14 - Be Four the Prom

2.9K 274 27
                                    

Jongdae Baekhyun'un randevusuydu ve Chanyeol için bu hiç sorun değildi--ya da en azından o böyle söylüyordu.

*
*

"Balo gibi aptalca bir şeye gitmeye neden tenezzül edersin ki?" Chanyeol gözlerini devirdi. Baekhyun'un kendisine farklı renk smokinler giyip çekildiği fotoğraflarını gösterip durmasına sinir oluyordu. "Sadece senin gibi geri zekalıların aptalca anılar yaratmak için para döktüğü para tuzağından başka hiçbir şey değil."

"Peki, niye umursuyorsun ki? Gitmiyorsun zaten!" Baekhyun gülümsemeden önce bir saniyeliğine kaşlarını çattı. "Kıskandın mı yoksa? Eğer öyleyse sorun değil."

"Siktiğimin cidden kıskanmadım," Chanyeol, kumralın yüzündeki o kendini beğenmiş ifadeyi silmek isteyerek hırladı. "Kendin gelip gözüme sokuyorsun. Kravatının pembe, sarı ya da mavi olması zerre umrumda değil. Jongdae'yle uyumlu olmak istemen de umrumda değil. Niye gidip randevunu onunla planlamıyorsun?"

"Çünkü ben senin fikrini istiyorum!"

"Umrumda değil!"

Baekhyun kaşlarını çattı. "Bence sen baloları sevmiyorsun çünkü utanıyorsun!"

"Nereden bu kahrolası sonuca vardın?"

"Çünkü dans edemiyorsun--"

Chanyeol kendisini bu varsayımdan biraz alınmış bir halde buldu. Tamam; en iyi dansçı değildi belki, ama eğer dansta berbat olduğu sanılıyorsa siktiğimin yanılıyorlardı. "Baloya gitmek istemiyorum ve bu siktiğimin dans yüzünden değil. Sadece aptalca, ve sen de aptalsın, ve orası senin gibi aptal insanlar için."

Baekhyun nefesini vererek kollarını çaprazladı. Bu haliyle biraz tatlı gibi görünüyordu, ama Chanyeol kendisine cidden tatlı falan olmadığını söyledi. "Jongin ve Sehun da gidiyor! Orada olmayacak tek kişi sensin."

"Onlar da aptal." Gözlerini devirerek, Chanyeol Baekhyun'un kendisini sürüklediği boş sınıftan çıkmaya çalıştı ama cüce onun elini kavrayarak durdurdu. "Ne var?"

"Sana nasıl dans edileceğini öğretebilirim!"

"Yok, sağ ol." Elini geri çeimeye çalıştı ama Baekhyun hızlıydı.

Önüne geçti ve kapıya ulaşmasını engellereyek, cüce gülümsedi. "Burada kimse bakmazken sana nasıl dans edileceğini öğreteceğim!"

"İstemiyorum dedim!"

"Utanmayı bırak!"

"Utanmıyorum!"

"Evet, utanıyorsun!" Baekhyun iki elini de Chanyeol'ün beline koydu ve Chanyeol'ün rahatsız hissedeceği kadar yakınına geldi. "Buradayım işte! Sana yardım edebilirim!"

Bu bardağa düşen son damlaydı. Küçüğü iterek, onun odadaki tek çıkış noktasından çekildiğine emin oldu. "Sadece beni rahat bırak, cüce. Benim çoktan balo gecesi için planlarım var."

"Planlar mı? Nasıl planlar onlar?"

"Biriyle buluşacağım."

Baekhyun kaşlarını çattı. "Takılmak için mi?"

"Siktiğimin bir randevu bu, seni geri zekâlı."

Gözlerini kırparak, Baekhyun ona ağzı açık bir şekilde birkaç saniye bakakaldı."Randevu mu? İyi de bu aldatmaktır!"

"Ne?"

"Beni aldatıyorsun!"

"Birlikte değiliz biz!" Chanyeol ellerini  yumruklar haline getirdi. "Ve ayrıca sen de baloya BMW çocuğuyla gitmiyor musun?"

"Jongdae iyi bir arkadaş sadece!"

"Aynen, eminim--" Chanyeol, ne kadar öfkelendiğini fark edip duraksayarak, geri çekildi. "Sikeyim. Gidiyorum ben. Ve bunu sana niye söylüyorum bilmiyorum bile."

Sınıftan dışarı çıktı ama Baekhyun arkasından koşturdu. Chanyol'ün uzun adımlarla aldığı 5 adım Baekhyun için 5 saniyelik sürat koşusu demekti.

"Aptal olmayı bırakıp sadece benden hoşlandığını söyler misin artık?" Baekhyun bağırdı. Sesi koridorda yankılandı ama şanslarına okulda sadece ikisi vardı. "Duygularımı incitiyorsun!"

Onu görmezden gelerek, Chanyeol yürümeye devam etti.

"Vay be, cidden mi?"

Sessizlik.

Chanyeol'ün Baekhyun'un arkasından koşmayı bıraktığını idrak etmesi bir saniyesini aldı. Baekhyun'un arkasından artık koşmadığını fark etmesi ise biraz zaman aldı.









Think About It II chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin