47 - Blank Space

1.5K 196 86
                                    

Chanyeol bir gangsterdi ve Baekhyun onun (boşluğuydu) du.

*
*

Bugün, Baekhyun'un tadı Melona gibiydi ve Chanyeol bunu hiç de sorun etmiyordu.

Gordon Ramsay her zamanki gibi bağırıyordu ama pek umursandığı söylenemezdi. Bilmem kaçıncı sezonun bilmem kaçıncı bölümündeydiler-- Chanyeol nerede kaldıklarının takibini kaybetmişti. Sadece dudaklarını Baekhyun'un çenesine, kulağının hemen altına sürttüğü zaman onun kaç kez kıkırdadığını takip ediyordu.

"Yeol?"

"Hm?"

"Bugün çok fazla kalamam."

Chanyeol altında yatan cüceye bakacak kadar geri çekildi. "Neden?"

Baekhyun somurttu. "Anneme bir şeyde yardım etmem gerek."

"Yeni evinize kutuları taşımak gibi." Gangster onun tepkisini dikkatli izliyordu, ama Baekhyun gerilmeden yalan söylemeyi öğrenmişti.

"Aynen. Birazını."

Chanyeol'ün dudakları ince bir çizgiye dönüştü. "Peki, nasıl gidiyor taşınma işleri?"

"Oldukça güzel!" Baekhyun gangsteri yeniden üzerine çekmeye çalıştı, ama onun direndiğini hissedebiliyordu. "Şimdi, hadi bakalım. Bana öpücükler ver--"

"Anneni bayağıdır görmüyorum. Bir ara ziyaret etsem iyi olacak."

"Tamam! Seni gördüğüne çok sevinecektir," Baekhyun gülümseyerek söyledi.

Gözlerini kısarak, Chanyeol kumral olana sorgulayıcı bir ifadeyle baktı. Baekhyun'un yalan söyleyip söylemediğini anlayamıyordu.

Her neyse.

Eğer Baekhyun böyle davranmaya devam etmek istiyorsa, o zaman siktir et gitsin. Chanyeol cidden kavga çıkaracak gibi hissetmiyordu.

İç çekerek, gangster cücenin dudaklarına hızlı bir öpücük kondurdu ama Baekhyun tam karşılık vermeye başlamıştı ki geri çekildi.

Üzgün bir halde, Baekhyun ona 'boo boo' adını verdiği dudak büzmesiyle baktı. "Niye böyle yapıp duruyorsun ya?"

"Artık bir şeyleri rayına oturtmamız gerek."

"Ne gibi?"

Yüksek sesle dile getirmek cidden çok boktandı. Yani gerçekten bu ne kahrolası şeydi böyle.

"Niye benden hoşlanıyorsun ki?"

Chanyeol daha önce hiç bu soruyu sormak zorunda kalmamıştı. Diğer insanların ondan neden hoşlandığı belliydi, ama Baekhyun farklıydı. Her zaman ondan hoşlandığı konusunda oldukça dürüsttü, ama nedeni; ilgi için ısrarlı sızlanması kadar asla gün gibi ortada değildi.

"Çünkü bence tatlısın!" Baekhyun bunu sanki koca tüm dünyada inandığı tek şeymişçesine söyledi.

Dik oturarak, Chanyeol Baekhyun'un üzerinden kalktı ve yatağın diğer köşesine oturdu. Üniformasını iliklemeye başlarken alay etti. "Bu mu yani?"

"Şey, ayrıca senden kedileri sevdiğin için de hoşlanıyorum." Baekhyun Salem'i seviyordu. Bu oldukça aşikardı.

Cüce, başını kaldırıp tavana bakarken gülümsüyordu. "Annemi sevdiğin için senden hoşlanıyorum. Bu benim için önemli. Oh! Ve bana Gordon'ı hatırlatıyorsun."

"Ne demek istiyorsun?"

"Bana sinir bozucu diyorsun ama ben senin, nasıl desem, bana aşık olduğunu biliyorum." Baekhyun sessizce kıkırdamaya çalıştı ama en sonunda sesi boğulan bir guruldama gibi çıkmıştı.

Chanyeol üzerindeki gömleğini silkelediğinde, vücudu Baekhyun'un dikkatini çekti. Soluğu kesilerek, kumral olan dik oturup; sanki bir şeyden saklanıyormuş gibi yatağın öteki ucuna neredeyse uçtu.

"Bunu niye yapıyorsun?" fısıldadı.

"Bir şey yaptığım falan yok."

Yalan.

Chanyeol işaret parmağını kaldırıp, Baekhyun kendisine doğru emeklesin diye 'buraya gel' şeklinde oynattı (ki o da bunu yaptı çünkü niye yapmasındı).

Üzerinde ata biner şeklinde oturuncaya kadar cücesine yol gösterdikten sonra, Chanyeol Baekhyun'un mükemmel bir şekilde pantolonunun içine sokulmuş gömleğinin iliklerini açmaya başladı. Düğmeler yeterince çabuk açılmıyordu.

"Yeol, ne yapıyorsun?" Baekhyun yeniden sordu. Yine de, karşı koymadı. Onun yerine ellerini  gangsterin çıplak göğsünden aşağı doğru indirdi.

"Ne yapıyor gibi görünüyorum, geri zekalı?" Chanyeol, dudakları kumralın boynuna temas edip yumuşak bir inleme kazanmadan önce kelimeleri mırıldandı.

Kabul etmek istemiyordu ama belki de --sadece belki de-- eğer giderse bu aptal çocuğu özleyecekti.

Bu düşünce, onu üzdü. Unutmaya çalışarak, Chanyeol lanet olası düğmelere odaklandı.

Planladığından daha uzun sürdü ama sonunda tüm aptal düğmeleri açmıştı.

"Yeol...?"

Baekhyun'un dudaklarından ismini duymak, ona bir şeyler yapıyordu-- Ve Chanyeol bunun iyi bir şey olup olmadığını bilmiyordu.

"Hm?"

"Biz şey yapacak mıyız, um..." Baekhyun konuşamıyordu. En azından, Chanyeol önünde yarı çıplakken değil. "O şeyi bugün yapacak mıyız?"

"Hayır," Chanyeol sessizce söyledi, dudakları kumral olanın omuzlarındaydı. "Henüz değil."

"Hm... Yeol?"

"Ne?"

Cücesi konuşmayı seviyordu.

"Ben senin erkek arkadaşınım, değil mi?"

Baekhyun'un sesinde, normalde orada olmayan bir eminsizlik tınısı vardı.

Chanyeol başını kaldırıp kendisine dikili, bir cevap arayan, o sinir bozucu, kahverengi gözlere bakmadan önce bu soru; onu bir anlığına düşündürdü.

Sessizliğin küçük duraksaması bir süre daha devam etti ama Chanyeol erkek arkadaşını yanağından öpüp, bu hareketinin sorusunu cevaplamaya yeterli olduğunu umarak, sessizliğe son verdi.

Ve evet, öyleydi.










Think About It II chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin