*37*

305 21 200
                                    

     -(Doruk'un Ağzından)-

        "Peki öyleyse, madem kendin gelmek istiyorsun... Sahilin az ilerisinde sakin bir yer var, önce orada küçük bir işimiz var. Ardından başka yere geçeceğiz."

        "Doruk... Nasıl bir şey yapacaksın?"

         "Sen o işi bana bırak. Yalnızca keyfine bak."

        "Peki, görüşürüz."

        "Görüşürüz... Ihım... güzelim."

         
           Son sözlerimle Defne bir şey söylemeden telefonu kapattı.

         Bir şeyler oluyor, konu Defne olunca kalbime bir şeyler oluyor. Normalde attığından daha hızlı atıyor mesela. Çok başka geliyor bana. Bakışlarıyla, konuşmasıyla, hareketleriyle... Kısacası her hâli ile başka geliyor, gelince de direkt kalbime geliyor, habersizce.

        Hızla yatağın üzerinde duran siyah kot pantolon ve beyaz tişörtü giydim. Saçlarıma şekil verip henüz çok erken olduğunu bildiğim için kendime bir kahve yaptım.

        Bugün dersim yoktu ve evde yalnızdım. Sabah uyandığımda evi toparlayıp Defne ile konuşmuştum...

        Elime baktığım zaman dün elime dökülen sıcak kahvenin bıraktığı izi gördüm. Defne'nin gözlerine dalmıştım ki beni hızla dünyaya çekti o sıcak kahve. Her hayal kurduğum zaman gerçeğe döndüğümde yanımda Defne olursa çok iyi olur, tıpkı dün gibi.

        Telefonu elime alıp gün içinde bana yardımcı olacak arkadaşlarımı aramaya başladım. Hiçbir sorun olsun istemiyorum...

        Defne'nin okuldan çıkış saati gelmişti. Hızla evden çıktım, kendiside hazırlanıp gelecekti. Sahilde Defne'ye bahsettiğim, sakin yere geldim. Herkes hazırdı, yüzümdeki gülümseme ile yanlarına yaklaştım...

        Her şey çok güzel olacak.

  
     -(Defne'nin Ağzından)-

        Okuldan çıktığım gibi taksiye binip eve geçtim. Sabah yatağın üzerine bıraktığım kıyafetleri giydim. Siyah bir etek ve beyaz bir üstle çok iyi görünüyordum. Hafif bir makyajını yapıp hafif dalgalı saçlarımı saldım. Nedensizce içimde bir heyecan vardı. Acaba ne yapacak ve ne olacak?

         Tamamen hazır olduktan sonra evden çıktım. Aynı zamanda Doruk'u aradım. Sahilde, bahsettiği yerde olduğunu söyledi...

        On dakikalık bir yürüyüşün ardından sahile gelmiştim. Bayağı bir kalabalık vardı. Doruk'un dediği yere doğru yürümeye başladım.

        Bahsettiği yer pekte sakin görünmüyordu. Telefonumu elime alıp aradığımda ilk çalışta açtı.

      "Doruk, orda olduğuna emin misin? Yani çok kalabalık görünüyor."

      "Evet. Yaklaş."

        Telefon kulağımda yürümeye başladım. Aramızda pek mesafe kalmadığı zaman kalabalıkta çoğunluk dönmüş bana bakıyordu.

        "Doruk!"

        "Evet, Defne!"

  
         Aramızdaki mesafe daha da azalınca hoparlörden olduğunu anladığım bir ses yükseldi ve aynı anda herkes rengarenk balonları havaya kaldırmaya başladı.

RuH Hastası || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin