Bölüm 24 - Part 1 "Sonsuzlukta Bir Öpücük"

964 157 36
                                    

Medya; İstanbul
Bölüm playlist; #istanbul'da sonbahar - teoman
#kupa kızı ve sinek valesi - teoman
#everything i need - skylar grey


BÖLÜM 24 - Part 1 "Sonsuzlukta Bir Öpücük"

    "Gözlerini açabilirsin."

Zahir, kuzguni gözlerini açıp etrafa kısa bir bakış attıktan sonra tekrar benim yüzüme çevirmişti. Ancak ben hala gözlerimi açabilecek cesareti kendimde bulamamıştım.

"Neredeyiz?"

"Doğduğum yer, daha doğrusu doğduğumu sandığım yerdeyiz. İstanbul'dayız."

Uzun zaman sonra tekrar buradaydım ve bu sefer yanımda sevdiğim adam vardı. Hayatını tamamen değiştirecek şeyi söylemek için buradan daha iyi bir yer bulamazdım sanırım. Tepkisinden o kadar çekiniyordum ki geleceği kontrol etmekten bile endişe duyuyordum. Belki de en iyi tepkiyi hesaplamak için kontrol etmeliydim ama yapmadım. Duygularımla hareket ediyordum, riskleri olduğunu bilmeme rağmen.

"Neden burada olduğumuzu sormayacak mısın?"

Zahir, iki eliyle yüzümü sarmış ve hala açamadığım gözlerimi parmaklarıyla hafifçe okşarken içim titredi. Kalbimin ritminin değiştiğini hissedebiliyordum. Bu sadece onun etkisiydi ve hep öyle kalacaktı.

"Eğer yanımda sen varsan, nerede ve neden olduğumuzun bir önemi yok."

Derin bir nefes aldım ve gözlerimi açar açmaz kuzguni gözlere baktım. Kaderim, gözlerimin önündeydi. Ben ne söylersem söyleyeyim ya da neye karar verirsem vereyim kafamı çevirdiğimde hep orada olacaktı. Bana olan güveni, benim kendime olandan daha fazlaydı. Hem de çok fazla.

"Sana bir şey söylemem gerekiyor."

"Sesli bir şekilde mi söyleyeceksin, yoksa bunu da sadece gözlerine bakarak mı anlamam gerekiyor?"

"Keşke söylememe gerek kalmadan anlayabileceğin bir şey olsaydı."

"Durum o kadar karışık diyorsun..."

"Sanırım." Ben sessizleştiğim an Zahir'de sessizleşmiş ve bana söylemem için güç verircesine gözlerimin içine bakmaya devam etmişti. Ancak nereden başlayabileceğime dair bir fikrim yoktu hala. İlk kez kelimeler ağzımdan çıkmak için bu kadar imkânsız bir yoldaymış gibi hissettim. Bunu söylemek bana düşmezdi ama... Sanırım ona neler olduğunu gösterebilirdim.

"Sana ne gösterirsem göstereyim, bana inanır mısın?"

"Cevaplamama gerek var mı?"

Bana olan inancına rağmen inat ettim. "Sadece duymak istiyorum. Lütfen..."

"İnanırım."

Ellerimi, ellerinin üzerine koydum ve bana büyük bir inançla bakan kuzguni gözlerine odaklandım. Artık onun zihninden görebildiğim zaman kendi gözlerimi kapadım ve bütün gerçekleri zihnine yansıttım. Görüş alanı tamamen değişip çocukluğundaki ilk anısından, annesi ile son anısına kadar canlandı. Ardından Markus'un bugün zihnime kazınan anıları zihnine aktardım. Bugüne kadar ki bütün anılarını...

Zahir'in şaşkınlıkla nefesi kesilirken ellerimin altında olan eli kaskatı oldu. Yaşadığı şokun ve kızgınlığın kokusu havaya yayılırken tepkisi artık beni daha çok endişelendirir hale gelmişti. Ona bu gösterdiklerimden sonra çekip gitmek isteyebilirdi, kardeşinin ölümünü kabul ettiğim için benden nefret edebilirdi. Gösterdiğim görüntüler ve bildiğim bütün gerçekler sona ererken gözlerimi açmaktan çekindim. Bulunduğumuz kıyıya çarpan beşinci dalganın sesiyle beraber Zahir derin bir soluğu ciğerlerine çekti. Her an benden kaçıp gidecekmişçesine korkuyla gözlerimi açtım.

Karanlık Ay | IMMATURA 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin