Baekhyun erkek arkadaşını üniversite arkadaşlarıyla tanıştırıyordu ve Chanyeol eski sevgilisini görmezden geliyordu.
-
Baekhyun'un arkadaşlarıyla tanışmak sinir bozucuydu. Bu arada onlar sinir bozucu olduğundan falan değildi de, Chanyeol sadece yeni insanlarla tanışmaktan falan cidden haz etmiyordu, o kadar. Özellikle şu meşhur oda arkadaşıyla tanışmaya hiç hevesli değildi ama... siktir.
Neyse.
En Yakışıklı Çocuklar'ı özlüyor gibiydi-- Hatta Havalı Çete'yi bile (Lüksler kısmını isimden çıkarmışlardı çünkü kulağa artık o kadar da lüks gelmiyordu).
Alışveriş merkezinin önündeki buluşma noktasına vardıklarında (Baekhyun'un babası onları bırakmıştı), Chanyeol anında bir arkadaş canlısı selamlaşma bombardımanına tutuldu ("Jon" olduğunu iddia eden kişiden ayrı bir arkadaş 'canlımsı' selamlaşma vardı da, neyse).
Baekhyun parmaklarını sahiplenici bir şekilde birbirlerine geçirmiş, ama aynı zamanda gangsteri de endişelendirmeyecek derecede bir yumuşaklıkla elini tutuyordu. "Selam, çocuklar! İşte bu Chanyeol! Yeol, bunlar da Ross, Jen, Lizza ve Jay."
Ross çok renkliydi. Chanyeol saçı kırmızıya boyalı birini görmeye pek alışkın değildi ama her şeyin de bir ilki vardı. "Selam! Sonuna seninle tanışabildiğimize çok memnun oldum!" Chanyeol'ün elini sıkmak yerine, hızlı bir kucaklaşma için öne atıldı.
"Lanet olası niye sarıldı ki bu bana şimdi?" Chanyeol mırıldandı.
Baekhyun hızlıca açıklamaya çalıştı. "Uhh, Amerikanlar böyle yapıyor işte, n'aparsın!" Ross'a dönmeden önce güldü. "Chanyeol de seninle tanıştığında çok memnun olduğunu söylüyor!"
"Ayyy!"
Jen gözlerini devirdi ve Ross'u geri çekti. Sonra da elini uzattı. "Kusura bakma, çok yapışkandır da, ama ben de sonunda seninle tanıştığıma çok memnun oldum. Baekhyun senin hakkında konuşmayı asla kesmiyor."
Onun biraz sert de olsa yeterli bir Koreceyle konuşması Chanyeol'ü şaşırtmıştı. Elini nazik bir şekilde sıkarak başını salladı. "Teşekkür ederim."
Jen gülümsedi ve Chanyeol hepsiyle birebir olan tanışmasını bitirdi (Baekhyun'un yanında çevirmenlik yapmasıyla elbette). Ta ki, sıra etrafa yaydıkları havadan da belli olduğu üzere gangsterin orada olmasından en az heyecan duyan kişiler olan Jon ve Sam'e gelene kadar.
"Hey." Jon, Chanyeol'ün elini sıkmak için uzanırken kuru bir şekilde söyledi. "Seninle yüz yüze tanışabilmek güzel."
Chanyeol sırf kibarlık olsun diye elini sıktı. "Siktirip gitmesini söyle. Ondan hiç hoşlanmadım."
Baekhyun güldü. "Duygularımız karşılıklı diyor!"
Jon şüpheci bir şekilde baktı ama başka bir şey söylemedi. Sadece ortamdaki tuhaflığı dağıtmak adına hafif bir şekilde güldü.
Chanyeol herkesi selamlamayı (ve selamlamamayı) bitirdiğinde, hepsi kiralık kamyonetlerine binerken Baekhyun iki dünyasını da konuşmalarla birleştirmeye çalıştı. Ama bu gerçekten... planlandığı gibi gitmedi.
Birincisi, Chanyeol cidden hiç İngilizce konuşmuyordu o yüzden konuları takip etmek onun için zordu.
İkincisi, geri kalan herkes okul ve profesörler hakkında atıp tuttuğundan Chanyeol'ün ne hakkında konuştuklarından haberi yoktu.
Üçüncüsü... bir kopukluk vardı işte.
