Baekhyun bir hoe hoe hoe* idi ve gizli sarılıp yatma toplantısı için odaya gizlice sızıyordu, birinci kısım.
*
*Tıpkı eski zamanlar gibiydi.
Öyle olmaması hariç.
Birbirlerini yüz yüze görmelerinin üzerinden 6 aydan fazla bir zaman geçmişti, ve Baekhyun deve sarılmayı kesmeyi hiç istemiyordu. Asla.
İyi ki, ailesinin yatak odası alt kattaydı ve kendi yatak odasının kapısını kilitleyebiliyorlardı, ama bu hala çıplak zamanları zor bir hale getiriyordu.
Laptop'ından Netflix izlemek, Kore'deki odasında sahip oldukları o küçük televizyona en yakın olan şeydi, ama Baekhyun şikayet etmiyordu.
Zaten ikisi de izliyor bile değillerdi.
Nefessiz kalarak, Baekhyun dikkatini Chanyeol'ün tişörtüne verecek kadar geri çekildi. Kenarından kavrayarak, tişörtü kaldırmaya çalıştı, ama dev onu bileklerinden tutarak durdurdu.
"Kıyafetleri çıkarmaya başlamayacağız."
Baekhyun itiraz ederek kaşlarını çattı. "Sadece seni çıplak hissetmek istiyorum."
"Ailen aşağı kattayken değil."
Yine de, Baekhyun vazgeçmedi.
"Ama daha da ateşli olmuşsun, Yeol." Alt dudağını ısırarak, Baekhyun ona baktı. "Yani... Evet, video chat'i falan filan yaptık, ama-- Yeollie. Kasların şişmiş gibi. Tam da yeterli düzeyde. Her neyse, geçtiğimiz birkaç ayda sende başka nelerin değiştiğini görmeliymişim gibi hissediyorum, o yüzden sadece nazikçe bırakırsan, seni mutlu edebilirim--"
Gözlerini devirerek, Chanyeol tutuşunu sabit tuttu." Şimdi olmaz. Belki ailen işe falan giderse, o zaman."
"O zaman, yarın."
"Yani--"
"Tamam! Yarın, sarılıp yatacağız. Sonra, sana şehri gezdirebilirim! Yakında Disneyland'e de gidebiliriz! Benim geçiş iznim var ve sana da bir bilet alabilirim." Baekhyun yolculuk programlarının düşüncesine gülümsedi. "Heyecanlıyım. Hala biraz azgınım, ama sanırım zaten tüm tatil bizim."
"Ne zamandan beri puanlıyorsun sen beni böyle?" Chanyeol alay ederek sordu. Kumral olan artık aktif olarak tişörtü kaldırmaya çalışmadığında, onun elini bıraktı. "Tatlı Baekhyun'u özlemiş gibiyim."
Baekhyun ağzı açık bir şekilde ona baktı... Bir anda, Chanyeol'ün dizinde oturuyor olmak yanlış hissettirmişti. "Azgın Baekhyun'u sevmiyor musun?"
Ortamdaki havanın değiştiğini sezerek, Chanyeol iç çekti. Boş olan elini kumral olanın yanağını avuçlamaya, baş parmağını Baekhyun'un dudağının köşesine sürüklemek için kullandı. "İkisini de seviyorum."
Başını çevirerek, Baekhyun dilinin ucuyla baş parmağı yaladı... Hemen hemen. "Güzel. Şimdi, 'yaban mersini'ni istiyor musun?
"Ne?"
Baekhyun, Chanyeol'ün dizinden hızlıca aşağı inerken gülüp, onu kafası karışmış bir halde bıraktı. "Şu Yaban Mersini işte!"
"Baekhyun."
Yere inerek, Baekhyun dizlerinin üzerine çöktü ve Chanyeol'ün bacaklarının önüne oturdu. "Neredeyse, 7 ay falan oldu," yüzünü asarak söyledi. "Ve sadece özledim işte, biliyorsun. Penisi. Spesifik olarak seninkini-- Demek istediğim, başkalarınkini görmedim ama seninkini özledim çünkü dokunduğum tek şey o. Şey, benimki hariç tabii, ama mastürbasyon sayılmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Think About It II chanbaek
FanfictionChanyeol bir gangsterdi ve Baekhyun bunu kurcalıyordu. "Sence de tatlı değil mi?" "Ne?" Jongdae dönüp arkasına bakarken şaşkına döndü. "Sopalı olan mı?" "Evet." "Park Chanyeol." "Adı bu mu?" "Aman tanrım, Baekhyun." yazar: Exobubz izin alınmıştır. ...