Selam! Yeni bölüme hoş geldiniz.
Arkadaşlar, şarkıyı açacağınız kısmı belirttim... Belirttiğim kısımda açınız.
Keyifli okumalar...❤❤❤
****************************
Herbirimiz kendi odalarımıza çekilmiş tam gaz ders çalışırken çalan kapı dikkatimi dağıttı. Ayağa kalkıp odamın kapısını açmamla kızların odalarının kapıları da açıldı. Gülerek birbirimize bakınca Beyza öne atılıp kapıya doğru adımladı. Bizde bahane bulduğumuz için sevinçle kendimizi salondaki koltuklara bıraktık. Kapının kapanma sesi ile Beyza'nın yerde sürterek ses çıkardığı terlikleri ile yanımıza geldiğini anladık...
"Bu kuru güller kapının önündelerdi. Üzerlerinde herhangi bir not yok, öylece yere bırakılmışlardı. Hanginize geldi acaba?"
Elindeki güllere bakarak konuşmasını sonlandırdıktan sonra kafasını kaldırıp bize bakmaya başladı.
"Bana gelmiş olamaz, yani gelse bile neden kuru gül?" Defne, Beyza'nın masaya bıraktığı güllere bakarak yaptığı açıklamaya bende katılmıştım.
"Yani bende Defne gibi düşünüyorum. Aras kuru gül göndermez, herhalde."
"Bana da gelmedi, çünkü Kaan burada değil. Yarın sabah dönecek, göndermiş olsa kendi gelip getirir... Ve kuru gül getirmez diye düşünüyorum bende."
Beyza şaşkınca bakışlarını üzerimizde gezdirip güllerde durdurdu.
"Bana gelmiş olamayacaklarına göre sizden birine geldiler."
"Beyza'cığım belki Aytaç gönderdi! Hani o yorumlardan sonra."
"Saçmalama be, öyle bir şey yok! Yalnızca arkadaşız, gül gönderecek kadar bir şey yok!"
"O zaman kime geldi bu güller?" Defne merakla konuştuğunda benimde ondan farkım olmadığını anladım. Bende fazlasıyla merak ediyorum şu an.
"Sorarız öyleyse, de benim önce size bir şey söylemem gerekiyor." Son anda aklıma gelen şeyle direkt konuşmuştum.
"Dinliyoruz, Eda."
"Aras, hep birlikte lunaparka gitmenin eğlenceli olabileceğini düşünmüş ve yarın sizede uygunsa gidelim diyor!"
"Aaaaa! Çok eğlenceli, benim için uygundur." Beyza sevinçle konuştuğunda Nur ve Defne de ona katılmışlardı.
Lunapark konusu açılınca güller unutulmuşlardı... Akşam yemeğini yedikten sonra biraz daha birlikte vakit geçirip odalara dağıldık.
**********************
"Bu güller ne?"
Aras'ın sorduğu soru ile elimdeki kahve fincanını masanın üzerine bıraktım.
"Hiç bilmiyorum, siz göndermediniz mi?"
"Neden kuru gül gönderelim ki?"
"Bende göndermedim!" Aras ve Doruk bizim tahmin ettiğimiz cevapları verince beklediğimiz için pekte şaşırmamıştık. Soracak tek kişi, Kaan da az sonra gelecekti ama onunda olduğunu düşünmüyorum."Kuru gül deyip geçmeyin, belki de bir anlamları vardır." Berat bakışlarını güllerden ayırmadan kendi fikrini söylediği zaman haklı olabileceğini anladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RuH Hastası || Texting
Short StoryRuH Hastası gibiyim, başka bir yolu yok, elim ayağıma dolanıyor...