onunla övünmekten yoktur. Biz kadınlar ise vajinamız nasıl kokmalı, yapısı nasıldır, tipi nasıl, nasıl gelişti, neresi ne işe yarar, nerede yahu şu meşhur klitoris ( belki çoğu bunun adını bile bilmez )  farkında olmadan yaşıyoruz. Maalesef çoğu cinsel yaşamı aktif kadın sadece "erkeğini" memnun ediyor. Bu konuyla ilgili zaten ara ara yazıyorum ve her yazılımda da kendimi tutamıyorum biliyorsunuz . Neyse filme dönelim o karakter de bunun şokuyla eve gidince hemen bir ayna alıp vajinasına bakıyordu ve şaşırıyordu aaa böyle miymiş tipi diye. Ki kendisi yaklaşık kırklı yaşlarında  bir kadındı. Düşünsenize yıllarca hiç ayaklarımıza bakmadan yaşamışsınız çünkü bakarsanız size ayıp olacağı söylenilmiş. Değerli kadınlar kendinizi tanıyın, her anlamda 😉
Bir hayalım daha var o da kadınların regl günlerinde izinli sayılmaları. Yılda 12 gün izin verseler ellerine yapışmaz, şirketler batmaz diye düşünüyorum. Ataerkil dünyanın biz kadınlara bıraktığı tatsız sürprizler. Kadınlar iş dünyasında erkeklere göre çok kısa zamandır olduğu için bu hayalimin önümüzdeki elli yıl içinde gerçekleşeceğine dair aşırı iyimser bir istek var umarım haklı çıkarım 🦋💫

Tıp Fakültesinde Yaşam 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin