Medya; Alara'nın elleri
Bölüm playlist; #runnin' - adam lambert
#legends never die - against the current
#castle of glass - linkin parkBÖLÜM 25 - Part 2 "Devrim"
Zahir ile birlikte, Defne'nin bulunduğu odanın önüne gelir gelmez kapıyı gürültülü bir şekilde açtım. İki kanatlı kapı menteşelerinden sökülüp içeri doğru savrulurken odadakiler şaşkınlıkla dönüp bize bakmıştı.
"İhtişamlı girişleri seviyorsun değil mi?"
"Devrim dediğin ihtişamlı olur. Yoksa ne anlamı kalır ki?"
"Sahne senindir" dedi eliyle içeriyi göstererek. Şımarık bir kıkırtı dudaklarımdan döküldükten sonra görüşüm kızıla bürünmüş bir şekilde bakışlarımı odaya çevirdim. Başımı hafifçe yana eğerken yüzümde psikopat bir gülümseme vardı.
"Ama sen..." Medul askerlerden biri odanın köşesinde sıkıştırdıkları Defne'ye şaşkınlıkla bakıp tekrar bana dönmüştü. "Nasıl?"
"Bilmem ki" diyerek omuz silkmiş ve tenim üzerinde çatırdayan enerjiyi onlara doğru savurmuştum. Her biri duvarlara çarpıp yere düşerken ellerimi salladım. "Vay! Bu iyi geldi."
Bakışlarım anında Defne'nin üzerine çevrilirken gülümseme artık suratımda değildi. Zahir öne doğru adım atmak istediğinde engel oldum.
"Defne?"
Cevap vermedi.
Yüzünde boş bir ifade ve gözlerinde anlamsız bakışlarla bulunduğumuz yere bakıyor ancak bizi görmüyor gibiydi. Birden gelecekte onu benzer bir şekilde, kör olarak, gördüğümü hatırlar hatırlamaz küfür etmek istedim.
Neler oluyor, diye sordu Zahir. Cevap vermek yerine tekrar Defne'ye seslenmeyi denesem de yine bir cevap alamadım.
Burada kal.
Öne doğru, Defne'yi ürkütmemek adına sakin bir adım attım. Bir yandan da seti aşıp Defne'nin zihnine ulaşmaya çalışıyordum. Ancak ben her adım attıkça beyaza karışmış yeşil-siyah aura yükseliyordu. Defne'ye de kara büyü yapıldığının farkındaydım ancak bu kadar güçlü olacağını tahmin etmek istememiştim. Buradan sonra seslenmenin bir faydası olmayacağını biliyordum ancak zihnine hala ulaşabilirdim.
Defne. Beni hissedebiliyor musun?
Kendi enerjimi yavaşça serbest bırakırken tenimde çatırdayarak hareket etmesine izin verdim. Defne'ye her adım attığım da onun enerjisi de tepki verircesine büyümeye devam ediyordu ve Defne hiç hareket etmemiş olmasına rağmen enerjisinin teninde dolandığını görebiliyordum. Adımlarım dururken artık etki etmemesi için nefes bile almıyordum. Atacağım her adımın etkisi, daha fazla almayacağım kadar büyük bir riskti, çünkü Arya ile tıpkı bu şekilde işlerin sarpa sarmasına neden olmuştuk. Bugün bir riske daha girmeyecek kadar akıllanmıştım.
"Dur" dedim uzun zamandan sonra sesli bir şekilde. Zamanın akışı emrim ile durur durmaz Defne'ye doğru temkinli bir adım attım. Büyü, endişelerimin aksine zamanı aşmamıştı yani yapan kişi Iris olamazdı. İçim bir nebze olsun rahatlarken başparmağımı kulağının ardında kalan simgesinin üzerine yerleştirip ensesinden tuttum.
"Verum."
Aurası, zamanın akmasına izin verdiğim gibi sönerken kara büyünün ellerime doğru akmaya başlamasına izin verdim. Artık saf beyaz renkle parlayan aura ile elimi çektim. Defne gözlerini kırpıştırarak bana bakarken sersemlemiş gibi görünüyordu. "Alara?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Ay | IMMATURA 2
FantasyIMMATURA Serisinin ikinci kitabıdır. UYARI: Bu kitabı okumadan önce lütfen Mavi Ay kitabını okuyunuz! Zannettiğiniz kişi olmadığınızı hatta bir insan bile olmadığınızı öğrenseydiniz; ne tepki verirdiniz? Peki ya, dünyanın ve zamanın dengesi...