74 - Ghosted

1K 115 49
                                    

Baekhyun tatil için eve gidiyordu, ve Chanyeol hiçbir şey söylemeden tüm iletişimlerini kesiyordu.

*
*

Tıpkı Chanyeol'ün dediği gibi, tüm gün boyunca ne telefonlarını açmıştı ne de mesajlarına cevap vermişti, ki bu Baekhyun'un, Jon dışında finalleri hakkında konuşacak başka kimsesi olmadığı anlamına geliyordu, ama aynı değildi.

Öncelikle, Jon ne söyleyeceği hakkında hiç de öyle ilgileniyormuş gibi görünmüyordu. Birkaç ay önce Baekhyun'un güzel ve tatlı olduğunu söylemişti, ama konu bu değildi. Konu, C++ zor bir dil olması ve Baekhyun bundan sadece şikayet edip durmak istemesiydi çünkü finalde yanlış yaptığı 1 ya da 2 şey olabilirdi ve bu onu rahatsız ediyordu.

İkinci olarak, göndermeye çalıştığı tüm mesajlar hala "gönderiliyor"du ki bu, onların Chanyeol'ün telefonuna daha ulaşmadığı anlamına geliyordu. Bu, Baekhyun'u Chanyeol'ün ne yaptığı hakkında daha çok meraklı hale getiriyordu.

Ona ulaşmaya çalıştığı bütün bir günün ardından, Baekhyun finallerini kutlamak için arkadaşlarıyla dışarı çıkmaya karar verdi. Yarın, evine ailesine geri dönerdi nasılsa ama ondan önce dışarı çıkıp biraz eğlenecekti.

Ama...

Alkol yok.

Çünkü onu azgın ve konuşkan yapıyordu, ki eğer Chanyeol orada değilse ikisinin de bir anlamı yoktu.

İç çekerek, Baekhyun hoodie'sini düzeltti ve aynaya baktı.

Üzgün ve uykudan mahrum kalmış görünüyordu, ama iyi yanından bakıldığında, yarın bir Skype randevuları vardı ve en sonunda o aptal salağı görebilecekti ve, umuyordu ki, şimdi sınavları bitmiş olduğundan çok daha iyi olacaktı.

Kapıdaki tıklama Baekhyun'un dikkatini yeniden gerçekliğe çekti.

Bunun hakkında pek düşünmeden, yürüdü ve karşısında Jon'u bulmak için kapıyı açtı.

"Üzgünüm, oda anahtarımı unutmuşum."

"Henüz çıkmadığım için şanslısın!" Baekhyun onu içeri alarak güldü.

Masasından öğrenci kimliğini alarak, Jon arkasını döndü ve ona gülümsedi. "Güzel görünüyorsun. Dışarı mı?"

"Evet! Jennifer, Liza, Jay ve Ross beni şehir merkezindeki Mavi Ananas kulübüne götürüyor."

"Orası bir gay kulübü değil miydi?"

"Hepimiz Joss'ı desteklemeye gidiyoruz! Bir erkek arkadaşa ihtiyacı var."

Homurdanarak, Jon onu geçip kapıya doğru geri ilerledi. "Ve senden ne haber? Sen de yeni bir erkek arkadaş bulmaya mı?"

Baekhyun kaşlarını çattı. "Hayır. Ben iyiyim!" dedi. "Niye? Sence gidersem insanlar yanlış mı anlar? Onların şey olduğumu düşünmesini istemiyorum-- Demek istediğim. Chanyeol'ü seviyorum, ama arkadaşımı desteklemek istiyorum ve--"

Kafasını sallayarak, Jon onu hemen durdurdu. "Aşırı düşünmeyi kes, tanrım. Git. Eğlen," gitmeden önce gelişigüzel bir şekilde söyledi. "Oyun laboratuvarına gidiyorum. Bir şey olursa ara beni. Hoşçakal!"

Jon gittikten sonra, Baekhyun dönüp aynaya geri baktı ve iç çekti. Cidden kulübe bir hoodie ve dar kot pantolon ile gidiyordu, ama aslında şu mesajı vermeye çalışıyordu: "Hey, tatlıyım ama bir erkek arkadaşım var. Adı Park Chanyeol ve bence o en iyisi--aramalarıma cevap vermemesine rağmen ama gerçi veremeyeceğini de söylemişti--"

İnleyerek, Baekhyun yatağına doğru yürüdü ve kendini bıraktı. Yüz üstü. Yastığa bağırmadan önce.

*
*

Think About It II chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin