Kafeteryada oturmuş kızları bekliyordum. Benim dersim bitmişti, kızların ise bir dersleri daha vardı. O sırada dersi boş olan ama ortalıkta görünmeyen Aras'ı düşünüyordum, her zamanki gibi. Ona yazmak fena fikir sayılmazdı.
Eda: Dersin boş, bir sonraki dersin dolu.
Eda: Bu boş dersi dinlenerek geçirmek yerine ne yapıyorsun acaba?
(Görüldü.)
Eda: Bir sorun mu var?
Aras yazıyor...
Aras: Yok.
Eda: İlk başta görüldü atınca...
Eda: Neyse.
Aras: Bahçedeyim.
Bir an bahçeye çıkmayı düşünsem bile vazgeçtim. Sonuçta şüpheli kızlar arasında benimde ismim vardı ve şimdi çıkarsam anlardı.
Eda: Anladım.
Aras: Sen nerdesin?
Eda: Yerimi söyleyip kendimi ifşa mı edeyim?
Aras: Rahatça yazdığına göre dersin boş.
Eda: Belki iyi gizleniyorumdur!
Aras: Hmm...
Aras: Dersin boş bence.
Aras: Hangi hoca olursa olsun kimse telefon ile oynayamaz.
Eda: Evet dersem bulabilecek misin?
Aras: Memnun olurdum bulursam ama işte...
Aras: Arkadaşım arıyor, daha sonra görüşürüz.
Eda: Görüşürüz, Aras.
Aras çevrim dışı.
Beni bulmayı bu kadar istemesi acaba benden etkilenmeye başladığının göstergesi olabilir mi?Beni seviyor mu acaba?
Yoksa sadece merakını gidermek için mi uğraşıyor?
Önümdeki koladan bir yudum alıp arkama yaslandım. Telefonum titrediği an hemen elime aldım.
Aras: Nerde olduğunu söylememek konusunda hâlâ ısrarcı mısın?
Eda: Evet.
Aras: Benim çalışmalara çoktan başladığımı biliyorsun, değil mi?
Eda: Gibi. Şimdi daha net öğrendim.
Aras: Peki.
Aras: Tekrardan gitmem lâzım.
Aras: Sonra görüşürüz.
Eda: Peki.
Eda: Görüşürüz, seni seviyorum.
Aras: 😊
Mesajlar ile bakışırken beklemediğim bir şey oldu.
"Selam, Eda." Heyecan ile telefona elimden fırlayacaktı. Derin bir nefes alıp yüzüme normal bir şey olmuş gibi gülümseme yerleştirdim. Artık ne kadar başarılı olduysam.
"Aras, selam... Otursana." Karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu.
"Dersin yok mu?" diye sordum bildiğim hâlde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RuH Hastası || Texting
Short StoryRuH Hastası gibiyim, başka bir yolu yok, elim ayağıma dolanıyor...