39 - Thin Hints

1.8K 217 125
                                    

Chanyeol bir gangsterdi ve aptalca oyunlardan nefret ediyordu.

*
*

Çatıdaki öğle yemeği, Jongin'in lanet olası derecede iğrenç olup şişe çevirmece oynamak istemesi dışında her zamanki gibiydi. Kimse onu öpmek istemiyordu çünkü az önce balık kokulu bir şey yemişti ve Sehun da şişko bir memeden başka bir şey öpecek değildi.

"Hadi ama! Eğlenceli olacak!" Jongin kıs kıs gülüyordu. Baekhyun'un bir öpücük almasından başka bir amacı yoktu. Yoksa yüce ince memeler adına ne patronunu ne de küçük patronunu namı değer büyük patronunun erkek sürtüğünü öpmesinin hiçbir yolu yoktu.

Çetedeki rütbeleri düşünmek Jongin'in beynini yoruyordu.

"Tamam!" Baekhyun oynamak için çöktü, ve Jongin cam şişeyi yere koymadan önce sodayı kafasına dikerken onu izledi. "Kurallar ne?"

"Kural falan yok! Sadece... öpüşüp oynaşmak var! Ve reddetmek falan da yok!"

Sehun iğrenmiş gibi bir ses çıkardı. "Daha yeni yemek yedik ya."

"Naneli şekerlerim var!" Baekhyun ön cebine uzanırken söyledi.

Chanyeol gözlerini devirdi. Ne kadar da pratik.

"Tamam, ilk ben başlıyorum." Jongin şişeyi çevirdi ve birkaç saniye içinde, Baekhyun'un önünde durdu. Chanyeol'ün olduğu tarafa bakmadı bile. "Oh, haha... K-kahretsin. Rüzgar nasıl da aniden esti, değil mi?"

Baekhyun kaşlarını çattı. Hiç rüzgar hissetmemişti oysa ki. Sıcak da bir gündü yani. "Sorun değil. Seni yanaktan öpebilirim!"

Kulağa daha çok ölüm öpücüğü gibi geliyordu.

Jongin kafasını iki yana salladı. Bir gün daha yaşamak istiyordu. "Tekrar çevireceğim."

"Ama kurallar," Sehun gülerek ona hatırlattı. "Reddedemezsiniz, hatırladın mı?"

"Şey, hava koşulları şartları altında reddedebilirsiniz." Jongin karşı çıktı. "Rüzgar--"

Sehun alay ederek kollarını çaprazladı. "Hiç rüzgar yoktu bir kere!"

En sonunda, şişeyi kavrayarak ayağa kalkıp bariyerlere doğru fırlattığında tartışmayı kesen Chanyeol oldu. Şişenin çatıdan aşağıya düşmesi bir dakika sürdü. En sonunda zemine vurduğunda camın kırılma sesi duyuldu.

"Aptalca oyunlar oynamayı bırakın artık!" Enerjisinin çoğunu Jongin'e odaklarken emretti. Sonra, hala beton zeminde oturan Baekhyun'a döndü. Kumral olan bağdaş kurmuş bir şekilde kafasını kaldırmış ona bakıyordu.

"Ve sen." İşaret parmağı neredeyse küçük olanın burnunun ucuna değene kadar onun üzerine doğrulttu. "Benimle oynamayı kes."

"Eh, oynamıyordum zaten." Baekhyun aynı şekilde karşılık verdi. Chanyeol'ün alışık olduğundan biraz daha fazla kırılgandı. "Jongin'le oynuyordum."

"Ne demek istediğimi biliyorsun, aptal."

"Aynen, aptalım ben. Niye bana ne demek istediğini söylemiyorsun?" Baekhyun bekledi. Chanyeol hiçbir şey söylemediğinde, alay etti. Kalkıp devin karşısında durarak, çocuğu göğsünden dürttü. "Belki de sadece beni öpmüş olsaydın, Jongin'i öpmek zorunda olmazdım!"

"Bu cümledeki mantık nerede?" Chanyeol geri saldırdı. "Sırf seni henüz öpmüyorum diye, gidip onu mu öpmek istiyorsun?"

Sehun Jongin'e doğru bakarken dudaklarını birbirine bastırdı. Birbirlerine yaklaşıp didişen "çiftten" uzaklaştılar.

"Henüz mü?" Baekhyun durdu.

Chanyeol durdu.

Herkes durdu

"Henüz derken, kahrolası asla anlamında."

Baekhyun'un çenesi gevşedi. "Eh, o tam da 'henüz' ün anlamının tam tersi oluyor nedense. Peki bu cümledeki mantık nerede, huh?"

Okul zilini yüksek sesi, öğle yemeği aralarını böldü. Ve Baekhyun, En Yakışıklı Çocukları birkaç hafta önce tekrar derslere girme konusunda ikna ettiğinden, hepsi kutularını toplamaya başladı.

O esnada, Baekhyun hala konunun peşini bırakmamıştı." Ee, beni ne zaman öpmeyi planlıyordun?"

Chanyeol öğle yemeği kutusunu küçük bir çantaya tıkıştırırken inledi. "Niye lanet olası her şeyi aceleye getirip duruyorsun sen? Çıkmıyoruz bile. Kahrolası seni öpmek zorunda değilim."

Baekhyun bir süre düşündü. Sonra, iç geçirdi. "Yani, sonsuza kadar burada olmayacağım ve--"

"Kaç yaşındasın sen? 18 mi? Bekleyecek zamanın var." Chanyeol çatının çıkışına döndü ve o yönde ilerlemeye başladı.
"Hadi gidelim."

Sehun ve Jongin çete liderini takip ettiler ama Baekhyun bir anlığına arkalarında kalmıştı. Jongin bunu fark eden ilk kişiydi, ama daha bir şey söyleyemeden Baekhyun devi yakalayıp koluna girebilmek için koşmaya başladı.





Think About It II chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin