*10*

513 30 52
                                    

9. Bölümü atlamadan okuyunuz.
Keyifli okumalar.❤❤❤

***********


       Elimde defterimle koridorda dalgın dalgın yürüyordum. İyiyim desem çarpılacak seviyedeyim, o kadar kötü hissediyorum ki, bunu hiçbir kelime ile anlatamam. Veya bu yaşadığım duyguları anlatacak kelime tanımıyorum.

       Aras'ı okul çıkışında görüyorum, bazen de boş derslerimiz çakışıyor. O sırada görüyorum onu... Eski hâline dönmüş, galiba bir daha engeli kaldırmayacak. Çünkü bayağı iyi görünüyor. Aradan üç gün geçti ama engel hâlâ duruyor.

      Çarptığım kişiye hiç bakmadan yere düşen defterimi almak için eğildim.

      "Eda, çok pardon. İyi görünmüyorsun, bir sorun mu var?" duyduğum ses ile gözlerim defterimden düşen ve koca harflerle Aras yazan kâğıda bakmaya başladı. Kâğıdı ani hızla yerden alıp defterin arasına koyup ayağa kalktım. Aras anlamayan gözlerle bana bakıyordu.

      "İyi misin?" Kafamı aşağı yukarı salladım. Kâğıdı görmedi galiba.

     "Evet, evet iyiyim. Yani olmaya çalışıyorum."

     "İyi olmanı engelleyecek bir durum mu var?"

     Evet, senin attığın engel.

     "Dersler, okul." Anladım dercesine bana bakmaya başladı.

      "Haklısın. Benim dersim boş, eğer sende müsaitsen aşağıda bir kahve içelim mi?" Kalbim deli gibi atmaya başlayınca hiç düşünmeden teklifi kabul etmiştim... Derslerim bitmişti ancak Nur ve Defne'nin dersleri vardı. Bende dışarıda biraz yürüyecektim. Aras'la oturmak yürümekten milyonlarca kat daha iyi.

  
        "Eğer bana Eda ile aynı üniversitede okuyacaksınız deselerdi inanmazdım."
 
       "Neden ki?"

       "Yani... Işte... Bilmiyorum, üniversite hayatı her zaman bana değişik gelmiştir. Sanki tüm tanıdığın insanlardan uzakta olacaksın gibi. Değer verdiğin herkes senden uzakta olacak gibi düşünüyordum."

     
       Söylediği şeyleri yanlış anlamalı mıyım?

       "Herkes farklı düşünür tabiî. Bende çok şaşırdım seninle aynı okulda olduğumuzu öğrenince."

       "Lise de yollarımız ayrıldı ve bir daha senden haber alamadım. Kaç yıl sonra yine seni hergün olmasa bile görüyorum, biraz değişik."

       Benim içinse dünyanın en güzel ve özel dönemi.

       "Evet, öyle oldu, senin ... Lisesine gittiğini duymuştum."

      "Hmm, sende sağlık okuyordun lisede. Şimdide eczacılık okuyorsun zaten." Benim sağlık okuduğunu biliyormuş.

      "Sen nerden duydun ki?"

      "Annem bizim öğretmenimizdi, hatırlatayım. Birgün annemle karşılaşmışsın, anneminde gözde öğrencilerindendin, seni çok severdi. Yolda karşılaşıp konuşunca siz, eve gelince anlattı. Orda haberim oldu."

       "Hmm, bende anneni seviyordum yani hâlâ da seviyorum. Çok iyi bir öğretmendi, yeri de ayrıydı bende."

       "Neden ki?"

       "Yani ışte annen ilgili bir öğretmendi, ondan yeri ayrıydı." Anladığını belli eden bakışlar atınca pot kırmadığım için rahat bir nefes aldım.

       Kahvelerimiz bitince Aras'tan ayrılacağım için üzülmüştüm. Onunla şurada oturduğum kırk dakikanın benim için ne kadar önemli olduğunu bilse ne yapar acaba?

        "Şey, biraz yürüyelim mi?" Aras'ın sorusu üzerine üzgün bir ruh ortamına bürünen içim bayram sevinci yaşadı.

        "Olur."

        "Deniz çok güzel, değil mi?" İçim her ne kadar sen daha güzelsin demek istese de öyle bir şeyi ancak rüyamda söyleyebileceğimi bildiğim için kafamı salladım.

       Bir süre yürüdükten sonra Aras'ın pamuk şekerci abinin önünde durması ile durduk. İki tane pamuk şeker alıp birini bana uzattı.

     "Sen seversin, yani okulda yerken görmüştüm seni birkaç kere. Tabiî o zamanlar ortaokuldaydık." Söylediğine gülüp banka oturduk.

    "Evet severim, çok teşekkür ederim bu arada."

    "Lafı bile olmaz."

                       °°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

      "Ciddi ciddi Aras'la geçirdin gününü." Defne sevinç ve şaşkınlıkla anlattıklarımı dinliyordu. Nur ve Beyza'nın da ondan farkları yoktu.

     "Enişteye bak sen. Önce kahve içelim dedi. Kahve ayağı ile günü seninle geçirdi. Tuttum ben bunu." Beyza en ufak olayda bile mutlu olabiliyordu. Bunu yaptığı yorumdan da anlamak zor olmasa gerek.

      "Kaan bile böyle yapmıyor... Ama üç-dört günüdür mahvoldunuz iyi oldu böyle." Nur da kendi yorumunu yapınca ilk cümlesine gülmüştük. Aslında Kaan iyi biri ama çoğu insana göre farklı.

     "Çok mutlu oldum kızlar. Birde şu engeli kaldırsa."

     "Yaz bak, belki kaldırdı engeli." Defne'nin hatırlatması ile büyük bir umutla telefonu elime alıp yazmaya başladım.

Eda: Eda'yla yaptığın gibi birgün birlikte pamuk şeker yer miyiz?

                 

        "Kızlar engeli kaldırmış." diye bağırınca üçü aynı anda gelip telefonuma baktı. İki tik vardı ve muhtemelen birazdan mavi rengi alacaklardı.

   °°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Ayrı kalmalarına gönlüm pek razı olmazdı. Zaten yeterince ayrı kaldılar yaaaa.

Nabersiniz? Neler yapıyorsunuz?
Bölüm nasıldı, beğendiniz mi?

*Çarpışma anı, böyle bir an yaşayan var mı?

*Aras ne yapıyor böyle?

*Eda'yı seviyor olabilir mi acaba, yoksa sadece arkadaş mı?

*Eda'nın yerine kalbi duran tayfaya selamlar olsun!

*Engeli kaldırmasına ne diyorsunuz?

❤❤❤ Kendinize iyi bakın. Mutlu ve beklemede kalın, bu arada  da yorum yapınız. Sizleri çok seviyorum.
Kocaman öpüyorum.
😘😘😘😘😘😘😘😘😘😘😘😘😘😘

🍫Seviliyorsunuz canlarım.🍫
    

     

RuH Hastası || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin