Bölüm 11 - Part 1 "Olmam Gereken Yer"

7.4K 756 203
                                    

BÖLÜM 11 - Part 1 "Olmam Gereken Yer"

"Uyanıyor" dedi heyecanlı olduğu her halinden belli olan bir ses. Ve tekrar etti. "Uyanıyor!"

Hafifçe ağrıyan başım ile gözlerimi birkaç kez kırpıştırarak açmayı denedim. Bu sırada uzandığım sert zeminden de kalkmaya çalışıyordum. En son bir patlamanın ve etrafımı alevlerin sardığını biliyordum. Sonrası ise yoktu; nerede veya diğerlerinin ne durumda olduğundan haberdar değildim. Endişeliydim. Zahir şuan için esas merak ettiğim kişiydi.

"Immatura?" diyen heyecanlı ses Avalon Kant'a aitti ve bu bir anlık kanımın donmasına neden olmuştu. Nasıl... nasıl bunu düşünebilmişti?

Uzandığım yerde hafifçe kalkıp kafamı çevirdim ve gözlerim Avalon Kant'ın, tıpkı Cere Kaan'a benzeyen, yeşil gözleri ile kesişmişti. Bu bir an için sanki karşımda o varmış gibi hissetmeme neden olurken iyice doğruldum. Göz temasımızı keserek etrafta hızlıca bir tarama yapmış ve Zahir'i hissetmeye çalışmıştım. Buradaydı. Odanın bir köşesinde kollarından tutulmuş bir şekilde ayaktaydı.

"Immatura?"

Bana bir kere daha seslenişini umursamadan ayağa kalktım. Cere Mia, hemen Avalon Kant'ın yanında hiçbir darbe almamışçasına duruyordu ve bu bir anlık sinirimi bozmuştu. Bize tuzak kurulmuştu ve bizim bu tuzağa bile bile adım atmış olmaktan başka seçeneğimiz olmamıştı. Kahretsin.

"Immatura Alara?" dedi bu sefer direk olarak bana seslendiğini belli eder bir şekilde.

Gözlerim, tekrar onun gözleri ile buluştuğu zaman içinde ki parıltıları görmüş olmak neredeyse kaşlarımı çatmama neden olacaktı. Kendimi ele vermeyecek bir şekilde yüzünde gözlerimi gezdirdim.

"Immatura?" dedim anlamadığımı belli edercesine.

Avalon Kant, sessiz ve büyük odada bir kahkahanın yankılanmasını sağlarken bulunduğu merdivenlerden aşağı inmek üzere adım attı. Ama Cere Mia, onu anında durdurdu. Avalon Kant ise bakışlarını Cere Mia'ya çevirmişti. "Bırakabilirsin Cere Mia, Immatura Alara bana zarar vermez."

Üzerine basa basa bana sesleniş şekline rağmen yüzümü ifadesiz tutmaya devam ettim. Kendisi de Cere Mia'nın kolunu çekmesi ile merdivenlerden inip benimle aynı hizaya gelmişti. Aramızdaki yaklaşık altı adımı yavaş bir şekilde ilerlerken ellerini birbirine kenetlemiş göğsüne doğru tutuyordu.

"Bir Immatura görebilmek... Onunla aynı havayı solumak" dedi Avalon Kant oldukça hayran bir şekilde bakışlarını yüzümde dolaştırırken. "Bunun nasıl bir şans ve onur olduğunu anlayabiliyor musun Cere Mia?"

"Hayallerinizi yıkmak istemem ama, Immatura dediğiniz her ne ise bilmiyorum."

"Elbette ki biliyorsun" dedi Avalon Kant gözlerimin içine bakıp gerçekleri söküp almak ve aç olduğu o bilgiye ulaşmak istercesine. Hislerinin kokusu buram buram odayı sarmaya başlamıştı. Yutkunmamak için zor tuttum kendimi çünkü bu güçlerimin tekrar eşitlenmeye yakın olduğunun bir göstergesiydi. İyi bile dayanmıştı bu büyü aslında. Ve Avalon Kant, bir açığımı ararcasına beni incelerken bunun olmamasını dilerdim. "Yoksa sen zamansız kızın hikayesini bilmiyor musun?"

Yüzümde tek bir mimik bile oynamadan yüzüne bakmaya devam ettim. "Bilmeyen mi var dünya üzerinde?"

"Haklısın. Avalon Amahle, bunu bir masal olarak çocuklarına kulaktan kulağa anlattığı için bilmeyen kalmadı."

Bir masal gibi anlatan ve gerçek Immatura'nın kim olduğunu bilen kişi Medul Wei'ydi. Avalon Kant, şuan bir yem atmıştı. Basit ve saçmaydı çabası. Sadece omuz silktim, anlatanın kim olduğunu önemsemediğimi belli edercesine.

Karanlık Ay | IMMATURA 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin