66 - O.K

1.2K 132 73
                                    

Chanyeol (eski) bir gangsterdi.

*
*

Baekhyun'un ödevlerini ve finallerini diğerlerinden daha önce teslim etmesi gerekiyordu o yüzden Chanyeol onu haftanın geri kalanı boyunca zar zor görmüştü, Baekhyun'un ona Melona alıp alamayacaklarını sorduğu akşamlar hariç. Bu durumda, Chanyeol küçük cüceyi alıp biraz gece  buzlu şekerlerinden yemek için götürmeye istekliden de öte oluyordu.

O noktada, Baekhyun'un evi boştu, o yüzden babası Amerika'da işleri hallederken annesiyle birlikte teyzesinin evinde kalıyordu.

Ev, okula Baekhyun'un evinden daha fazla uzaktı, bu yüzden eve yürümeyi bırakmışlardı. Onun yerine, Chanyeol kumral olanı motosikletle eve bırakıveriyordu, ki bu iyiydi de, ama aynısı değildi işte.

Baekhyun'un artık kendi odası yoktu, ki bu diğer şeyleri biraz... zorlaştırıyordu. Her zaman Chanyeol'ün evine gidebilirlerdi tabii, ama Baekhyun çalışmayla ve ödevleri bitirmeyle meşgul olduğundan ancak son birkaç günleri kalmıştı.

*
*

Chanyeol, Baekhyun onlarla takılmadan önce ne yaptığını unutmuş gibiydi. En son birini ne zaman dövdüğünü hatırlamıyordu bile-- ve bu bile o kadar eğlenceli gelmiyordu artık kulağa.

Arkasına dönüp bakarken iç çekti.

Baekhyun yatağında oturuyor, programlarını en son haline getirmeye çalışıyordu. Hepsi geçiciydi zaten ama, daha önce planladıkları gibi, her şeyi takip etmesi kolaydı. Bu planı takip edeceklerini umuyorlardı.

"Tamam, şey, şimdi iyiyiz sanırım. Her şeyi kurduk, tüm o saat farkı şeyini de katarak konuşmalar için en uygun zamanı da hesapladım." Baekhyun ajandasını kapattı ve gangsterin komidininin üzerine koydu. "Uçuşum bu haftasonu-- Oh! Cumartesi saat akşam 8'de. Beni uğurlamaya geliyorsun, değil mi?"

"Evet."

"Tamam, iyi o zaman!" Baekhyun neşeli görünüyordu ama Chanyeol ne olursa olsun onun ta içini görüyordu. "Hadi Hell's Kitchen izleyelim."

Programı haftalardır izlememişlerdi. Sevişmelerin ve diğer şeylerin arasında eninde sonunda Gordon arka planda, görmezden geliniyordu. Bu da şovu, bir tür "işaret sözcüğü" haline getiriyordu.

İsteğe uyarak, Chanyeol bilgisayarından programı açtı ve Baekhyun'a yatakta katılmadan önce tam ekran haline getirdi.

Baekhyun'un elleri hızlıydı, tıpkı daha önce birçok kez yapmış gibi direkt gangsterin üniformasının düğmelerini açmaya girişmişti.

Ama Chanyeol onun ellerini kendi ellerine hapsederek onu durdurdu. "Seks yok."

Kaşlarını çatarak, Baekhyun ellerini geri çekmeye çalıştı ama Chanyeol onu bırakmadı. "Ama ben seni tüm çıplaklığınla hissetmek istiyorum," karşı çıktı. "Seviyorum bunu."

"Çıplaklık falan yok. Yanıma uzan."

Baekhyun ona boş boş baktı. "Ama tüm hafta boyunca fanfinifinfon yapmadık ve ben..."

İkisi de biliyordu. Söylemesine gerek yoktu.

"Sadece olabildiğine uzun bir süre sana yakın hissetmek istiyorum." İç çekerek, Baekhyun ellerini dizine indirdi. "Artık buraya gelebilir miyim, onu da bilmiyorum."

