*36*

301 23 206
                                    

         -(Defne'nin Ağzından❤)-

        
          "Ya sen neden ayırdın bizi? Çekil şuradan, lütfen... Kız aşırı sinirimi bozdu, yardım edeceğine..."

          "Defne... Kız iyi şeyler yapmadı, evet ama sokak ortasında iki kişi saldırdınız ona... Birde bizim... Tövbe estağfurullah! Oğlum sen ne alâka?"

         Doruk bana açıklama yaparken diğer yandan aklına yeni gelmiş olacak ki Berat'a söylenmeye başladı.

         "Aaaa! Hiç yakıştıramadım kanka. Elim kolum bağlı duramamı mı bekledin benden?"

        "Ne eli kolu? Ne saçmalıyorsun? Ya bana hâk veren yok mu burada?"

        "Ben bir şey yapamasam bile her zaman içimde ona haddini bildirme isteği vardı... Küçük bir noktaydı o istek içimde ama kendisi küçücük noktayı dev bir hâle dönüştürdü. İnsanın aklına mantığına sığmayacak şeyleri yaptı! Aras'ı kandırmaya çalıştı, telefonlara sızdı, şimdide huzur kaçırmak için her şeyi yapıyor... Ama sen ayırmakla iyi bir şey yaptın, Allah gönderdi yani."

        Ciddi anlamda Eda'yı anlayamıyorum, neden bir şey yapmak istemiyor? Neden savaşmak yerine geride durmayı tercih ediyor?

       "Bir kahve içelim mi? Daha fazla moralinizi bozmayın, hadi." Evin önüne gelince Eda'nın fikri beni sevindirmişti ama şu an Doruk'a aşırı sinirli olduğum için odama kapanmayı planlıyorum.

        Kapıyı açıp içeri girince Beyza bizi salonda karşıladı. Bizim bu hâlimizi görünce şaşkınca baktı ilk başta ardından bir açıklama yapma gereği duyup söze girdim.

        "Eve gelirken Zeynep ile kavga ettikte. Berat'ta yardımcı oldu..." Doruk'a kısık gözlerle bakıp söze devam ettim. "Doruk ise ayırdı!"

        "Ya siz deli misiniz? Kız şeytanın teki, onunla daha fazla uğraşmayın."

         Sinirle yanaklarımı şişiriken Berat'ın sesi yükseldi.

         "Şeytanla uğraşmak bizim işimiz." Beyza göz devirip kendini koltuğa bıraktı, Berat'ta karşısındaki koltuğa attı kendini. Eda çoktan mutfağa geçmişti bile.

        "Gidip derhâl ellerimi yıkayacağım! Ona temas etmek durumunda kaldım, bir şey bulaşmadan önlem alayım." Nur'un sözlerine gülüp odama geçme fikrini kenara atıp tekli koltuğa oturdum. Ayakta kalan Doruk, ben oturunca Berat'ın yanına geçti.

       "Ee, Beyza görmeyeli nasılsın?"

       "Berat... Sen bana bulaşmadın sürece gayet iyiyim, fazlasıyla. Ayrıca iki saat bile olmadı okuldan çıkalı!"

       "Olsun, hâl hatır sormak sevaptır."

       "Allah razı olsun o zaman."

       Bu eziyete daha fazla dayanamayıp araya girdim. Bunlar her bir araya geldikleri zaman birbirlerini yiyorlar.

      "Aaahh! Yeter artık! Ne alıp veremediğiniz var sizin? Şöyle oturup iki medeni insan gibi konuşun!"

      "Onunla mı?" İkiside aynı anda aynı kelimeleri söyleyince göz devirip kollarımı bağlayıp arkama yaslandım.
      "Yok canım, babaannem ile."

       "Aayyy! Ellerimi üç defa yıkadım ama içim hiç rahat değil!" Nur elindeki kolonya ile aramıza katılınca Berat atıldı.

      "Şu sağlıkçılar da ayrı kafada! Merak etme ölmezsin, rahat ol!"

RuH Hastası || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin