Belki henüz bir ismi bile yoktu ilişkimizin ama senin kaderimde olduğunu biliyordum. Çünkü ben senin için doğmuştum.
"Ne zamandır birliktesiniz?" Akın, yemek masasında pür dikkat bana bakıp geldiğimden beri sorular soruyordu. Az önceki garip ve komik karşılaşmamızın ardından hemen yemeğe geçmiştik ve Barış'ın bize servis yapmasını izliyorduk. Dikkatimi Akın'ın sorusuyla Barış'tan çekip Akın'a vermiştim.
"Çok olmadı." derken Barış da benimle aynı anda cevap verdi;
"4 yıldır tanışıyoruz." dediğinde şok olmuş şekilde bakakaldım. 4 yıl mı? Kime göre neye göre? Benim için daha 1 yıl olmuştu. Çıkalı da çok olmamıştı üstelik. "Ama yeni çıkmaya başladık." diye devam etti benim bakışlarımdan gözlerini kaçırırken.
"Vay canına! Neden hiç haberimiz yok?" Metin, en az benim kadar şaşkın duruyordu.
"Siz de biliyorsunuz. Hatta ilk imza günümüzde birine aşık olup gruptan bile çıkmayı göze almıştı." Atalay resmen onlarla dalga geçiyor gibiydi. Yazık, her şeyi unuttukları için şu an çok masum görünüyorlardı gözüme.
"Ne?! Vay canına! Hatta oha! O kız sen misin?" Metin, gerçekten de beklenmedik bir tepki verirken hepimiz ona gülüyorduk.
"Bunca zamandır aşkını içinde tutmak zor olmuştur. O yüzden mi arada üzgün görünüyordun?" Akın bu soruyu sorduğunda Barış çoktan servisi yapmış ve yanıma oturmuştu.
Akın'ın sorusu karşısında derin bir nefes alıp verdi. Birkaç saniye bana baktıktan sonra bakışlarını Akın'a çevirdi. "İçimde kocaman bir yarayla yaşamışım bunca yıl. Ama şimdi iyileştim." Masanın altında, kucağımdaki elimi bir eliyle alıp parmaklarını geçirdiğinde ellerine baktım. İkimiz için de zordu, ikimiz için de acı doluydu.
"Seni çok iyi anlıyorum. O yollardan ben de geçtim ama şimdi her şey harika." Akın, bunu söyleyip gülerken Metin de eliyle ağzını kapatıp gülüşünü saklıyordu.
"Önemli olan şu an ki mutluluklar." dedi Atalay. Bunu dediğinde bir an boş boğazlık yaptım;
"Barış ile ben, Akın ile Metin birlikte. Seni ne zaman birine postalıyoruz?" deyip gülmeye başladığımda benim dışımda oluşan sessizlik gülüşümü kısa sürede kesti. O an içimden küfrederek elimdeki şarap bardağına baktım. Kamu spotu; Alkol tüm kötülüklerin anasıdır. Tatsız durumlar da buna dahil.
"Sen mi söyledin?" Metin, panikle Barış'a yöneldiğinde ben de panikledim.
"Hayır, hayır. Barış bildiğimi bile bilmiyor büyük ihtimal." diyerek müdahale ettim.
"Nereden biliyorsun o zaman?" Akın, ürkek gözlerle bana baktığında hiç de yardımcı olmuyordu. Ne yapacağım? Ne yapmalıyım? Hızlı düşün Aybüke!
"Benim 6. hissim çok kuvvetlidir. Evet, bu yüzden. İnsanlara bakarak geçmişlerini okuyabilirim." dedim hızla. Aklıma, çocuklara diğer bedendeyken gelecekle ilgili spoiler verdiğim zamanki konuşmalar gelmişti. Ama şu an bunu yutacaklarını sanmıyordum. "Hatta bazıları benim uzaylı olduğumu bile söylerler. Ha ha ha!" dedim gülmeye çalışarak.
"Sanki bu konuşmayı daha önce yapmış gibiyim." Metin, bunu söylediğinde birden Atalay ve Barış kahkaha atarak gülmeye başlamışlardı. Çünkü onlar da hatırlamışlardı. "Neden gülüyorsunuz? Ciddi söylüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin SİHRİN Olacağım
FantasyTanrı'nın bana verdiği ikinci bir şanstı belki de. Bu ikinci şansı pişman olmadan değerlendirebilecek miyim? Kötü bir gecenin sonunda ne olabilir ki? Aybüke de sadece evine gidecekti ama kader onu evine değil başka bir evrene götürdü ve en büyük ha...