Chanyeol'ün çoğu zaman pencereden dışarı baktığını ya da telefonundaki insanlarla mesajlaştığını fark edince, Baekhyun onun ilgisiz olduğunu ya da sadece... dışlanmış olduğunu hissetti.
Ve bundan nefret ediyordu.
Arkadan üçüncü sırada, Jen'in de onların yanına oturmuş olduğu bir vaziyettelerdi ama onun kısıtlı, başlangıç seviyesindeki Korecesiyle bile, Baekhyun tüm bunların hepsinin büyük bir hata olduğunu hissetmeye başlamıştı.
Geziyi iptal falan etmiş olmalıydı ve...
Kahretsin.
Belki da daha anlayışlı olmalıydı. Chanyeol'ün cidden bunu seveceğini düşünmek aptalca bir fikirdi ve--
Chanyeol'ün tişörtünün kolunu çekiştirerek, Baekhyun onun dikkatini kendi üzerine çekti. Sonra da elini ona yaklaşması için işaret etti-- ki o da anında yaptı.
"Kötü hissediyorum," diye fısıldadı. "Eğlendiğini sanmıyorum..."
Chanyeol dudaklarını büzdü-- Baekhyun'un hissettiklerinde doğru olduğunu onaylamaya yetecek kadar. "Bir iki gün ver," cücenin kulağına fısıldadı. "İyi olacak."
"Biliyorum ama dışlanmışsın gibi hissetmek hoşuma gitmiyor. Benimle şu anda olmanı istiyorum."
"Dinle, sen olmasaydın ben burada bile olmazdım, o yüzden..." Chanyeol omuzlarını silkti. "Şikayetçi değilim."
"Yalan söylediğini biliyorum, salak," Baekhyun mırıldandı. "Bana yalan söylemek zorunda değilsin."
"Ee, söylemiyorum zaten."
"Söylüyorsun." Lanet olsun, bundan nefret ediyordu. "Ama yine de... sadece tadını çıkaralım! Tahoe'ye vardığımızda çok daha iyi olacak. Söz!"
Baekhyun bunu o kadar kendinden emin bir şekilde söylemişti ki, kendi şüphelerini bile saklamıştı.
[2013]
"
Selam. Ben erkek arkadaşımı arıyordum da. Nerede olduğunu biliyor musun acaba?"
Chanyeol gözlerini kırptı. "Uh, Jongin burada değil."
Kaşlarını çatarak, Taemin kayar mutfak kapısını yeniden açmadan önce bir an etrafa bakındı. "Oh, üzgünüm! Buraya kaçmış olabileceğini düşündüm de. Onu bulamıyorum!"
"Belki lavaboya falan gitmiştir?"
"Doğru olabilir bak bu! Gerçekten güçlü bağırsak hareketleri var." Başını iki yana sallayarak, Taemin iç geçirdi. "Ben seni yalnız bırakayım o zaman. Kusura bakma, Chanyeol!"
"Önemli değil."
Taemin tam evin içine yeniden girerken adımlarında duraksadı. "Sen içeri geliyor musun, yoksa...? Arkadaşın, Baekhyun, çoktan geldi."
"Teşekkürler," Chanyeol söyledi. Yüzündeki gülümseme sıkı ve kısaydı. "Uh, ben ona sonra merhaba derim. O şimdi bayağı meşgul görünüyor."
"Pekala..." Taemin ikna olmamıştı. Kapıyı tam arkasından çekip kapatacakken, arkasını döndü ve sadece Chanyeol'ün onu duyabileceği şekilde araladı. "Jongin bana neler olduğunu anlattı ve şunu söylemeliyim ki--- Yani eski erkek arkadaşınla aynı arkadaş grubunda olmanın zor olduğunu biliyorum, ama bunu yapabilirsin!"
Chanyeol yeniden yalnız kalmadan önce, Taemin'in ona kaldırdığı başparmakları hakkında ne hissedeceğiniz bilmiyordu. İç çekerek, yeniden arkasını kapıya döndü ve Jongdae'nin aptal, lanet olası bahçesine bakarak balkona doğru yaslandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Think About It II chanbaek
FanfictionChanyeol bir gangsterdi ve Baekhyun bunu kurcalıyordu. "Sence de tatlı değil mi?" "Ne?" Jongdae dönüp arkasına bakarken şaşkına döndü. "Sopalı olan mı?" "Evet." "Park Chanyeol." "Adı bu mu?" "Aman tanrım, Baekhyun." yazar: Exobubz izin alınmıştır. ...