Chanyeol omuzlarını kaldırıp yatağa uzanmadan önce birkaç saniyeliğine hiçbir şey söylemedi. Sonra, Baekhyun'a ona katılması için işaret etti... Ve o da bunu yaptı.

"Sen o kadar da gangster değilsin, biliyorsun. Senin, 'Aynen, babacık sorunların olana kadar seni bipleyeceğim, seni bipleyen bip!' gibi falan olman gerekiyordu," Kumral olan kolunun birini Chanyeol'ün göğsüne atarken mırıldandı. "Eğer yumuş yumuş bir erkek arkadaş isteseydim, o zaman, um, yumuş yumuş bir çocukla çıkardım-- şey gibi bir çocukla... Oh, bilmem ki! Kendim gibi. Ben yumuş yumuş bir çocuğum."

Baekhyun ciddi söylemiyordu. Chanyeol'ü olduğu gibi seviyordu.

"Sen sinir bozucu bir çocuksun."

"O zaman beni tekrar görmeyecek olman iyi bir şey, huh?"

"Kapa çeneni," Chanyeol Baekhyun'un yan tarafını çimdikleyerek söyledi. "Şunu söylemeyi kes."

"Ama doğru."

"Hayır, değil. Sadece 100. kez seni kahrolası özleyeceğim söylememi istiyorsun o kadar."

Gülümseyerek, Baekhyun kıkırdadı. "Biliyorum."

Chanyeol ona sahte sinirli bir bakış attı ama sonra sadece kumral olanı sıkıca kendisine çekti. "Her neyse, orada dikkatini verip kıçın çıkana kadar çalışsan iyi olur," mırıldandı. "Ortalıkta etrafı karıştırdığını ve çalışmadığını duyarsam, seninle konuşmayı keserim."

"Bu çok kaba bir hareket ama," Baekhyun dudaklarını büzdü. "Yapma öyle."

"O zaman çalış."

"Tamam."

*
*

[2013]

Chanyeol ön kapının zilini çaldı ve Jongdae kapıyı açıp onu içeri çekiştirene kadar bekledi. "Geeeeeeç kaldın!"

"Üzgünüm. İşteydim."

Chanyeol eve girdi ve hemen Sehun tarafından karşılandı.

"Gerçekten geldin!" Onu mutfak tarafına çekiştirmeden önce eski arkadaşına hızlıca sarıldı. "Jongin ve ben bahse girmiştik. O senin gelmeyeceğini söyledi ve ben de geleceğini söyledim, sonuç olarak şimdi bana para borçlu."

Gözlerini devirerek, Chanyeol onu mutfağa, Jongin'in daha önce tanımadığı yeni bir yabancının kollarında olduğu yere takip etti.

Sehun, tekrar Chanyeol'e dönüp bakmadan önce yan yan Jongin'e bakıp boğazını temizledi. "Bu, uh, Taemin. Erkek arkadaşı," Yüksek sesle ilan etmeden önce kısık sesle söyledi. "Bana para borçlusun!"

Taemin'in kahverengi gözlerine tutulmuş ve delicesine aşık olan Jongin, Sehun'un yüksek sesiyle şaşırdı. Daha şikayet edemeden, Chanyeol'ü fark etti ve soluğu kesildi. "Aman tanrım, cidden geldin mi?"

Kaşlarını çatarak, Chanyeol ikisine de  baskıcı, sorgulayan bakışlarından yolladı. "Niye herkes geldiğime bu kadar şaşırdı be?"

Sehun gergince güldü. "Sadece senin burada olmak... uh, istemeyceğini düşündük." tuhaf bir şekilde konuşmaya başladı. "Oh, ama erkenden gitmek istersen, seninle gelebilirim. Sorun etmem, patron--"

Chanyeol alay etti.

"Çeneni kapa ve bunun hakkında konuşmayı kes artık."

"Emin misin?"

"Evet."


















🤔

Think About It II chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin