Küçük, SBB Üyeleri = Hala benim için o büyük SBB
Günü diğer idol ve stajyerlere makyaj yapmakla geçmiştim. Gün boyu makyaj yaparken aklıma sürekli neden bu şirketin bir makyaj odası ve makyözlerinin olduğunu düşünmekle geçti. Sonuçta şirket 2016'da henüz o kadar zengin değil. Bunda bir gariplik var. Bunu yarın sormalıydım birilerine.
Şirketteyken tüm acılarım geçiyor gibi. 4 adamın varlığı bile beni endişe ve üzüntülerimden uzak tutabiliyor oradayken ama eve geldiğimde buraya düşmeden önce Çağan ile yaşadıklarım beni tekrar üzmeye başlıyordu. İşkolik mi olsam ne? Yoksa aptallığım sürekli aklıma çomak sokup duracaktı.
Kendime olan sinirimle kafamı yastığa vurdum. Neden ben akıllanamıyorum? Üstelik her moda uygun SBB şarkıları da henüz ortada yok ki şöyle dinleyip moddan moda girelim.
"Of! O mükemmel şarkılar için beklemek zorundayım."
Neyse ki ezbere biliyorum birçoğunu. Deftere gece boyunca aklımdaki SBB şarkılarını yazıp söylemek oldukça eğlenceli olmuştu ve aklımı meşgul etmişti. Yoksa bütün gece aklım olumsuz düşüncelerle dolacak ve her türlü uykusuz kalacaktım. Böyle bir adam yüzünden üzülmek istemiyorum. O yüzden SBB'nin aklımdaki tüm şarkılarını yazmaya çalıştım. Her şeyleri mutluluk kaynağı cidden.
Sabah, gece geç uyuduğum için zar zor kalkmış ve koşa koşa şirkete gitmiştim. Üstelik makyajım bile tam değildi. Rezillik resmen. Youtube'dan kazandığım paraları da henüz hesabımın şifresini öğrenemediğim için kullanamıyordum. Bunu bugün halletsem iyi olur.
Gönül Hanım, asistana yapması gereken işleri sıralarken girmiştim odaya. Nefes nefese olduğumu görünce kızlar bana su şişesi uzattığında sonunda nefes almaya başlamıştım. Yarışa katılmış bir at olsam anca bu kadar efor sarf edebilirdim. Taksi bile denk gelmedi. Kötü bir gün gerçekten.
"Üzgünüm geç kaldım."
"Sorun değil tatlım. Biraz soluklan. Bu arada bugün yakında çıkacak olan grubun üyelerinin fotoğraf çekimi olacak. Onların makyajını yapacağız."
Yeni grup? Sweet Big Boys! Ama henüz Nisan ayındayız, Haziran'a daha var. Acaba buradaki çıkış tarihleri farklı mı?
"Stajyerlerin adı ne, biliyor musun?" diyerek yokladım.
"Akın, Mert... Diğerleri neydi ki? Üzgünüm tatlım hepsinin adı aklımda değil."
İçimden bir an "nasıl onları tanımazsın?" diye tepki vermek geçse de son anda henüz ünlü olmadıklarını hatırladım. 'Benim bebeklerim ödülden ödüle koşuyorlar. Nasıl tanımazsın?' diye bir anne gibi savunmaya geçmem içten bile değildi. Hayran olmak zor bir iş.
Veee bugün onları görebileceğim. Onlara sıkıca yapışacağım. Çocuklar, sizin en eski hayranlarınızdan biriydim ama şimdi ilk hayranınız olacağım! Elsa gibi kendimi sıkıp yumruğumu havaya atsaydım acaba bu sevinçle arkamdan buzdan oklar çıkar mıydı?
O ara odaya sanki güneş doğmuş gibiydi. 4 kişiden oluşan henüz küçük, SBB üyeleri odaya girmişlerdi ve benim için güneş gözlerimi almaya başlamıştı! Ağustos ayındaki güneş gibi, parlak zeminden yansıyan ışın gibiydi. Gözlerimi açıp utangaç şekilde etraflarına baktıklarını gördüğümde bebeklerim deyip hepsine kocaman sarılıp ağlamak istiyordum.
Gözlerim Akın ile buluştuğunda utançla kafasını eğdi. Dudaklarını sıkıyor gibiydi. Doğru bu Youtuber Aybüke'nin hayranıydı!
"Hoş geldiniz çocuklar. Ben yeni Makyöz Aybüke Gezen. Tüm sevgim ve yeteneğimle makyajınızı yapacağım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin SİHRİN Olacağım
FantasyTanrı'nın bana verdiği ikinci bir şanstı belki de. Bu ikinci şansı pişman olmadan değerlendirebilecek miyim? Kötü bir gecenin sonunda ne olabilir ki? Aybüke de sadece evine gidecekti ama kader onu evine değil başka bir evrene götürdü ve en büyük ha...