Bölüm sonunda ki notu okuyun lütfen :)
BÖLÜM 2 - Part 2 "İntihar"
Hatırlatma;
"Anlıyorum" dedim endişesini kastederek. "Reşit olduğum için ev tutma hakkında sahibim. Bu yüzden okula yakın bir yerde kalıyorum."
"Oh" dedi Lena rahat bir nefes alarak. "Sevindim." Kalacak bir yerimin yok olmasından korktuğunu biliyordum ama Lena, benim istediğim her yerde ve her şekilde kalabileceğimi bilmiyordu. Bilmiyor olması da onun yararınaydı. Fakat her şeyden önce burada daha fazla bulunmak istediğimi sanmıyordum. Gün geçtikçe burada daha fazla vakit geçiriyor ve planımdan kopuyordum. Okuldan sonra, son kez kendime zaman ayırmalı ve sarışın çocuğun ölümü ardındaki kişiyi bulmalıydım. Yapacak çok işim vardı, ama ilk önce derse giren: Biyoloji öğretmeni, Bayan May'i dinlemeliydim.
* * *
Dolan gözlerime karşılık olarak kollarımı biraz daha kendime sardım. Annem ve babam, birlikte hastalara yardım ederken bulundukları durumdan oldukça hoşnut görünüyorlardı. Annem birkaç test için malzeme almaya gittiği zaman babamda onun arkasından gitmişti. İkisi birbirleri ile küçük şakalar yaparak eğlenirken kalbim daha da ağırlaşmıştı. Öyle ki atmak için bile zorlanıyor gibiydi. Onların bu andan sadece üç yıl, on bir ay, dört saat ve yirmi bir dakika sonra ölecek olduklarını bilmek beni kahrediyordu. İki bin on üç yılının, kışının ortasında öylece durmuş kalbimdeki özlem duygusuyla onları izliyordum. Benim zamanım için yok olmuş aileme, bu derece yakın olup onların yanına dahi gidememek canımı çokça yakıyordu. Ağırlaşan kalbimi kendi ellerimle tutmak ve söküp atmak istiyordum. Ailemin geçen her saniye ölüme yaklaştıklarını bilerek onlara bakmak katlanılmaz hale geliyordu.
Katlanma kapasitemin sonuna geldiğim zaman, gözümden bir damla yaş yüzümden aşağı akıp yere düştüğü an babam kafasını çevirdi ve açılan sensörlü kapının ardından bana baktı. Burada olduğumu bildiğini zaten biliyordum. Bilmediği şey ise ağlamak üzere olduğumdu, fakat gözümden akan yaşla birlikte bunu da öğrenmiş bulunmaktaydı. Aramızda sensörlü kapıyla birlikte uzak bir mesafe vardı. Benim ve babam için bu mesafe de görüş sorun değildi, ama annem için öyleydi. Babamın kafasını çevirmesi üzerine o da benim olduğum tarafa bakmıştı. Yine de beni fark edebilmesi uzun sürmüştü. Eminim ki beni, kızına benzetebileceği bir siluet olarak görüyordu. Normal bir insan hatta Leza veya Howcom olmayan bir tür için bile görüş açısı uzak kalıyordu.
Babam ile kenetlenen gözlerimin dolu olduğunu rahatlıkla görebilirdi. Ve benim bu şekilde ona görünmüş olmamın onu endişelendirdiğini yüz hatlarından rahatlıkla okuyabiliyordum. Bana doğru attığı adımla birlikte derin bir nefes aldım. Bana ulaşamadan kapıların kapanacağını bildiğim için bir santim bile kıpırdamadım yerimden. Kapıya yaklaştıkça adımları hızlanıyordu, artık resmen koşmaya başlamıştı. Sensörlü kapı kapanırken son saniyeye kadar ona ve endişe ile kaplanmış suratına baktım.
Nefesimi dışarı verdim ve gözlerimi bile kırpmadan odaklandım. Ensemdeki karıncalanmanın ardından etrafımda küçük bir rüzgar kitlesi ile bulunduğum yeri değiştirdim. Kapının kapanmasından saniyeler geçe tekrar açılmış ve babam dışarı çıkmıştı. Fakat ben artık orada değildim. Babamın beni göremeyeceği bir uzaklıktan onu izliyordum. Kapıdan telaşla çıkışını ve ilk önce beni gördüğü yere bakışını, beni bulamayınca da dikkatlice etrafı araştırışını izledim. Saniyeler sonra annemde yanına gitmiş ona neler olduğunu sorarken hala gizlendiğim yerde onları izliyordum. Beni kaybettiğini kabullenen babam sıkıntıyla ensesini kaşımış daha sonra annem ile tekrar içeri girmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Ay | IMMATURA 2
Viễn tưởngIMMATURA Serisinin ikinci kitabıdır. UYARI: Bu kitabı okumadan önce lütfen Mavi Ay kitabını okuyunuz! Zannettiğiniz kişi olmadığınızı hatta bir insan bile olmadığınızı öğrenseydiniz; ne tepki verirdiniz? Peki ya, dünyanın ve zamanın dengesi...