Chanyeol bir gangsterdi ve bu arada da Baekhyun'un resmi olmayan eski erkek arkadaşıydı.
*
*Kim Minseok, Chanyeol'le Versace mağazasının içinde buluştu. Bu hareketiyle Chanyeol'ü sadece fakir gibi hissettirmekle kalmadı, aynı zamanda onu PİS bir fakirmiş gibi hissettirmişti. Zengin insanlarla Chanyeol gibilerinin arasındaki gelir farkı... apaçık ortadaydı.
Gucci gözlük camlarının arkasından devi şöyle bir aşağıdan yukarıya süzdükten sonra, alay etti. "Beni aradığını duydum."
"Biliyorum. O yüzden buradayım."
"O zaman konuş. Zamanımı harcıyorsun."
Chanyeol gözlerini devirdi. Çıkıp gitmek istiyordu ama yapamıyordu. Eğer sahasını korumak istiyorsa bu lanet olası züppe ona lazımdı. "Havalı Lüksler'e ihtiyacım var. Junmyeon benim bölgemde dolaşıp duruyor ve onun baş edebileceğimizden daha fazla adamı olduğunu biliyorum."
Minseok, mağazanın sadece VIP üyeleri için olan Versace şezlonglarından tekine otururken iç geçirdi. Chanyeol ayakta dikiliyordu.
"Sizin bu çeteleriniz var ya, beni çok üzüyor. Gerçekten. Acayip çocukça," Gucci kazağını düzeltip, üzerinden bir pamuk tiftiğini alırken söyledi. "Ama canım sıkılıyordu zaten, ve siz sıradan insanlarla bir süreliğine oynamayı isterim."
"Yani var mısın?"
"Havalı Lüksler, bir şartla ortak olacak."
Chanyeol hırladı. Neredeyse sormaya korkuyordu ama ödlek biri değildi. "Ne sikim istiyorsun?"
"Seni ve geri kalan arkadaşlarını baştan yaratmak istiyorum. Siz bu kadar itici görünürken etrafta sizinle birlikte görülemem."
Hızlıca, Chanyeol seçeneklerini tarttı, ama sonunda Minseok'a olan ihtiyacı açık ara öndeydi... Hatta siktiğimin bir Havalı Lüksler üyesi gibi giyinmeleri gerekse bile.
*
*Baekhyun mutluydu. Ya da kendisine böyle söylüyordu işte. Örneğin, en az üç gün Chanyeol'ü düşünmemeyi başarabilmişti.
Şey, kendisine karşı cömert oluyordu, tabii ki. Bazen telefonuna bakıp gangstere mesaj atmayı düşünüyordu ama sonra onun telefon numarasının kayıtlı olmadığını fark ediyordu, cidden.
Ama sonra, o olay oldu. Baekhyun'un tüm çabaları, ertesi gün onu okul kapısına bırakan Junmyeon'la birlikte okula vardığında yerle bir oldu.
Kalabalık bir grup avluda bir araya toplanmıştı, ki bu kendisini meraka düşürdü. Ama sonra-- onu fark etti. Park Chanyeol"ü, okulun gangsterini (ve Baekhyun'un resmi olmayan eski erkek arkadaşını).
Saçı, bir kesimle düzeltilmiş ve şekillendirilmişti. Jilet gibi siyah saçları arkaya doğru yatırılmış ve o pozisyonda kalması için taranmıştı, böylelikle şimdi gözleri daha çok ortaya çıkmıştı (Baekhyun'un favorileri). Saçları, önceden olduğu gibi dalgalı ve dağınık değildi (gerçi, o da Baekhyun'un favorisiydi).
Bunun yanında, üniformasını düzgünce giyiyordu; tüm düğmeleri, ilk iki düğmesi hariç iliklenmişti ve gömleği pantolonunun içindeydi ki bu da onu daha bir seksi, daha bir havalı, daha bir yakışıklı ve--
"Bu niye giyinmiş böyle?" Junmyeon homurdandı. Baekhyun'u, sanki küçüğü tutmasa kendisini bırakıp düşmanına doğru akın edecekmiş gibi (ve muhtemelen yapardı da) hissederek daha yakınına çekiyordu. "Garip görünüyor."
Baekhyun kafasını Junmyeon'a çevirdi ve kızgınca kaşlarını çattı. "Hayır, görünmüyor!"
"Uh, öyle görünüyor gibi--"
"Kim Junmyeon!"
Yüksek ses, Junmyeon ve Baekhyun'u sıçrattı ve ikisini de, bir Bugatti'nin yolcu koltuğundaki camdan kafasını çıkarmış olan çocuğa döndürdü. "Kim?!"
"Bu, Havalı Lüksler'in sana ve çetene savaş ilan ettiğinin resmi duyurusudur. Eğer seni bu düşük sınıf, iğrenç mahallede tekrar görürsek, Havalı Lüksler de seninle mahkemede görüşecek!"
Minseok camını kapattı ve Bugatti'sinin sürücüsüne devam etmesini emretti.
Titreyerek, Junmyeon ellerini yumruk haline getirirken çenesini kilitledi. Tekrar dönüp Chanyeol'e bakmadan önce Baekhyun'a bir bakış attı. "Böyle oynamak istiyorsun demek, ha? Pekâlâ."
Baekhyun'un kafası karışmıştı. "Neler oluyor?"
"Bende Chanyeol'ün istediği bir şey var... ve görünen o ki o şey için savaşa girmeye hazır."
Nefesi kesilerek, Baekhyun bir elini ağzına kapattı. "Ve nedir o? Ne istiyor?"
"Tatlı, küçük bir bal arısını," Junmyeon söyledi. O anda, Chanyeol'ün onun tarafına doğru, dik dik baktığını gördü. Sonra, hiç tereddüt etmeden, Junmyeon sırıttı ve Baekhyun'u kavradı, onu yanaktan öpmeden önce yanına çekti. "Seni sonra alırım. Hadi evime gidelim bugün, tamam mı? Ailem geç saate kadar evde olmayacak. Eğlenceli bir şeyler yapabiliriz."
"Gordon Ramsay izlemek gibi mi? Yemeyi çok sevdiğimden yemek programlarına bayılıyorum," Baekhyun ona gülümseyerek söyledi.
"Eğer yemeyi seviyorsan, o zaman tabii ki. Biz de onun gibi bir şey yapacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Think About It II chanbaek
FanfictionChanyeol bir gangsterdi ve Baekhyun bunu kurcalıyordu. "Sence de tatlı değil mi?" "Ne?" Jongdae dönüp arkasına bakarken şaşkına döndü. "Sopalı olan mı?" "Evet." "Park Chanyeol." "Adı bu mu?" "Aman tanrım, Baekhyun." yazar: Exobubz izin alınmıştır. ...