35 - You're Mine

2K 213 118
                                    

Chanyeol bir gangsterdi ve o sürtükçe şeyleri seviyordu.

*
*

Sonradan, kayak etkinliğinin sadece bir liseye özel olmadığı ortaya çıktı, o yüzden buluşma noktasına vardıklarında Chanyeol; Junmyeon'u ve onun hık demiş burnundan düşmüş kuzeni, Jinah'ı, gördü.

Minseok da şaşırtıcı bir şekilde Havalı Lüksler üyeleri Kyungsoo ve Taehyung ile oradaydı. Birisi koruma, diğeri de kehanetler içindi.

Elleri hala birbirlerine dokunurken (Chanyeol böyle demeyi tercih ediyordu), parmakları kenetlenmiş ve avuç içleri birbirine dayanmış bir şekilde, birlikte oraya vardılar. Cüceyi ormanda bir yerde kaybetmeyi ya da benzer bir şeyi göze almak istemiyordu.

Jinah onları fark etti, ayağını yere vura vura onlara doğru gelmeye başladı. "Park Chanyeol! Eğer o inekle el ele tutuşuyorsan tanrıya yemin ederim ki--"

Baekhyun ona dik dik baktı. "Ben inek değilim!"

Ama birazcık öyleydi.

Junmyeon kuzenini kolundan kavrayıp geri çekerken etrafı sakinleştirmeye çalıştı. "Elit kal," dedi. Sonra, kumrala bir gülümsemeyle ulaşmadan önce kızın kolunu bıraktı. "Bebişim... Bebeğim... Boo'm."

Chanyeol, cüceyi arkasına itmek için aniden bir dürtü hissetti ama kumralın bu konuyu kendi başına halledebileceğinden oldukça emindi.

"Evet, Junmyeonnie?"

Chanyeol çocuğa hemen bir bakış fırlatarak, kendisini kafası karışmış bir halde buldu. Hadi Baekhyun'un yumuşak ses tonu neyse neydi de, kendisine "boo" denilince cevap vermesi bambaşka bir konuydu. (En azından Chanyeol için).

"Buradan çıkıp gitmeye ne dersin? Göle doğru bir yürüyüş yapmaya... Çalılıklar arasında emmek için güzel bir yer bulmaya." Junmyeon usulca güldü. "Belki de birazcık gece yarısı düzüşmesine."

Baekhyun ona geri gülümsemesi Chanyeol'ü sinirlendirdi.
"Myeonnie... Bunu yapamayacağımı biliyorsun!"

Chanyeol sırıtmaya başladı.

"Hiç hijyenik değil!"

Kaşlarını giderek daha da derine çatarak, Chanyeol iki eski sevgilinin arasına girmesi gerektiğine karar verdi. Baekhyun'u arkasına alarak, rakibine sert sert baktı. "Siktir git."

"Tabii ki. Erkek arkadaşımı bana ver yeter."

"O senin siktiğimin erkek-"

"Erkek arkadaşı mı?!" Jinah, Baekhyun'un olduğu tarahçfa doğru parmağını itti. "Sen resmen ikili oynayan küçük bir sürtüksün!"

"Söylediğin şey hiç hoş değil!" Kendisini Junmyeon ve Jinah'tan uzak tutan Chanyeol'e karşı mücadele ederken, Baekhyun cevapladı. "Hiç kimseye böyle bir şey söylememelisin bir kere!"

"Eh, öylesin ama!"

"Değilim!"

"Öylesin!" Kollarını çaprazlayarak, sanki onunla doğrudan konuşmak için çok iyiymiş gibi, Jinah alay etti. "Bilmem gerekirdi. Chanyeol her zaman partnerlerinin biraz sürtükçe olmasından hoşlanmıştır zaten."

Baekhyun ne diyeceğini bilmiyordu. Sonra, başını kaldırıp Junmyeon'la bakış savaşı veren gangster baktı.

"Bu doğru mu?"

"Ne doğru mu?"

"Sürtükçe şeyleri mi seviyorsun?" Baekhyun dudaklarını birbirine bastırdı. Sonra da, devi şaşırtarak elini bıraktı. "Ben o kelime değilim ki..."

Chanyeol inledi.

Siktir Jinah.

"Ben zaten senin o kelime olmanı istemiyorum." Chanyeol uzanarak eli yeniden tutmaya çalıştı. "Ve bir daha o kelimeyi tekrar söylersen, ben--"

Kafasını sallayarak, Baekhyun geri çekildi. "Ama sen böyle seviyorsun."

"Bu--"

"Merhaba millet!" Bir kamp danışmanı gangsterdi böldü. "Benim adım Danışman Luna ve az sonra kayağa başlayacağız! Sadece herkesin eşleşip bir partner bulmasına ihtiyacım var!"

Chanyeol daha bir şey yapamadan, Junmyeon harekete geçti. "Baekhyun, bebişim... Hadi partner olalım."

"Junmyeonnie, yapamam! Chanyeol benim kulübe eşim!"

Küçük cüce ona kulübe eşim demişti.

Bozulmuş bir şekilde, Chanyeol çenesini kilitledi.

"O zaman Jinah onun partneri olabilir."

Yeterince katlandığı o düşünerek, Chanyeol Baekhyun'u kolundan tuttu ve nazikçe (ama zorla) ikisini de kuzenlerden uzaklaştırmaya başladı. "Kahrolası bir sinir bozucu olmayı kes artık."

"Huh?"

"Eğer onunla partner olmak istediysen, o zaman benden gelmemi istememeliydin." Yeterince uzaklaştıklarında Chanyeol yürümeyi durdurdu.

"Onun benim kayak partnerim olmasını istemedim," Baekhyun söyledi. "Seninle olmak istiyorum, ama..."

"Ama ne?"

"Jinah senin sürtükçe şeyleri sevdiğini söylüyor ama ben bir sürtük değilim; ve annem onun güzel bir kelime olmadığını söyler hep. Ama eğer güzel bir kelime değilse o zaman bu senin güzel olmayan şeyleri sevdiğini gösterir!" Gözleri yere odaklanmış bir şekilde, Baekhyun iç çekti." Ve Jinah da kaba olduğundan, o da güzel değil, yani tam da senin sevdiğin gibi o yüzden... Belki de onun partneri olmalısın. "

Bu Chanyeol'ün hayatında duyduğu en ters mantıktı, ve son derece lanet olası--

"Sinir bozucu."

Baekhyun başıyla onayladı. "Biliyorum."

Bir sessizlik çöktü... Sonra, Chanyeol onu göğsüne doğru çekti. Bu, çok uzun sürmeyen bir tek kolla "sarılmaydı."

"Siktiğimin çok fazla düşünüyorsun." Gangster homurdandı.

Yüzünü Chanyeol'ün kazağın bastırarak, Baekhyun iki kolunu da gangsterin beline sarıp onu sıkarak bu şansı kaçırmadı.

"Sadece düşünceli olmaya çalışıyordum," burnunu çekti. "Eğer birini seviyorsan, bırak gitsin."

Gözlerini devirerek, Chanyeol akşamın boyadığı gökyüzüne kafasını kaldırıp baktığında yüzündeki küçük sırıtışı sakladı. "Uh huh--"

"Dönerse senindir." Boğuk kıkırdamalar ikisinin arasında duyulabiliyordu. Sonra, gangsterin tüm saklama çabalarına rağmen ortada olan kızarmış yüzünü görecek kadar, Baekhyun yavaşça geriye çekildi. "O yüzden, sen kesinlikle benimsin!"







Think About It II chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin