Chanyeol bir gangsterdi ve Baekhyun tatlış bir armağandı.
*
*Bu sefer, Baekhyun öğle yemeğini onlarla birlikte yemiyordu. Arama yapmakla ilgili bir şey söylemişti. Chanyeol çok fazla dikkatini vermemişti aslında, çünkü çoğunlukla bilmek istemiyordu-- zaten içinde ne olduğuyla ilgili bir his varken hem de.
Sehun telefonundan bir şeyleri kaydırırken, Jongin'le birbirlerine sokulmuşlardı. Bu Chanyeol'ün sinirini bozmuştu çünkü birazcık dışlanmış hissediyordu, özellikle de cüce orada onlarla birlikte değilken. Resmen ortamın tadı tuzu yoktu.
"Siz ikiniz neye bakıyorsunuz be?" Chanyeol bilmek istedi. Tehditkar görünmüyordu. Onun yerine, kulağa meraklı (biraz da sabrı taşmış) geliyordu.
"Küçük Patron için bir hediye bakıyoruz," Gözleri ekrana odaklanmış bir şekilde, Jongin cevapladı. "Arkadaşı onun için bir parti verileceğini söyledi de. Şey için, üniversite şeysi için işte."
Chanyeol'ün çenesi neredeyse yere değecekti.
Bu gerizekalılar bile biliyor muydu yani?
İnanamazlıkla alay etti. Cüce sanki kendisi hariç herkese söylemişti. Ya da, en azından, onlar kendisinden önce öğreniyordu bu haltı.
Ve bu onun tepesini attırıyordu.
"Siz nereden biliyorsunuz bunu?" Chanyeol sordu. "Üniversite meselesini."
"Um, arkadaşı söyledi...?" Sehun kafasını kaldırıp baktığında, gangsterin çok da mutlu görünmediğini gördü. "Geçen gün bize davetiye verdi. Baekhyun'un ateşli arkadaşlarını da davet ettiğini söylene dek pek ilgilenmedik aslında."
Sehun kızlar ve nasıl da ateşli oldukları hakkında bir muhabbete dalarken, Chanyeol ne hediye alması gerektiğini düşünmeye başladı... Kahretsin, bir hediye alması gerektiğini bile bilmiyordu, ama yine de en sonunda, mantıklıydı. Bir partiydi sonuçta. Lanet olası.
Siktir.
Chanyeol yemek kutusunu yana koyup Jongin'in ellerine tutuşturdu. "Şuna sahip çık."
"Uh--"
Başka bir kelime daha etmeden, Chanyeol kalktı ve merdivenlere doğru yöneldi. Yalnız kalmak istiyordu.
*
*Dersi asıyordu.
Gangster şeyden beri ders asmamışto... Siktir, hatırlamıyordu. Baekhyun okulun ne kadar da önemli olduğundan ve lanet olası bla bla blalarından konuşmaya başladığından beri, Chanyeol tek bir kahrolası dersi kaçırmamıştı.
Ama hepsini siktir edin gitsindi, cidden.
Bir tek kendisinin karanlıkta bırakılması hissinden nefret ediyordu. Ve ne için? Ortada hiçbir kahrolası sebep yoktu, hatta kendisinin ilk bilen kişi olması gerektiği göz önüne alınırsa.
O aptal cüce tam anlamıyla onun erkek arkadaşıydı-- Çıkıyorlardı. O zaman neden hep kendisi en sona kalıyordu?
Chanyeol motorsiklet kaskını almak için hızlıca dolabının önünde durdu. Baekhyun eve yürümekten hoşlandığı için bir süredir motorsikletini okula getirmiyordu ve eve yürümek onlara daha uzun süre birlikte olma fırsatı veriyordu-- Kahretsin.
Dolabının kapağını çarptı.
Şimdi, dünyasının aslında nasıl da cücenin etrafında döndüğünü fark etmesi gerçekten lanet olası çok sinir bozucuydu-- yakında gidecek olan sinir bozucu bir cücenin etrafında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Think About It II chanbaek
FanfictionChanyeol bir gangsterdi ve Baekhyun bunu kurcalıyordu. "Sence de tatlı değil mi?" "Ne?" Jongdae dönüp arkasına bakarken şaşkına döndü. "Sopalı olan mı?" "Evet." "Park Chanyeol." "Adı bu mu?" "Aman tanrım, Baekhyun." yazar: Exobubz izin alınmıştır. ...