Baekhyun bir tavşan tepesinde, Chanyeol ise kaygan bir yokuştaydı.
***
Baekhyun, kayaklarının üzerinde sallanıp duruyordu ve birkaç kere de düşmüştü. Bu durum Chanyeol'ün sinirlerini bozuyordu çünkü muhtemelen muhtemelen gerizekalı aptal her yerini yara bere içinde bırakacaktı.
Genelde kendi başına kayak yapmayı severdi ve Baekhyun da (bir noktada) ona büyük tepelerden birinden kaymasını ve kendisini de tavşan tepesinde--kayması en kolay olan tepelerden birinde bırakmasını söylemişti.
Ama bu Chanyeol'ü kötü hissettirmişti-- sadece düşüncesi bile.
Karlı tepeye bakarak, Chanyeol Baekhyun'un kayışını izledi. Bayağı yavaş geliyordu... Küçük çocuklar bile ondan hızlıydı.
Chanyeol bu konu hakkında bir şey söylemedi.
"İyi gidiyorsun," tökezleyen erkek arkadaşına bakarak başını salladı. "Sakinleşmeye çalış. Daha iyi kayabilmene yardımcı olur."
"Çok korkunç ama! Duramam gibi hissediyorum."
"Direklerin bunun için varlar. Yavaşlamak veya durmak istediğinde sana gösterdiğim ayak pozisyonunu hatırla."
Cüce onu geçip giderken, Chanyeol onu izledi. Kendisi de kaymaya başlamadan önce birkaç saniye bekledi. Ancak biraz öne geçtiğinde durdu. "Daha önce bunun hakkında konuşamadım seninle ama... Noel için ne istiyorsun?"
Baekhyun kurduğu konsantrasyonundan çıkarak ona baktı. Neredeyse tekrar tökezliyordu. "Hiçbir şey...? Sen en güzel hediyesin."
"Hm." Chanyeol dudaklarını birbirine bastırdı. "Bunu duymak güzel, ama gerçekten ne istiyorsun?"
"Um..." Baekhyun onun yanına doğru kaydı. Başını yan tarafa çevirerek, "Belki el yapımı bir şey? Oh! Ya da belki, kişiye özel bir şey?"
Chanyeol kaynağını yeniden aşağı tarafa yönlendirmek için vücudunu çevirdi. "Tamam... Sana verdiğim müzik kutusuna ne oldu?"
Belki müzik kutusuna eklenebilecek bir şey yapabilirdi.
Yani ufak bir ekleme gibi.
"Oh, um, dolabımda. Yurttakinde." Baekhyun'un dizleri yeniden titremeye başlamıştı. Konfor alanına kıyasla (onun bakış açısından) fazla hızlı gidiyordu. "Bazen onu çaldığımda Jon rahatsız oluyor ve odayı sessiz seviyormuş o yüzden-- Ah! Siktir!"
Baekhyun yerde yuvarlandı, sonra dengesini yeniden kazanınca bir inilti bıraktı. Ellerini yere koyup kendini yukarı iterek ayağa kalktı.
Chanyeol hemen yanına kayarak durdu ve cücenin kalkmasına yardım etti.
" Teşekkürler... " Baekhyun mırıldandı. "Baksana... Belki de bu işte o kadar iyi değilimdir. Şimdiden yoruldum!"
Yokuşun sonuna baktığında, Chanyeol bitiş çizgisinin o kadar da uzakta olmadığını gördü. "Bence oraya tek başına gidebilirsin. Direklerini kullan."
Direklerdeki tutuşunu düzelterek, Baekhyun başıyla onayladı. "Evet. Hatırlamaya çalışacağım."
Aralarında minicik bir boşluk bırakarak, Chanyeol de arkasından kaymaya koyuldu. Müzik kutusuyla ilgili dedikleri onu hala rahatsız ediyordu, ama...
**
Bu konuyu yeniden gündeme getiremiyordu ve Chanyeol neden olduğunu bilmiyordu.
Belki de Jon'un lanet olası hassas kulaklı mızmız bir aptal olmasının Baekhyun'un suçu olmadığındandı. Tanrı aşkına, defol git kulak tıkaçı falan alsana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Think About It II chanbaek
FanfictionChanyeol bir gangsterdi ve Baekhyun bunu kurcalıyordu. "Sence de tatlı değil mi?" "Ne?" Jongdae dönüp arkasına bakarken şaşkına döndü. "Sopalı olan mı?" "Evet." "Park Chanyeol." "Adı bu mu?" "Aman tanrım, Baekhyun." yazar: Exobubz izin alınmıştır. ...