Bölüm 18 - Part 1 "Akışına Bırakmak"

3.7K 421 302
                                    

Medya; Cere Chloe Harris

Bölüm playlist; Hailee Steinfeld - Capital Latters
BTS - Louder Than Bombs
Alan Walker - Diamond Heart


BÖLÜM 18 - Part 1 "Akışına Bırakmak"

ALARA

Keyifsiz bir şekilde gözlerimi açtığım zaman bir süre boş tavan ile bakıştım. Herhangi birini, zihnimin derinleriklerine almak benim için zorlayıcı bir deneyim olmuştu. Fakat Arya'yı gerçekten takdir etmiş ve bir kere daha güvenimi kazanmıştı.

Herhangi birini, hatta bazen kendimi bile zihnimin saf halinden uzak tutmak güçlerime tam kavuşmamışken öğrendiğim bir şeydi. O zamandan bu yana gerçekten kendimi geliştirmiştim. Artık bu benim için göz açıp kapatmak kadar basit bir eyleme dönüşmüştü. Fakat tam tersi için emin değildim. İşe yarayıp yaramaması da basit bir olasılıktan ibaretti.

Buna rağmen Arya hiç tereddüt duymadan bana güvenmeyi seçmişti. Astral seyahat durumu, ruhun maddesel boyutta bulunan vücuttan ayrılıp enerji olarak adlandırdığımız katmanına geçişiydi. Maddesel dünyadaki insanların ruhu görebilmesi ise katmanları tam anlamıyla çakıştırmaktı. Bu yüzden büyüyü kullanılırdı astral seyahat için.

Fakat ben Arya'nın ruhunun enerjisini kendi zihnime çektiğim zaman işler değişmişti. Hala bu dünyadaydı, hala hayattaydı; ben hayatta olduğum sürece fakat belirli bir katman da değildi artık. Tıpkı benim gibi zaman akışının etkisiz kaldığı noktaya gelmişti. Bütün boyutların kesiştiği noktaya.

İşte bu tehlikeliydi. Enerjisini desteklemek zorunda kalmıştım. Eğer yapmasaydım bundan gerçekten ağır etkilenmiş olabilirdi. Hatta geri dönemeyebilirdi ki, ben enerjiyi bana söylediği yere giderek, kendim vücuduna yerleştirmiştim emin olmak için. Şimdi ise kendi ruhum bedenimin içinde Zahir'in kolları arasında, zaman ise akması gereken yerdeydi.

Bakışlarım, tekrar barikat kurduğum düşüncelerimle birlikte bana arkadan sıkıca kollarını sarmış ve ensemdeki saçların arasına yüzünü gömmüş olan adama döndü. Yüzünü göremiyordum fakat kendine has, ıslak toprağı andıran o kokuyu gayet rahat bir şekilde alabiliyordum. Yavaşça onu uyandırmamak için çabalayarak kolları arasında ona doğru dönmeyi denedim. Tamamen başarılı değildim fakat yeterliydi. Artık huzurla kapanmış gözlerini ve gördüğü rüya etkisiyle titreşen kirpiklerini rahatlıkla görebiliyordum.

Zahir başlı başına bir sanat eseri gibiydi. Benim zamanımın, Yunan tanrıları kadar yakışıklı tabiri onun için kesinlikle doğru bir tanım olurdu. En iyi zanaatkârın bile bu raddeye gelemeyeceği bir eser gibiydi. En azından benim için.

Bu düşünce istemsizce gülümsememe neden olurken bakışlarım beyaz gömleğinden kaynaklı açılmış olan göğsüne doğru kaydı. Uyumadan önce gördüğüm duru-görü ya da geçmiş görüsünde Arbor Vitae simgesi tam burada bulunuyordu ve oradan kulağının arkasında bulunan tür simgesine doğru bir kan damarı ile bağlanmış gibiydi. O simgeyi neden daha önce dikkat etmediğimden emin değildim. Belki de Zahir'i daha önce üstsüz görmediğim içindi. Mesela Wei'nin yüzündekini görebilmiştim, Arya ve Asil'in enselerinde olanı görmüştüm. Hatta Gregor'un elinde olan simgeyi daha buraya ilk geldiğim zaman görmüştüm. Fakat Iris'in görmemiştim veya kendiminkini görmemiştim. Neden?

Göremeyeceğim bir yerde miydi? Benden başka biri görebilir miydi bu izi? Alara'ya sorsam bunun cevabını vereceğini sanmıyordum. Bu konu da sadece dikkatimi çeken şey herkesin vücudunun farklı bölümlerinde yer alan o simge Zahir ve Markus'da aynı yerdeydi. Hatta birebir aynıydı bile diyebilirdim. Tıpkı Arya ve Asil'in simgelerinin birebir aynı yerde ve aynı görüntüde olduğu gibi onlar da ikiz oldukları için olabilirdi.

Karanlık Ay | IMMATURA 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin