Acı veren anılar iz bırakır.
Zaman o kadar hızlı akmıştı ki. Belki de bir webtoon'un yan karakteriydim, bu yüzden de ana karakterler olmayınca zamanı fark etmiyordum. Yaşadığım durumlar karşısında çok da mantıksız gelmiyordu.
Fondöten fırçasını kenara koyarken sesli şekilde nefes alıp vermekten kendimi alıkoyamıyordum. Hepsini özlemiştim ama hem onlar hem de ben o kadar meşguldük ki hiç denk gelmemiştik. Bu yüzden makyajlarını hep Gönül Hanım yapmıştı. Pardon sadece 'Gönül'. Çünkü beni her gün bu konuda uyarmıştı.
Bugün her şeyi bir kenara atmıştım. Çünkü bugün 22 Haziran 2016'ydı. Ben ise dün reklam çekiminden geç saatte dönmüş olmama rağmen şimdi sabahın köründe burada onlar için bekliyordum. O kadar heyecanlıydım ki tüm gece uyuyamadım. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Sanki 2. çocuğumu doğuracak gibi hissediyordum. Bu tarihi ikinci kere yaşamak çok garip hissettiriyor. Hem garip hem heyecan verici hem de gurur verici. Bugün sahnede parlayıp televizyonda kendilerini göstereceklerdi. Menajerleriyle beraber bende ağlayacak gibiyim. Bu anları bugüne özel aldığım kameramla çekip saklayacaktım. Ah! Kesinlikle şimdiden muhteşem anları gözümde canlandırabiliyorum! Belki de gördüğüm içindir!
Vakit geçirmek için sosyal medya hesabımdan hızlıca bir selfie paylaşıp açıklamasına "Bugünü bir kenara not edin çünkü kimse unutamayacak: 22.06.2016" yazdım. Gelen yorumlar da birçoğu ilişkimin olduğunu düşünüyor gibiydi. Gerçekten komikler. Bugün bebeklerimin debut günü!
O ara kapı açıldığında telaşlı şekilde menajerleri ile odaya giren bebeklerimi gördüm. Bu kadar erken kalkmama değerdi. Debut makyajlarını ben yapacaktım!
"Aybüke, lütfen hızlıca makyajlarını yapar mısın? Ve bana biraz akıl verir misin? Kıyafetler konusunda kararsız kaldık. Ah, birde, bugün bizimle gelir misin? Hava sıcak olacak bu yüzden makyajlarının tazelenmesi lazım."
O kadar hızlı konuşmuştu ki dediklerini süzgeçten geçirmem birkaç saniyemi almıştı. Oraya gitmek için bahane uydurmama gerek kalmamıştı! Ben de yanlarında olup onlara destek olabilecektim!
"Her şey hallolacak. Ben sırayla makyajlarına başlarken sen de bana kıyafetleri göster. İkisini bir arada halledebiliriz."
Üyelerin yorgun yüzlerine rağmen heyecanlı olmaları beni de heyecanlandırıyordu. Şey aslında sadece Metin uyanık gibiydi. Neyse, sakin ol Aybüke! Bugün onları daha da yakışıklı göstereceğiz.
Hepsine hızlıca nemlendirici maskeleri verirken malzemeleri hazırlamaya koyuldum. Cildi daha nemli olduğu için Atalay'ın makyajına başlamaya karar verdim. Acele ediyordum ancak durumu batırmayacak kadar dikkatliydim. Atalay uyuklarken bende cildine fondöten sürmeye başladım. O ara menajer bir sürü kıyafet getirip askıya asıp hangisi daha iyi diye ısrar etmeye başlamıştı. Sünger ile makyajı yedirirken hızlıca göz gezdirdim. Çıkış yaptıklarında giydikleri kıyafeti arıyordu gözlerim ama burada yoktu. Her şey bu kadar benzer giderken benim dünyamdaki debut kıyafetleri neden burada yoktu?
"Bunlardan başka yok mu? Bunlar pek uygun görünmüyor."
Gerçekten de asıl debut kıyafetleri daha iyiydi. Umarım aptalca bir dizi sahnesi gibi birileri o kıyafetlere zarar vermemiştir!
"Hemen geliyorum."
Menajer hızlıca odadan çıktığında Atalay'a son dokunuşlarımı yapıp omzuna dokundum.
"Atalay, makyajın bitti. Kalk hadi."
Gözleri korkuyla açılıp etrafına bakındığında içim burkuldu. Kim bilir ne kadar gergindi hepsi. Konuşmuyorlardı bile pek hatta uyukluyorlardı. Barış'a oturması için işaret ettiğimde odaya başka bir kadın daha girdi. Saç tasarımından sorumlu olduğunu söyleyip makyajı biten Atalay'ın saçını yapmak için diğer masaya çağırırken kocaman valizi açıp içinden bir çok alet çıkarmaya başladı. Acaba bu kadın benim zamanımda da saçını yapan kadın mıydı? Öyleyse ona bir kaç uyarıda bulunmadan edemeyeceğim. Atalay zaten o boğucu bere ile dans ederken birde saçlarını debut gününde yüzünü yapıştırmıştı! Kim bilir ne kadar terletip rahatsız etmiştir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin SİHRİN Olacağım
FantasyTanrı'nın bana verdiği ikinci bir şanstı belki de. Bu ikinci şansı pişman olmadan değerlendirebilecek miyim? Kötü bir gecenin sonunda ne olabilir ki? Aybüke de sadece evine gidecekti ama kader onu evine değil başka bir evrene götürdü ve en büyük ha...